AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın Körfez şeyhlerinin kapılarını aşındırma ‘atılımı’ devam ediyor. Birçok ülkeyle ilişkilerde 180 derece dönüş yapan saray rejimi, dün hasım/hain/düşman ilan ettiklerinin artık neredeyse ayaklarına kapanıyor. Müritleriyle birlikte Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) giden saray rejiminin başı, U dönüşlerindeki marifetini bir kez daha sergiledi.
“Şeytan”ın ayağına gitmek
AKP-MHP rejiminin şefleri ve bütün medya aygıtları yakın zamana kadar Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan’ı ‘FETÖ darbesinin finansörü’ diye takdim ediyordu. Şeyhi ‘şeytan’ ilan edip yıllarca taşladılar. Saray beselemesi medya ile rejimin şeflerine bakılırsa, bu ‘şeytan şeyh’ 15 Temmuz darbe girişimi için 3 milyar dolar harcamış. Bundan dolayı yakın zamana kadar hem AKP’nin hem şefinin ‘bir numaralı düşmanı’ bu şeyhten başkası değildi.
Ne hikmetse, saray rejiminin başı Tayyip Erdoğan 24 Kasım 2021’de Abu Dabi şeyhini Ankara’ya davet etti. “Şeytan şeyh”e Ankara’da kırmızı halılar serildi, sıfatları değiştirildi, adamı ‘kral hazretleri’ ilan ettiler. Şeyhin ziyaretinden coşkuya kapılan saray beslemesi medya, BAE’nin Türkiye’ye 10 milyar dolar yatırım yapacağı ‘müjdesini’ bile verdi. Şeyh Al Nahyan’ın FETÖ’ye 3 milyar dolar verdiğini yazıp şeytanlaştıranlar, artık onu yere-göğe sığdırmamaya başladılar.
İş o kadarla kalmadı, AKP şefi Tayyip Erdoğan yanına müritlerini de katarak “şeyh hazretlerinin”, ayağına gitti. Yapılan görüşmelerde tarafların 13 anlaşma imzaladığı duyuruldu. BEA’li kapitalistlerin huzurunda konuşma yapan Tayyip Erdoğan, “Size her kolaylığı sağlarız, gelin Türkiye’de yatırım yapın” diye yalvardı. Mafyatik saray rejiminin acilen rant kaynaklarına ihtiyacı olduğu anlaşılıyor. Belli ki çeyrek asırdan beri yağmaladıkları Türkiye’de artık istedikleri oranda rant yaratamıyorlar. Elde ne kaldıysa kelepir fiyatına da olsa şeyhlere satmak için acele ediyorlar. Bundan ötürü dünün ‘kibirli dünya lideri’ artık şeyhlerin önünde yalvarma edasıyla ‘gelin yatırım yapın’ diye dileniyor. Bu koşullarda ‘şeytan şeyh’in ‘kral hazretleri’ olması eşyanın tabiatı gereği oluyor.
Şeyhin huzurunda Siyonistlerle pazarlık
BEA şeyhi ‘FETÖ darbesini finanse eden şeytan’ iken, Siyonist İsrail rejimiyle ilişkileri ‘normalleştiren’ bir anlaşma imzalayarak, Filistin halkını sırtından hançerlemişti. Görüntüye bakılırsa AKP-MHP rejiminin başı buna çok sinirlenmişti. Siyonistlerle BEA ilişkilerinin normalleştirilmesi anlaşmasına saldıran Tayyip Erdoğan şöyle bir açıklama yapmıştı: ”Ben de dışişleri bakanıma talimatı verdim. Dedim ki, ‘Abu Dabi yönetimiyle özellikle diplomatik ilişkileri askıya almak veyahut da bizim de büyükelçiyi geri çekme gibi bir adımımız olabilir. Çünkü biz Filistin halkının yanındayız. Filistin’i de hiçbir zaman yedirmedik, yedirtmeyeceğiz.”
2020 Ağustos’unda riyakarlığın doruklarını fetheden AKP şefi, Abu Dabi şeyhini hedef alarak “Filistin’e yönelik adım yenilir yutulur bir adım değil” diye vaaz vermişti. Bu aynı zatın şimdi Abu Dabi’de “kral hazretleri”nin huzurunda Siyonistlerle pazarlık yaptığı ortaya çıktı. AKP heyetinin Abu Dabi ziyareti devam ederken, İsrail Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’yi ziyaret etmek için hazırlık yaptığı duyuruldu. Bu çakışma bir tesadüf değil, yapılan pazarlıkların ürünüydü elbette.
Abu Dabi şeyhlerinin Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirmeleri Filistin davasına ihanetse -ki öyledir-, “Filistin’i de hiçbir zaman yedirmedik, yedirtmeyeceğiz” vaazı veren AKP şefinin tam da Abu Dabi’de Siyonist rejimle pazarlık yapıp, İsrail Cumhurbaşkanı’nı Türkiye’ye davet etmesine ne denir?
Dinci-faşist AKP-MHP koalisyonu için U dönüşü yapmak ‘sıradan’ bir şeydir. Kuşkusuz ki, burjuva siyaseti büyük ölçüde yalan ve manipülasyon üzerine inşa edilir. Ancak saray rejiminin sergilediği kaba riyakarlık burjuva siyaset ölçülerini bile altüst ediyor. Abu Dabi ziyaretinde yaşananlar bunun ibret verici örneklerinden biri oldu sadece.