Gerici-faşist iktidar, seçimlerin üzerinden bir ay bile geçmeden gerici hamlelerde bulunmakta gecikmedi. Yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kız çocuklarının okullaşma oranının artırılması gerekçesiyle, sadece kız çocuklarının okuyacağı okulların açılabileceğini söyledi. Bunu da bazı velilerin kız çocuklarını erkek çocuklarla birlikte okutmak istememesine dayandırdı. Bu söylemlere ilk destek, HÜDA-PAR Gaziantep milletvekilinden geldi. Hüda-Par milletvekilinin “kimse çocuklarını karma eğitim veren kurumlara zorlamasın” sözünün ardından BBP Başkanı Mustafa Desteci ise, hararetle bu düşünceyi destekleyerek hatta kadın üniversiteleri ve hastaneleri de açılması gerektiğini ifade etti.
2014 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı iken de benzer bir açıklamaya imza atan Yusuf Tekin’in düşüncesi kuşkusuz ki yeni değil. Dönem dönem gerici yazarlar, "istismara yol açtığı" gerekçesiyle karma eğitimi hedef almışlardı. Ayrıca, 2018 yılında yönetmelikte yapılan değişiklikle “çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılır” maddesi de yürürlükten kaldırılmıştı. Resmi verilere göre, karma eğitimin uygulanmadığı okulların oranı %15 civarında. Bunu şimdi de ilköğretime yayarak kurumsallaştırmak istiyorlar.
Büyük bir riyakarlıkla, kız çocuklarının okuma oranlarını artırma yalanına sarılarak bunu gerçekleştirmeyi hedefliyorlar.
Kuşkusuz ki ifade edilenler, Yusuf Tekin’in şahsi düşünceleri değil. Bakan, çok açık ki, kadınların ve kız çocuklarının toplumsal yaşamın dışına çıkarılmasını savunan iktidar ortağı cemaat ve tarikatların bilinen zihniyetini ifade ediyor. Dahası, 21 yıllık AKP iktidarının toplum ve toplumsal yaşamın her alanını dinsel referanslara dayalı olarak şekillendirilmesinin bir parçası olarak dile getiriyor.
Kız çocuklarının eğitiminin gerilemesinin gerçek nedenleri…
Eğitim emekçilerinin verilerine göre, 1 milyonu aşkın kız çocuğu eğitim yaşamının dışında. Son 10 yılda evlendirilen kız çocuğu sayısı ise 300 bin. Aynı zamanda 100 çocuktan 16’sı aktif bir şekilde çalışma yaşamının içinde ya da iş arıyor. Bunların içinde kız çocukları da ciddi bir oranı oluşturuyor.
Evet, kız çocuklarının okuma oranlarında ciddi anlamda düşüş var. Ancak bunun nedenini anlamak için sermaye sınıfı ve iktidarlarının politikalarına bakmak gerekiyor.
Kız çocukları büyük oranda yoksulluktan kaynaklı olarak eğitim hakkından mahrum kalıyor. Yine 9 yıl önce kabul edilen ve eğitimde ‘büyük reform’ olarak nitelendirilen 4+4+4 sistemine göre, kız çocuklarının okuma oranlarında gerileme yaşandı. Zira, 4. sınıftan sonra açık öğretime kapı aralanmasıyla, kız çocukları eğitimin dışına itilirken, çocuk işçilik ve çocuk gelinliğin önü açıldı. Aynı zamanda köy okullarının kapatılması ve taşımalı sisteme geçilmesi de kız çocuklarının eğitime erişimini büyük oranda sınırlandırdı. AKP iktidarı döneminde de kadınlara dönük izlenen düşmanca politikalarından kız çocukları da etkilendi. Kadına dönük şiddet, taciz ve tecavüz sarmalıyla birlikte, çocuk istismarının meşrulaştırılmasına yönelik hamleler hız kazandı.
Böylelikle iktidar politikaları eliyle yoksulluğun ve gericiliğin girdabında kız çocuklarının eğitime erişimi adım adım sınırlandırıldı.
Karma eğitime neden karşılar?
Kız okulları açılması düşüncesini, AKP iktidarının kadınlara dönük politikalarında aramak gerekir. Erkek egemenliğinin sürekli pekiştirildiği, dinsel ritüellerle kadınların yok sayılmaya çalışıldığı bir durumda, kız okulları, ardından kadın üniversiteleri ve hastaneleri vb. planlarla kadınların toplumsal-siyasal yaşamdan daha da soyutlanmasının ve dışlanmasının önünü açacaktır.
Toplumsal yaşamın her alanında ve eğitimde cinsiyet eşitliğini sağlamanın temel yolu kuşkusuz tek başına karma eğitim değildir. Bu esasta bir sistem sorunudur. Her düzeyde verilen eğitim eşit, bilimsel ve laik olmalıdır. Karma eğitim de bilimsel eğitimin temel öğelerinden biridir. Çocukların ayrıştırılmış ortamda eğitim almaları gelişimlerini sakatlayacak bir durumdur. Kız ve erkek çocuklarının birlikte öğrenmesi, paylaşması, sağlıklı bir temelde sosyal ilişki kurması açısından da şarttır. Zira, tek cinsiyetli okullarda okuyan öğrencilerle yapılan araştırmalar, karşı cinsle iletişim sorunları yaşandığına, kontrolsüzlüklere ve tepkiselliklere de işaret etmektedir.
Ancak AKP iktidarının bu olası hamlesi eğitim alanında bir saldırı sınırlarında değildir. Gericilerin toplumu dizayn etme hamlelerinden biridir. Dolayısıyla kız okulları açma düşüncesi, 6284 ve nafaka hakkının kaldırılması girişimi, medreseler açılması ve kadınların çalıştırılmasının sınırlandırılması gibi adımlar gerici iktidar ortaklarının temel politikalarını oluşturmaktadır.
Bu gündem de kadınların hak ve özgürlüklerine dönük saldırılara karşı mücadelenin bir parçası olmalıdır.