NATO’nun savaş kışkırtıcılığı ve Trump’ın açıklamaları

ABD ile diğer NATO üyelerinin Ukrayna krizine benzin dökmeye devam etmeleri, savaşın Avrupa’nın göbeğine sıçrama ihtimalini giderek arttırıyor.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 19 Şubat 2024
  • 16:30

Ukrayna üzerinde süren Rusya-NATO çatışması üçüncü yılına girerken, NATO savaşın uzatılması ve daha fazla kanın dökülmesi için çaba sarf etmeye devam ediyor. NATO şefi Jens Stoltenberg’in “Batı, Rusya ile on yıllar sürecek bir çatışmaya hazırlıklı olmalı” açıklaması bu tutumun sürdürüleceğini gösteriyor. Stoltenberg’in küstahlığı, iki gün önce Vladimir Putin’in Batılı bir medya kuruluşuna verdiği röportajda “konuşmaya hazırız” ifadesine verilmiş bir yanıt gibidir.

Stoltenberg, 10 Şubat’ta Alman Welt Am Sonntag gazetesinde yayınlanan röportajında hem “Batı Rusya ile savaş istemiyor” hem “Rusya ile onlarca yıl sürebilecek bir çatışmaya kendimizi hazırlamamız gerekiyor” diyerek kaba bir riyakarlık sergiledi. Zira iki yıldır Batı zaten Rusya’yla savaşmaktadır. Stoltenberg’in şimdi söylediği şey ise, özü itibarıyla bir savaş seferberliği çağrısıdır.

“Putin’in savaşı, Avrupa’da barışın garanti olarak kabul edilemeyeceğini gösterdi” diyen Stoltenberg, “Putin Ukrayna’da kazanırsa, Rus saldırganlığının diğer ülkelere yayılmayacağının garantisi yok. Şu anda en iyi savunma Ukrayna’yı desteklemek ve NATO’nun askeri yeteneklerine yatırım yapmaktır. Ukrayna’ya teslimatları artırabilmemiz gerekiyor” diyerek asıl niyetini ortaya koyan savaş kundakçısı, Avrupa’nın savunma şirketlerine daha fazla ve daha hızlı sipariş verilmesi çağrısında bulundu. 

Emperyalist savaş aygıtının şefi, silahlanma ve militarizm histerisini Rusya’ya yönelttiği ithamlarla örtmeye çalışıyor. Silaha daha çok yatırım yapılması için çağrı yaparken de Avrupa toplumlarını savaşa ikna etmek için “Rusya’nın tehdidi” laflarını geveleyip duruyor. Rusya askeri harcamalarını artırdı, ordusunu tahkim etti ama bunu tam da ABD-NATO cephesinin tehditlerinden dolayı yaptı. NATO şefinin bu tür tehditleri de Rusya’nın savaşa ve silaha daha çok yatırım yapmasını kışkırtan niteliktedir.

***

Sovyetler Birliği’nin çözülmesinden sonra NATO’nun varlığı ve işlevi, gerekli olup olmadığı tartışma konusuydu. Dolaysıyla NATO, kendine sürekli yeni düşmanlar aramaya devam etti ve buldu. Bu, gereksizleşen NATO’nun varlığını sürdürmesinin yanısıra, genişleyerek dünyayı tehdit eden bir savaş aygıtı haline getirilmesi için gerekliydi. Ortada bir “düşman” olmalı ki, silahlanma ve militarizm histerisine gerekçe olarak kullanılsın.

Son yıllarda Rusya “düşman” ilan edilerek militarist yayılmacılık için gerekçe uyduruldu. Stoltenberg, bu uydurmanın kalıcı olması için her ağzını açtığında söze Rusya diye başlıyor. Rusya ve Putin adeta NATO’nun bugünkü varlığının temel konusu haline getirilmiş gibidir.

Emperyalistlerin NATO’nun gerekli olduğunu “kanıtlamak” için, sadece düşmana değil yakıp yıkmaya, kan akıtmaya da ihtiyaçları var. Bunun için de paraya ve askere ihtiyaç var. Üye ülkelerin askeri finansmana katkıda bulunmaya zorlanması bunun içindir. Özellikle ABD şeflerinin NATO’ya daha fazla mali destek istemesi, savaşın maddi yükünün hiç değilse önemli bir bölümünü üye ülkelerin sırtına yıkmak içindir.

***

NATO tarafından savaşı kışkırtmaya dönük açıklamaların yapıldığı şu günlerde, Donald Trump da bir çıkış yaparak Batı’da sert tepkilerin hedefi oldu. Kasım ayındaki başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçilerin adayı olması beklenen Donald Trump’ın açıklaması şok etkisi yaratmış görünüyor. Trump’ın cumartesi günü yaptığı açıklamada, GSYH’sinin yüzde ikisini savunmaya harcama yönündeki hedefi tutturamayan hiçbir NATO üyesini savunmayacağını ve hatta Rusya’yı saldırmaya teşvik edeceğini söylemesi, “Avrupa’da gerçek bir ürperti” yarattı, üye devletlerde şaşkınlık ve endişeye neden oldu. Tüm Avrupa öfkeli olduğu kadar endişesini de dile getirdi.

NATO şefi Jens Stoltenberg, “Müttefiklerin birbirini savunmayacağına dair herhangi bir öneri, ABD dahil olmak üzere tüm güvenliğimizi baltalar ve Amerikalı ve Avrupalı askerleri daha fazla risk altına sokar” diyerek Trump’a cevap verdi. Bazı Avrupalı şefler de Trump’ın açıklamasına yanıt olarak “kıta çapında daha fazla birlik ve askeri işbirliği” çağrısında bulundu. Biden ise, “Bu aptalca, bu utanç verici, bu tehlikeli, bu Amerikalılığa yakışmıyor” diye Trump’a sert tepki gösterdi.

Trump’ın NATO’ya yönelik tutumu önceden de biliniyordu. O, görev süresi boyunca ABD’nin Avrupalı müttefiklerinin “vadesi gelen faturaları ödemeden ABD’nin gücünden yararlanan bedavacılar” olduğunu dile getirerek onları aşağılamıştı. Rusya’yı, “Yeterince ödeme yapmayan herhangi bir NATO ülkesine ne istiyorsa onu yapmaya teşvik edeceğini” söyleyen Trump, “Ben ortaya çıkana kadar NATO çökmüştü” iddiasında da bulundu.

Açıklamadan dolayı kendisine yöneltilen eleştirileri ciddiye almayarak sözlerini savunan Trump, “Büyük bir ülkenin başkanının kendi ülkesini Rusya’dan koruyup korumayacağı” sorulduğunda, “Hayır, seni korumam” demekle kalmadı, “Rusya’yı canı ne istiyorsa onu yapmaya teşvik edeceğini” söyleyerek tehdidini yeniledi.

***

NATO ülkelerinin savunma bakanları iki günlük bir toplantı için yakın zamanda Brüksel’de bir araya gelecek. Yaptığı açıklamada diğer konuların yanı sıra savunma harcamalarının gelişimi hakkında da bilgi veren Stoltenberg, “NATO’nun 31 üye ülkesinden 18’i bu yıl askeri harcamalarda yüzde iki hedefine ulaşacak. Bu sayı 2014’tekinin altı katı” dedi.

 2014’te sadece üç devlet yüzde iki hedefine ulaşmıştı. Ortakların toplam harcaması 600 milyar dolardı. Şimdi ise Avrupalı​​ortakların harcamalarının toplamı 380 milyar dolar olacak. Stoltenberg, 13 ülkeyi de yükümlülüklerini hızla yerine getirmeye çağırdı. Bu arada Almanya’nın otuz yıl aradan sonra ilk kez Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın yüzde ikisini silahlanma ve militarizme harcadığı duyuruldu. 

ABD ile diğer NATO üyelerinin Ukrayna krizine benzin dökmeye devam etmeleri, savaşın Avrupa’nın göbeğine sıçrama ihtimalini giderek arttırıyor.