Bundan tam 52 yıl önce bu topraklarda uzun bir süre etkisini gösterecek, devrimci mirasımızın ilk tohumlarını atacak günler yaşanıyordu. Dünyanın dört bir yanında savaş ve saldırganlık politikaları ile halklara büyük bir yıkım dayatan, Vietnam’da benzeri görülmemiş bir katliam gerçekleştiren kapitalist-emperyalist sistemin efendisi ABD 6. Filo savaş donanmasını Türkiye kıyılarına demir atmaya hazırlanıyordu. 6. Filo’nun İzmir ve İstanbul’a geleceği haberi üniversitelerde, fabrikalarda, sokaklarda hızla yayıldı. Devrimci gençlik üniversitelerde, fabrikalarda, köylerde ve yoksul mahallelerde onlarca toplantı düzenledi. Gençliği, işçi ve emekçileri 6. Filo’ya karşı durmaya çağırdı. Elbette devrimciler emperyalizmin kanlı bekçisine hak ettiği gibi bir karşılama düzenlemek için çalışırken, dinci faşistler de 6. Filo’yu korumaya çalışıyordu. Nitekim 6. Filo tekrar geldiğinde Dolmabahçe de 6. Filo’yu kıble yaparak toplu namaz kılacaklardı.
15 -18 Temmuz 1968’de 6. Filo İstanbul’a demirlediğinde aralarında Deniz Gezmiş’in, Hüseyin İnan’ın, Ulaş Bardakçı’nın bulunduğu binlerce kişinin katıldığı protestolar düzenlendi. 6. Filo askerleri karadan denize atıldı. Bu eylemlere azgınca saldıran polis, İTÜ’nün Gümüşsuyu’ndaki öğrenci yurdunu bastı. Eylemlere katılan Vedat Demircioğlu’nu pencereden attı. Vedat Demircioğlu’nun komaya girdiği haberi yayıldığında oluşan öfke yeni protestolara dönüştü. 18 Temmuz’da 6. Filo İstanbul’dan ayrıldı. Vedat Demircioğlu ise antiemperyalist gençlik mücadelesinde 68 kuşağının ilk şehidi oldu. 24 Temmuz’da yaşamını yitirdiğinde Vedat için kitlesel bir cenaze töreni düzenlendi. İlk kıvılcım yakılmıştı. 6. Filo ve emperyalist-kapitalist sistemin uşakları kolayca bu topraklara gelemeyecekti. Nitekim 6. Filo’nun gidişinden birkaç ay sonra, Kasım 1968’de Vietnam Kasabı olarak bilinen Robert Komer ABD Büyükelçisi olarak Ankara’ya atandı. Komer daha Türkiye’ye gelmeden havalimanında protesto gösterileri başladı. Bundan birkaç ay sonra ise 6 Ocak 1969’da ODTÜ Rektörü Kemal Kurdaş’ın daveti ile ODTÜ’ye gelen Komer, aralarında Sinan Cemgil’in, Ulaş Bardakçı’nın , Taylan Özgür’ün de bulunduğu binlerce kişi tarafından protesto edildi. Komer’in arabası Sinan Cemgil’in yeşil atkısı ile tutuştuğunda bu topraklarda “emperyalistlere” yer olmadığı bir kere daha haykırılıyordu! Nitekim o günlerde 6. Filo’nun Şubat ayında bir kez daha İstanbul’a geleceği duyuldu. Bu sefer her zamankinden daha büyük bir çalışma ile 6. Filo’ya karşı protestolar örgütlenmeye başlandı. Bir ay boyunca birçok protesto düzenlendi. 11 Şubat’ta gerçekleştirilen 6. Filo protestosunda Vedat Demircioğlu anısına Beyazıt Kulesine Kızıl Bayrak asılmıştı. Devrimci Gençlik 16 Şubat’ta 6. Filo’ya karşı büyük bir miting düzenlemek için Taksim’de buluşmuştu. Deniz Gezmiş’in “Akın var akın/ Güneşe akın. Güneşi zapt edeceğiz. Güneşin zaptı yakın” şiiri ile başlayan mitingde on binler Taksim’den Dolmabahçe’ye yürümeye başladı. Faşistler de günlerdir Milli Türk Talebe Birliği’nde eyleme dönük saldırı hazırlığı içerisindeydi. Faşistler eyleme dönük kanlı bir saldırı başlattı. Tarihe kanlı Pazar olarak geçen polis destekli faşist saldırıda iki devrimci; Duran Erdoğan ve Ali Turgut Aytaç katledilmiş, 200 kişi yaralandı. Faşistler ise Dolmabahçe’de 6. Filo’yu kıble alarak bir kez daha namaz kıldı.
6. Filo eylemlerinin üzerinden yarım asır geçti. Emperyalistler yarım asırdır 6. Filo’nun görevini başkaca savaş aygıtları ile devam ettirdi / ettiriyor. Latin Amerika’dan, Afrika’ya, Ortadoğu’ya varana dek dünyanın pek çok yerinde ezilen yoksul halklara büyük bir yıkımı dayatıyor. Hala da bu saldırılarını sürdürüyor. Kuşkusuz ki kapitalist emperyalist sistem yenilgiye uğratılmadıkça yeni 6. Filo’lar dünyanın dört bir yanına demirleyecek. Ancak bizler emperyalizme karşı yarım asırdır elimizde Komer’in arabasını tutuşturan meşaleyi taşıyoruz. Devrimci gençlik hareketinin antiemperyalist mücadele geleneğini sürdürüyoruz. Emperyalist-kapitalist sisteme karşı, insanca yaşayabileceğimiz sınıfsız, sömürüsüz ve savaşsız bir dünya için mücadeleyi büyütüyoruz.
İ. Y. Gün