İkinci emperyalist paylaşım savaşının ardından dünya jandarmalığına soyunan ABD emperyalizminin yayılmacı politikaları, özellikle ABD’nin 1963’de Vietnam’a yönelik başlattığı savaş, gerçekleştirdiği insanlık dışı katliamlar, birçok ülkede anti-emperyalist mücadelenin ivmelenmesine yol açtı. Ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel açıdan ABD emperyalizmine bağımlılığı derinleşen Türkiye’de de devrimci gençliğin anti-emperyalist mücadelesi bu gelişmelerden etkilenerek büyüdü, birçok anti-emperyalist eylem gerçekleştirildi.
***
Bundan 53 yıl önce ABD’nin 6. Filo’su Türkiye kıyılarına demir atmaya hazırlanıyordu. Bu haber hızla yayıldı. Devrimci gençlik harekete geçerek, ABD emperyalizmine karşı mücadele çağrılarını yükseltti. Dönemin hükümeti ABD donanmasının karşılanması için hazırlık yapıyor, askerlerin kalacakları oteller ve “eğlence mekanları” hazırlanıyordu.
1968 yılının 15-18 Temmuz günlerinde, 6. Filo İstanbul’a demirledi. Devrimci gençlerden oluşan bir grup, ABD askerlerinin üzerine kırmızı boya ve mürekkep dökerek, kaldıkları oteli taşlayarak 6. Filo’yu protesto etti.
Bu gelişmeler üzerine, 17 Temmuz günü kolluk güçleri İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Gümüşsuyu’nda bulunan öğrenci yurdunu bastı. Polis saldırısı sonucu 53 öğrenci yaralanırken, Vedat Demircioğlu polisler tarafından yurdun penceresinden aşağı atıldı.
Kolluk güçlerinin bu azgın saldırısı gençlikte biriken öfkenin taşmasına vesile oldu. Devrimci gençler yurttan çıkarak 6. Filo’nun demirlendiği Dolmabahçe’ye doğru yürüyüşe geçtiler.
18 Temmuz günü 6. Filo İstanbul’dan ayrıldı. Yedi gün komada kaldıktan sonra 24 Temmuz’da yaşamını yitiren Vedat Demircioğlu, gençliğin anti-emperyalist mücadelesinde ‘68 kuşağının ilk şehidi oldu. Vedat Demircioğlu için kitlesel bir cenaze töreni düzenlendi. Bu süreç, gençliğin anti-emperyalist mücadelesinin ivmelenmesine vesile oldu.
***
6. Filo’nun gidişinden birkaç ay sonra, Kasım ayında, Vietnam Kasabı olarak bilinen Robert Komer, ABD Büyükelçisi olarak Ankara’ya atandı. Komer daha Türkiye’ye gelmeden protesto gösterileri başlamıştı. Birkaç ay sonra, 6 Ocak 1969’da, ODTÜ Rektörü Kemal Kurdaş’ın daveti ile ODTÜ’ye gelen Komer binlerce kişi tarafından protesto edildi. Komer’in arabası yakılırken, Türkiye topraklarında emperyalizme geçit verilmeyeceği bir kez daha haykırıldı.
O günlerde 6. Filo’nun Şubat ayında İstanbul’a geleceği haberi duyuldu. Bir kez daha “6. Filo Defol!” demek, daha güçlü protestoları örgütlemek için harekete geçildi. 11 Şubat günü gerçekleşen eylemde, Vedat Demircioğlu anısına Beyazıt Kulesi’ne kızıl bayrak asıldı.
Devrimci gençlik 16 Şubat günü 6. Filo’ya karşı büyük bir miting düzenlemek için Taksim’de bir araya geldi. Eylem Deniz Gezmiş’in “Akın var akın/ Güneşe akın. Güneşi zapt edeceğiz. Güneşin zaptı yakın” şiirini okumasıyla başladı ve on binler Taksim’den Dolmabahçe’ye doğru yürüyüşe geçti.
Dinci gerici güruhlar da günlerdir Milli Türk Talebe Birliği çatısı altında eyleme dönük saldırı hazırlığı içindeydiler. Yürüyüşe geçen kitleye dönük kanlı bir saldırı başlatıldı. Tarihe “Kanlı Pazar” olarak geçen, polis destekli bu saldırıda iki devrimci, Duran Erdoğan ve Ali Turgut Aytaç katledildi, 200 kişi yaralandı. Gerici güruhlar Dolmabahçe’de 6. Filo’yu kıble alarak namaz kıldılar.
***
Türkiye’nin devrimci gençliğinin anti-emperyalist mücadele geleneğini büyütmek için, 6. Filo’yu denize döktüren cesaret ve inancı, Komer’in arabasını yaktıran bilinç ve öfkeyi daha fazla kuşanmalı, emperyalist-kapitalist sisteme karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmeliyiz! Geçmişten devraldığımız anti-emperyalist mücadele geleneğini daha ileriye taşımalı, mazlum halklara kan ve gözyaşından başka bir şey vermeyen, işçi ve emekçileri kölece yaşam koşullarına mahkûm eden ve gençliği geleceksizliğe mahkum eden emperyalist-kapitalist sistemi alaşağı etme mücadelesini büyütmeliyiz!
P. Sevra