Emperyalist-kapitalist sistemin efendileri dün olduğu gibi bugün de kirli emelleri için farklı coğrafyalarda katliamlar yapmayı sürdürüyor. Türkiye’deki işbirlikçileri de bazen perde arkasından bazen de açık bir şekilde bu kirli savaşların içerisinde yer alıyor.
Emperyalist savaş ve saldırganlığın giderek yükseldiği, faşist partilerin yükselişe geçtiği bir dönemde ‘68 kuşağının gerçekleştirdiği 6. Filo protestoları bugün de gençliğe yol göstermeye devam ediyor.
***
İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın ardından güçlenen ABD emperyalizmi, 1954 yılında Fransız emperyalizminin kuzey ve güney olarak ikiye bölerek çekildiği Vietnam’a karşı insanlık dışı katliamlar gerçekleştirdiği bir savaş başlatmıştı.
Dünya jandarması rolüne bürünen ABD emperyalizminin burada gerçekleştirdiği vahşi katliamlar Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya, Japonya ve daha birçok ülkede özellikle gençlik cephesinden protestolarla karşılanmıştı.
6. Filo defol!
Sovyetler Birliği rüzgarı ve Küba Devrimi’nin gençlik içerisinde yarattığı etki dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de yankısını bulmuştu.
Türkiye’deki gençlik de bu dönemde devrimci-demokratik haklarının yanı sıra, emperyalizme karşı tepkisini protesto ve işgal eylemleriyle ortaya koymaktaydılar.
12 Haziran 1968'de parasız eğitim ve demokratik üniversite talepleriyle öğrenciler İstanbul Üniversitesi’ni işgal etti.
ABD emperyalizminin 6. Filo’su İstanbul’da Dolmabahçe’ye demirlenirken, devrimci gençlik 15-17 Temmuz 1968 tarihlerinde kitlesel protestolar gerçekleştirmiş ve 6. Filo 18 Temmuz’da İstanbul’u terk etmişti.
Bu süreçte emperyalist efendilerine hizmette kusur etmeyen yerli işbirlikçileri de gerici-faşist güruhları devrimci gençliğin karşısına çıkarmak için türlü kara propaganda yapmayı ihmal etmedi. Bu da yetmemiş olacak ki, 17 Temmuz’da protestolar bahanesiyle İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) Gümüşsuyu’ndaki yurdunu basan polisler çok sayıda öğrenciyi işkence ile gözaltına aldı, Vedat Demircioğlu’nu katletti. Camdan atılan Demircioğlu yedi gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitirdi.
1969 yılının Şubat ayında 6. Filo’nun tekrar İstanbul Limanı’na demirlemesi de kitlesel protestolarla karşılanmış, “6. Filo defol!”, denmişti.
16 Şubat’ta Taksim’e doğru yürüyüş yapan devrimcilere saldıran gericiler Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan’ı katlettiler.
“Vietnam Kasabı” Robert Komer’in ABD Büyükelçisi olarak Ankara’ya atanması da gençlik cephesinden protestolarla karşılanmıştı. ODTÜ Rektörü’nün 6 Ocak 1969’da davet ettiği Komer, burada da büyük bir protestoyla karşılanmış ve arabası yakılmıştı.
Emperyalist savaş ve sömürüye karşı mücadeleye
Emperyalist savaş ve saldırganlık dün olduğu gibi bugün de pervasızca sürdürülüyor. ABD ve Avrupalı emperyalistlerin Ukrayna üzerinden Rusya’ya karşı yürüttüğü vekalet savaşında binlerce insan yaşamını yitirirken, milyonlarca kişi ise evlerini terk ederek başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı.
Emperyalistlerin tam destek verdiği İsrail ise Filistin’de aralıksız bir şekilde katliamlarını sürdürüyor. Saldırı ve ambargolarla aç ve susuz bıraktığı Filistinlileri göçe zorluyor. Din, İslam demagojilerini diline pelesenk etmiş Türkiye’deki gerici-faşist iktidar da “ticaret” adı altında Siyonist rejimle işbirliğine son sürat devam ediyor. Kuzey Kürdistan’da ve Suriye’deki Kürt topraklarında ise bizzat kendisi işgal saldırısını sürdürüyor.
Emperyalistlerin cehenneme çevirdiği Ortadoğu’da ve yine emperyalistlerin sömürgeci politikaları neticesinde yıkıma uğratılan Afrika ülkelerinde hayatta kalmayı başaran on binlerce insan ise bu emperyalist ülkelere göç etmek ve sıfırdan bir yaşam kurmak zorunda kalıyorlar.
Emperyalist savaş ve sömürünün yoğunlaştığı, yabancı düşmanlığını temel politika edinen faşist partilerin yükselişe geçtiği bir süreçte anti-emperyalist mücadelenin önemi çok daha daha yakıcı bir hal alıyor.
6. Filo’nun denize dökülmesinin 56. yıldönümünde; ‘68 gençlik hareketinin bıraktığı mirası sahiplenmek, yeniden tırmanışa geçen emperyalist savaş ve saldırganlığa karşı mücadeleyi yükseltmek günümüz devrimci gençliğinin temel görevlerinden birisidir.
E. Yalçın