‘‘Ukrayna ABD’nin jeopolitik çıkarları için savaşıyor!”

Almanya eski Genelkurmay Başkanı Harald Kujat, İsviçre gazetesi Zeitgeschehen im Focus’a 19 Ocak günü bir röportaj verdi. Almanya ve NATO’nun Ukrayna savaşındaki rolü hakkında eleştirel olduğu kadar dikkate değer açıklamalar yaptı.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 06 Şubat 2023
  • 16:30

Almanya eski Genelkurmay Başkanı ve eski NATO Askeri Komitesi Başkanı, aynı zamanda NATO-Rusya Konseyi ve Avrupa-Atlantik Ortaklık Konseyi Genelkurmay Başkanlığı görevlerinde bulun Harald Kujat, İsviçre gazetesi Zeitgeschehen im Focus’a 19 Ocak günü bir röportaj verdi. Almanya ve NATO’nun Ukrayna savaşındaki rolü hakkında eleştirel olduğu kadar dikkate değer açıklamalar yaptı. “Ukrayna, NATO üyeliğinden vazgeçme sözü vermeli ve orada yabancı birliklerin veya askeri tesislerin konuşlandırılmasına izin vermemeliydi” görüşünü savunan Kujat, Ukrayna’ya silah sevkiyatını da eleştiriyor. Bunu da “Belirli silah sistemlerinin teslimi konusundaki tedirginliğim, NATO-Rusya Konseyi Başkanı ve NATO-Ukrayna Savunma Şefleri Komisyonu da dahil olmak üzere NATO‘da uzun yıllar hizmet etmemden kaynaklanıyor” ifadeleriyle gerekçelendiriyor.

“Ukrayna’nın ana akım medyamızda yer almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna, Harald Kujat şu cevabı veriyor: “Ukrayna savaşı sadece askeri bir çatışma değil, aynı zamanda bir ekonomik ve enformasyon savaşıdır. Bu bilgi savaşında kişi, kendi yetkisiyle doğrulayamayacağı veya yargılayamayacağı bilgi ve argümanları benimseyerek savaşın bir parçası olabilir. Bazı durumlarda ahlaki veya ideolojik saikler de rol oynar. Bu, özellikle Almanya’da sorunludur, çünkü medyada söz sahibi olanlar, güvenlik politikası veya stratejisi hakkında hiçbir bilgi veya deneyime sahip olmayan ve bu nedenle diğer ‘uzmanların’ yayınlarından elde ettikleri görüşleri diğerleriyle birlikte ifade eden ‘uzmanlar’dır… Belirli silah sistemlerinin teslimi konusundaki tartışma, birçok medyanın siyaseti kendisinin yapma niyetini açıkça gösteriyor.” Böylece sahibini sesi medyanın kirli rolüne de değinmiş oluyor.

Ukrayna savaşının bir sonucu olarak Rusya ile NATO arasında bir karşı karşıya gelme riskinin herkes için aşikar olduğunu söyleyen Kujat, ancak nükleer bir gücü yenmenin mümkün olmadığını belirtiyor. Kujat, Almanya’nın tutumunu da eleştiriyor. “Artan ve tırmanan savaşın bir sonucu olarak Alman güvenlik çıkarlarını ve ülkemize yönelik tehlikelere bu kadar az ilgi gösterilmesini özellikle can sıkıcı buluyorum. Bu, sorumluluk eksikliğini veya eski moda bir terim kullanmak gerekirse vatanseverlikten uzaklığı gösterir” diyor. Alman silah sevkiyatının bazı politikacılar tarafından, “Ukrayna’da özgürlüğümüzün savunulduğu gibi saçma sapan argümanlarla haklı çıkarma çabasına” öfke duyuyor. Ukrayna’yı “özgürlüğümüz için verdiği mücadelede yalnız bırakmamak” adına sadece akan kanı, savaşı ve ülkenin yıkımını uzatmaktan-artırmaktan başka sonuç yaratmayan silah sevkiyatını ise “son derece ahlaksızlık” buluyor.

Bu savaş “bizim özgürlüğümüzle ilgili değil” diyen Kujat, “uzun zaman önce bitmiş olabilecek olmasına rağmen savaşın neden çıktığı ve hala neden devam ettiğinin temel sorunları” oldukça farklı diyor. “Federal Hükümet, Alman halkına Ukrayna’ya hangi sınırlar içinde ve hangi amaçla destek verildiğini açıklamakla yükümlüdür” diye de ekliyor. Federal hükümetin eylemlerini uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendiriyor. Kujat için şimdi, kesilen müzakereleri yeniden başlatmanın tam zamanı. Zira silah sevkiyatının, her iki tarafa da daha fazla zayiat ve ülkenin devam eden yıkımının daha da derinleşmesi, savaşın gereksiz yere uzaması dışında anlam ifade etmediğini belirtiyor.

Kujat, Minsk II anlaşmasıyla bağlantılı olarak Batı’nın eylemlerini sert bir şekilde eleştiriyor. “Angela Merkel, Minsk II Anlaşması’nı yalnızca Ukrayna’ya zaman kazanmak için müzakere ettiğini, Rusya’nın kasıtlı olarak kandırıldığını açık bir şekilde itiraf etti. Ukrayna da bunu askeri güçlerini inşa etmek için kullandı. Eski Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ve Ukrayna eski Cumhurbaşkanı Petro Poroshenko bunu doğruladı.” Rusya’nın bunu anlaşılır bir şekilde bir aldatmaca olarak değerlendirdiğini belirten Kujat, bunun ‘‘bariz bir güven ihlali” değerlendiriyor. İnkar edilemeyecek olan şeyin, “Ukrayna hükümetinin -bu amaçlanan aldatmacanın farkında olarak- savaşın başlamasından sadece birkaç gün önce anlaşmayı uygulamayı reddetmesinin savaşı tetikleyen unsurlardan biri olduğudur” diyor. Kendisinin her zaman bu savaşın önlenmesi gerektiğine ve önlenebileceğine inandığını belirtiyor. “Belki bir gün bu savaşı kim istedi, kim engellemek istemedi ve kim engelleyemedi sorusu sorulacak” noktasına dikkat çekiyor.

Batı “Kiev’e tüm anlaşmaları geçersiz kılmasını emretti!”

“Ukrayna’daki mevcut gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu, “Mart ayında İstanbul’da yapılan müzakerelerin büyük ilerleme kaydederek Ukrayna için tamamen olumlu sonuçlanmasının ardından kesilmesini çok üzücü buldum” diye yanıtlıyor ve şu önemli noktalara işaret ediyor. Mart ayında İstanbul’da gerçekleştirilen müzakerelerde Rusya’nın o dönemde silahlı kuvvetlerini Ukrayna’ya saldırı başlamadan önceki seviyeye çekmeyi kabul ettiğini söyledi. Buna karşılık Ukrayna, NATO üyeliğinden vazgeçeceğini ve yabancı birliklerin veya askeri tesislerin konuşlanmasına izin vermeyeceğine söz vermişti. “İstanbul’daki görüşmelerde bir anlaşmaya varılacağı iyi biliniyordu, ancak bir gün sonra hiçbir ses duyulmadı” diyor.

Örneğin, mart ayının ortalarında, İngiliz Financial Times gazetesinin ilerleme hakkında bir haber yaptığını, bazı Alman gazetelerinde de buna benzer haberler çıktığını belirtiyor. Ancak müzakerelerin neden başarısız olduğunun bildirilmediğini hatırlatıyor. “Putin, 21 Eylül’de kısmi seferberliği ilan ettiğinde, Ukrayna’nın Mart 2022’de İstanbul müzakerelerinde Rusya’nın önerilerine olumlu yanıt verdiğini ilk kez kamuoyu önünde dile getirdi” diyen Kujat, “ama güvenilir bilgilere göre İngiltere Başbakanı Boris Johnson,  9 Nisan’da Kiev’e müdahale ederek imzayı engelledi” bilgisini verdi. Onun mantığı, Batı’nın savaşı sona erdirmeye hazır olmadığıydı. “Barışçıl bir çözüm Batı’ya uygun değildi” bu yüzden de aslında Batı, “Kiev’e tüm anlaşmaları geçersiz kılmasını emretti” bilgisini veriyor.

“Savaşın iki ana oyuncusu Rusya ve ABD’dir. Ukrayna ABD’nin jeopolitik çıkarları için savaşıyor” 

“Bu savaştaki iki ana oyuncu Rusya ve ABD’dir” diyen eski general, Ukrayna’nın ayrıca ABD’nin jeopolitik çıkarları için savaştığını belirtiyor. Çünkü, “ilan ettikleri hedef, Rusya’yı siyasi, ekonomik ve askeri olarak, jeopolitik rakiplerine, dünya gücü olarak üstünlüklerini tehlikeye atabilecek tek güç olan Çin’e dönebilecekleri ölçüde zayıflatmaktır” diyor. Rusya’nın ise, “jeopolitik rakibi ABD’nin kendi güvenliğini tehlikeye atacak bir stratejik üstünlük elde etmesini engellemek” istediğini belirtiyor. Ukrayna’nın ABD öncülüğündeki NATO’ya üyelik başvurusunu, Amerikan birliklerinin konuşlandırılmasını, ortak NATO tatbikatlarını, NATO’nun Amerikan balistik füze savunma sistemlerinin Polonya ve Romanya’da konuşlandırılmasını Rusya için bir sorun olarak görüyor. Çünkü Rusya, ABD’nin bu fırlatma tesislerini Rusya’nın kıtalararası stratejik sistemlerini ortadan kaldırmak ve böylece stratejik nükleer dengeyi tehlikeye atmak için de kullanabileceğine inandığını belirtiyor. 

***

“Ukrayna ordusu haftalardır Ruslara saldırıyor - başarılı olamadı. Yine de Selensky yeniden fetihten bahsediyor. Bu bir propaganda mı yoksa gerçek bir olasılık var mı?” gibi bir soruya “Hayır hem Amerikan hem de Ukrayna genelkurmay başkanlarına göre Ukrayna silahlı kuvvetleri bunu yapmaktan aciz” diye yanıtlıyor. Her iki savaşan grup da şu anda mevsimsel kısıtlamalarla daha da kötüleşen bir çıkmaza girdi diyor. “‘Çıkmaza’ girmekle ne demek istiyorsun?” sorusunu ise “Müzakere edilmiş bir çözüm için olumlu bir başlangıç ​​noktası, geçen yıl mart ayının sonunda, örneğin Rusların Kiev’den uzaklaşmaya ve doğuya ve Donbass’a odaklanmaya karar vermesiyle ortaya çıktı. Bu, İstanbul’daki müzakereleri mümkün kıldı. Benzer bir durum, Eylül ayında, Rusya kısmi seferberliği gerçekleştirmeden önce ortaya çıktı. O dönemde ortaya çıkan fırsatlar kullanılmadı” biçiminde yanıtlayarak bu fırsatların kullanılmadığını, müzekkereler yerine “tam tersini yapıyoruz, silah gönderip tırmandırıyoruz” diyerek ABD ve batılıların savaş kışkırtıcılığı yapma devam ettiklerini belirtiyor.