ABD'de seçim kampanyası sona ermiş görünüyor. Geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen bir mitingde acil servis ve korumalar tarafından engellenmeden bir çatıya tırmanan ve oradan Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump'a ateş eden suikastçı Trump'ı ıskalamış olabilir ama görevdeki Joe Biden'ı vurdu. Kulağı ve yanağı kan içinde, yumruğunu meydan okurcasına havaya kaldıran “kahraman” Trump'ın görüntüsünün üstüne çıkılamaz.
Özellikle de rakibi Joe Biden her geçen gün zayıflarken. Pazartesi günü, bu kez NBC ile başka bir mülakat yapmak zorunda kaldı Biden. Bu sadece Beyaz Saray'daki işi için çok bunak olduğu suçlamasını çürütmekle ilgili değildi. Biden her şeyden önce kendini haklı çıkarmak zorundaydı çünkü suikast girişiminden sadece birkaç gün önce destekçilerine Trump'a "Nişan almaları" çağrısında bulunmuştu ve "Trump'ı hedef tahtasına oturtmanın zamanı geldi" demişti. Başkan için ölümcül bir hata. Biden, NBC röportajında "Demek istediğim, ona, yaptıklarına odaklanmamız gerektiğidir" diyerek konuya açıklık getirmek istedi. "Açıklamam, politikalarına ve açıklamalarında söylediği birçok yalana işaret ediyor."
Ancak bu durum sağcı ve aşırı sağcı Trump destekçilerinin Biden'ın açıklamasını harfi harfine almaya devam etmelerini ve tuhaf bir şekilde suçu tersine çevirerek Demokratları sadece siyasi muhaliflere karşı şiddet kullanmayı bilen, öngörülemez, şiddet yanlısı kaotik bireyler, hatta teröristler olarak yaftalamalarını engellemedi.
Bu açıdan bakıldığında, Trump ve aşırı sağcı destekçilerinin kaybedilen 2020 seçimlerinin ardından Washington'da başlattıkları “darbe girişimi” anlaşılabilir.
Karşılıklı yapılan açıklamalara/suçlamalara bakıldığında, Trump'ın geçmişte Haiti'yi kastederek söylediği “bok çukuru ülkesi” ‘tanımlaması’ ABD’ye daha çok yakışıyor.
Çeviri: Kızıl Bayrak
Jörg Tiedjen- Junge Welt /17.7.2024