İngiltere’de artan hayat pahalılığı ve yüzde 11'i geçen enflasyon karşısında maaşların/ücretlerin eridiğini savunan ve yüksek enflasyon altında teklif edilen maaş zamlarını kabul etmeyen çok sayıda sendika, art arda grevler gerçekleştirmişti. İş bırakma eylemine katılanlar arasında öğretmenler, otobüs şoförleri, liman işçileri, gazeteciler, kamu personelleri, ceza avukatları, demiryolu, havalimanı, üniversite, havacılık ve posta servisi çalışanları başta olmak üzere, çok çeşitli meslek grupları yer alıyordu. Hayat pahalılığı, düşük ücret, kötü çalışma koşulları ve kemer sıkma politikalarına karşı ülkeyi sarsan grevlere ve işçi sendikalarına karşı “sert karşılık” verebileceği uyarısında bulunan İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, grev dalgasına karşı yeni yasalar üzerinde çalıştıklarını bildirmişti. Ancak tehditler, grev yasakları sökmüyor ve İngiltere grevlerle çalkalanmaya devam ediyor.
İngiltere’de çok çeşitli mesleklerden işçiler aylarca grev örgütlediler. Şimdi ülke yeni bir grev dalgasıyla karşı karşıya. Öğretmenler, tren makinistleri, sınır görevlileri ve diğer kamu sektörü çalışanları yeniden greve gitti. Toplamda yarım milyon olduğu tahmin edilen işçi ve emekçiler iş bıraktı. 7 sendika tarafından örgütlenen grev, 2011’den bu yana gerçekleşen en büyük grev oldu. Çeşitli sektörlerde koordineli olarak yapılan grevlerin onlarca yıldır gerçekleşmediği belirtiliyor. Şimdi öğretmenler ve tren makinistleri, üniversite hocaları ve devlet çalışanları, otobüs şoförleri ve güvenlik güçlerinin bir kısmı aynı anda greve gitti. Bir öğretmenler derneği tarafından yapılan bir ankete göre, İngiltere ve Galler’deki 10 okuldan 9’u grevden etkilendi.
İşçi ve emekçiler, son dönemdeki %10’luk enflasyon oranının çok altında oldukları için hükümetin daha önceki maaş teklifleriyle yetinmek istemiyorlar. Ancak hükümet daha fazlasını reddediyor. Milyoner olan Başbakan Rishi Sunak, “uygun fiyatlı” ücret çağrısında bulundu ve büyük maaş artışlarının enflasyonla mücadele çabalarını tehlikeye attığı iddasında bulundu. Sendikalar ise milyoner olan Sunak’ı işçilerin güvencesiz, düşük ücretli ve ağır çalışma şartlarının olduğu işlerde çektikleri zorlukları anlamadığı ve onların haklarıyla hiçbir ilgisi olamayacağını belirtiyor. Hükümetin eğitim sistemini çökerttiği, okullara daha az kaynak ayırıldığı ve öğretmenlere düşük maaş verdiği gerçeğini ileri sürdü. Pek çok öğretmeninin düşük maaş nedeniyle istifa ettiği söyleniyor.
Grevlere paralel olarak, hükümetin grev hakkını kısıtlama planlarına karşı da protestolar düzenlendi. Hükümet, kurtarma ve bakım personeli, itfaiye ve demiryolları tarafından yapılan grevleri sınırlamak ya da yasaklamak istiyor. Sendikalar ise bunu demokratik olmadığı gerekçesiyle reddediyor. İngiltere işçi sınıfının mücadelesi, şu anda dünya çapında gelişen işçi sınıfı hareketinin güçlü bir boyutunu ifade ediyor. Her ülkede işçiler, yaşam standartlarına, çalışma koşullarına, hayat pahallılığına, ücretlerin düşük olmasına, yetersiz emekli maaşlarına, emekli yaşının yükseltelmisene karşı mücadele ediyorlar. Bu mücadeleler önümüzdeki dönem dünya çapında yaygınlaşıp güçlenecektir.