Emperyalist savaş aygıtı NATO’ya üye 31 devletin Genelkurmay Başkanları Belçika’nın başkenti Brüksel’de iki gün süren bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda AKP-MHP rejimini Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak temsil etti. Savaş aygıtının askeri komite başkanı Hollandalı Amiral Rob Bauer, 17 Ocak Çarşamba günü toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Brüksel’deki karargahta militarist histerisinin ne kadar derinleştiğini ortaya koyan sözler sarf etti.
NATO Askeri Komite Başkanı Oramiral Bauer, konuşmasında “her an her şeyin olabileceği bir çağdayız” diyerek “savunma sanayilerinin, ordunun tüm olasılıklara hazırlanma ihtiyaçlarını karşılama taahhütlerini artırması gerektiğini” söyledi. Konuşmada geçen ifadeleri aktaran harici.com sitesinde yer alan habere göre, savaş aygıtının şefleri toplumları da militarize etme derdine düşmüşler.
“Gelecekte de tam olarak etkili olabilmek için, NATO’nun muharip dönüşümüne ihtiyacımız var. Bu hedefe ulaşmak için devlet-özel sektör işbirliği anahtar rol oynayacak” diyen Bauer, silahlanma ve militarizmin devletlerin de toplumun da temel gündemi olması gerektiğini vaaz ediyor.
Savunmaya, yani savaş ve yıkıma yapılan harcamaları yetersiz bulduğunu daha önce de dillendiren Bauer, militarizm ve silahlanmaya daha fazla harcama yapılmaması durumunda “NATO’nun caydırıcılık yeteneğinin tehdit altında olacağını” öne sürmüştü.
Konuşmasında, “Birlikte, siyasi iradenin askeri yeteneklerle eşleştiğinden emin olmalıyız. Askeri olarak, kolektif savunmamız için olmak istediğimiz yere ulaşmak için atılması gereken daha birçok adım var” ifadelerini kullanan Bauer, kapitalist devletlerin önceliklerinin savaş aygıtlarını güçlendirmek olduğunu savunuyor ve bunun için bir tür seferberlik içine girilmesi çağrısında bulunuyor.
31 devleti temsilen Brüksel’e gelen generallere hitap eden Hollandalı Amiral, “Daha fazla askerin daha yüksek hazırlık durumuna getirilmesi, kapasite geliştirme ve inşa etme, NATO’nun komuta ve kontrol yapılarının uyarlanması, lojistikte daha fazla olanak yaratılması ve sürdürülmesi” gibi militarist adımların bir an önce atılması gerektiğini ifade etti.
“Silahlanma ve militarizmi güçlendirme çabasının sadece askerlerin işi olmadığını, hükümetlerin de şirketlerin de bu alanda sorumluluk üstlenmesi gerektiğini” savunan Bauer, “toplu savunmayı güçlendirmek ve Ukrayna’yı savunma teçhizatıyla desteklemek için ‘tüm toplumu kapsayan bir yaklaşım geliştirme” çağrısında bulundu. “Toplumu kapsayan yaklaşım” hem silahlanma ve militarizmin faturasını ödetmek hem yıkıcı savaşlara toplumsal destek sağlama hesabıyla gündeme getiriliyor.
Hiçbir üyesi tehdit altında değilken, üye sayısı 13’ten 31’e çıkmışken NATO’yu tahkim etme histerisinin bu boyutlara varmış olması, emperyalistlerin her an yıkıcı bir savaşın fitilini ateşleyebileceklerine işaret ediyor. İşçilerin, emekçilerin, halkların bu pervasızlığa seyirci kalmaması büyük önem taşıyor. Zira emperyalist kapitalizmin dayattığı “silahlanma-militarizm-savaş” döngüsünü kırmak için kitlelerin harekete geçmesi bu uğursuz süreci durdurabilmenin yegane yoludur.