1 Mayıs, sorunlar ve sorumluluklar

İşçi sınıfı her ne kadar 2022 1 Mayısı’na damgasını vuramasa da içinden geçmekte olduğumuz süreçte alttan alta büyük bir öfke ve mücadele dinamikleri biriktiriyor. Dahası, son dönemde yaşanan gelişmeler sınıfın sadece öfke biriktirmediğini, aynı zamanda fiili direniş ve eylemlerle kendisine yol aradığını gösteriyor. Dolayısıyla 1 Mayıs tablosunu değerlendirirken ve yeni dönem için sonuçlar çıkarırken, bu olguyu gözden kaçırmamak gerekiyor.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 09 Mayıs 2022
  • 08:00

2022 1 Mayıs’ı ülke çapında yaygın, İstanbul, İzmir ve Ankara gibi kentlerde ise kitlesel eylem ve mitinglere sahne oldu. Onlarca kentte işçiler, emekçiler, gençler, kadınlar ve başta Kürt halkı olmak üzere ezilen ve baskı altında tutulan tüm toplumsal kesimler, güncel ve acil talepleri ile alanlara indiler. 2022 1 Mayıs’ının gündemlerini belirleyen de bu toplumsal kesimlerin talep ve özlemleri oldu.

Dolayısıyla 2022 1 Mayıs’ı, toplumsal mücadelenin verili tablosuna ve onu oluşturan dinamiklerin güçlü ve zayıf yanlarına ayna tuttu.

1 Mayıs ve sınıf hareketi

2022 yılının başında gelişen ve birçok kentte onlarca fabrika ve işletmeye yayılan işçi direnişleri, bu yılki 1 Mayıs’a işçi sınıfının rengini vereceği beklentisini güçlendirmişti. Elbette bu beklenti temelsiz bir iyimserliğe dayanmıyordu. Zira, hayat pahalılığı karşısında gün be gün eriyen ücretler ve ağır çalışma koşulları işçi sınıfı içerisinde mücadele etme ve direniş eğilimini güçlendiriyor, bu ise fabrika ve işyerlerinde patlak veren eylem ve direnişlerle kendisini ortaya koyuyordu. Bu tablo, sınıf içerisinde gelişen mücadele potansiyellerinin 1 Mayıs alanlarına akması ve rengini vermesi için koşulların olgunlaşmasının göstergesi sayılıyordu.

Fakat başta İstanbul olmak üzere, ülke çapında gerçekleşen 1 Mayıslar’a dönük işçi katılımı beklenenin aksine oldukça zayıf kaldı. Elbette bunun gerisinde sınıf hareketinin gelişimini belirleyen ve hala daha aşılamayan yapısal sorunları durmaktadır. Bu sorunların başında ise örgütsüzlük, dağınıklık ve sınıf kitlelerinin bilinç düzeyindeki gerilik yer almaktadır.

2022 1 Mayıs’ı bu sorunun sınıf hareketinin gelişimi önünde ne denli ciddi bir engel olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Ağır çalışma ve yaşam koşullarına karşı öfkesi ve tepkisi alttan alta büyüyen ve bunu mevzi direnişlerle açığa vuran sınıf bölüklerinin örgütsüzlük ve dağınıklığı, öte yandan gelişen hareketin sendikal düzlemde bile birleştirici odaklardan yoksun bulunması, 2022 1 Mayıs’ına işçi katılımının düşük kalmasının en temel nedenlerinden birisidir. Zira somut veriler, işçi sınıfının geneli bir yana, 2022 yılına hareketli giren sınıf bölüklerinin dahi 1 Mayıs alanlarında temsil edilemediğini göstermektedir. 

1 Mayıs ve sendikal düzen

1 Mayıs, mevcut sendikal düzende yaşanan çürümenin vardığı boyuta da bir kez daha ayna tuttu. Halihazırda sendikalarda örgütlü işçilerin önemli bir kesimini denetim altında tutan Türk-İş, 2022 1 Mayıs’ında ortalıkta gözükmedi. Pandemi öncesi göstermelik de olsa belli merkezlerde alanlara çıkan Türk-İş’in (bünyesindeki kimi sendikalar dışta tutulursa) bu yılki 1 Mayıslar’da esamesi okunmadı. Düzen sendikacılığının tescilli aktörlerinden Hak-İş için de bu durum fazlasıyla geçerlidir.

Sendikal düzende “ayrı bir yerde” durduğunu iddia eden DİSK’in tablosu da temelde çok farklı değildir. Ne “örgütlü” olduğu işkollarında ne de toplam 1 Mayıs döneminde anlamlı bir ön hazırlık süreci işletmeyen DİSK’in alanlardaki varlığı da bilinen sınırlarda kaldı. DİSK kortejlerindeki belirgin zayıflık, her fırsatta 1 Mayıs’ın “tek sahibi” gibi hareket eden DİSK bürokratlarının günü kurtarmanın ötesinde bir kaygılarının olmadığını gözler önüne serdi.

Durum KESK açısından da farklı değildir. 1 Mayıs alanlarından yansıyan tablo, kamu emekçilerini hedef alan çok yönlü saldırılar karşısında herhangi bir tutum almayan ve direnme iradesi koyan kamu emekçilerini sahipsiz bırakan KESK’in tabanındaki erimenin devam ettiğini göstermektedir.

Bütünlüğü içerisinde bu tablo, Türk-İş’inden Hak-İş’ine, DİSK’inden KESK’ine kadar, sınıfın ve emekçileri üzerine çöreklenmiş bulunan bürokratik sendikal düzenin hala da sınıf hareketinin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu gözler önüne sermiştir. 

1 Mayıs ve diğer toplumsal mücadele dinamikleri

Gerek katılımlarıyla gerekse öne çıkan talep ve özlemleriyle 2022 1 Mayıs’ına rengini veren asıl kesimler, reformist soldan ilerici-devrimci güçlere değin geniş bir yelpazede yer alan sol hareket, geride kalan yılları hareketli geçiren gençlik ve kadın dinamikleri, hayat pahalılığına, iktidarın baskı politikalarına ve krizin ağır faturasına karşı tepkili olan diğer emekçi tabakalar oldu. Bir bakıma Haziran Direnişi’nde öne çıkan toplumsal kesimler, 2022 1 Mayıs’ında da alanları dolduran asıl gövdeyi oluşturdu. Bu heterojen yapı, 1 Mayıs’ın gündemlerini de belirledi.

2022 1 Mayısı'nın ön günlerinde sonuçlanan Gezi Davası 1 Mayıs eylemlerinin öne çıkan gündemlerinden birisi oldu. Haziran Direnişi ve Gezi Davası bağlamında gerici-faşist iktidarı hedef alan söylem ve talepler, ekonomik krizin faturasına ve hayat pahalılığına karşı tepki 1 Mayıslar’ın ortak eksenini oluşturdu. Bu noktada en belirgin zayıflık alanı ise emperyalist savaş ve saldırganlığın 1 Mayıs’ta yeterince gündem haline getirilmemesidir. Kimi ilerici-sol güçler emperyalist savaş karşısında belli söylemlerle alanlarda yerini alsalar da, 1 Mayıs’ın geneli üzerinden bu gündem yeterince kendisine yer bulamadı. Bunun istisnası ise, Kürt illerinde genel bir “savaş karşıtlığı” üzerinden ve barış talebi ile Türk sermaye devletinin somutta Güney Kürdistan’ı hedef alan savaş ve saldırganlığına karşı ortaya konulan tepki oldu. Kürt illerindeki 1 Mayıslar’ın ortak eksenini bu çerçeve oluşturdu.

1 Mayıs’ın aynasında yeni dönem

İşçi sınıfı her ne kadar 2022 1 Mayısı'na damgasını vuramasa da, içinden geçmekte olduğumuz süreçte alttan alta büyük bir öfke ve mücadele dinamikleri biriktiriyor. Dahası, son dönemde yaşanan gelişmeler sınıfın sadece öfke biriktirmediğini, aynı zamanda fiili direniş ve eylemlerle kendisine yol aradığını gösteriyor. Dolayısıyla, 1 Mayıs tablosunu değerlendirirken ve yeni dönem için sonuçlar çıkarırken, bu olguyu gözden kaçırmamak gerekiyor.

Bu kapsamda sınıf hareketinin verili durumu ve 1 Mayıs tablosu üzerinden yeni dönem için çıkarılacak sonuç ve sorumluluklar şu başlıklar üzerinden özetlenebilir:

- Yeni dönemde sınıf hareketine dönük gündelik müdahalenin merkezine her adımda işçi sınıfının tabandan yukarıya doğru örgütlenmesini koymak gerekiyor. İşçi sınıfının mevcut geriliklerini aşması için sürekli ve sistemli bir yönelim, özellikle sınıfı politik mücadele alanına taşımayı hedefleyen etkili bir devrimci müdahale çabasına yoğunlaşmak, temel önemde bir sorumluluk olarak öne çıkıyor.

- 1 Mayıs deneyimi göstermiştir ki, işçi hareketi içerisinde dinamik olan kesimler akacak kanallardan ya da bağlanacak odaklardan yoksun kaldığı sürece, ileriye doğru sıçrama ve deneyim biriktirme olanaklarını gerisin geri kaybediyor. Yeni dönemde sınıf içerisinde gelişen mücadele potansiyellerinin birleşebileceği kanallar oluşturmak tam da bu nedenle büyük bir önem taşıyor.

- Sınıf hareketini geliştirme ve ileriye taşıma sorumluluğunu başarıyla yerine getirmek, bu alandaki en büyük engellerden biri olan mevcut sendikal düzene karşı sistemli, etkili, somut ve sonuç alıcı bir mücadele yürütmeyi zorunlu kılıyor. Bu alanda elde edilecek her kazanım sınıf hareketinin önünü açmak açısından hayati bir önem taşıyor.

- Başta gençlik ve kadın hareketi olmak üzere, sol hareket ve Kürt hareketi hala da toplumun en dinamik kesimlerini oluşturmaktadır. 2022 1 Mayısı bir kez daha bunun doğrulanması olmuştur. Toplumsal mücadelenin gelişebilmesi açısından, bu diri ve dinamik kesimlerin ortak eylem ve mücadele zeminlerini koruması ve güçlendirmesi de, yeni dönemin kitle hareketleri ve mücadelesi açısından önemini koruyor.