Sözleşme görüşmeleri öncesinde, Gebze’de Birleşik Metal-İş (BMİS) üyesi işçiler de Türk Metal (TM) üyesi işçiler de masadan iyi bir sonuç çıkmayacağını düşünüyorlar. Yıllardır masa başında MESS ile hareket eden sendika bürokratları tarafından ihanete uğrayan metal işçilerinin güvensizliği çok normal.
Metal işçileri genel olarak yeterli bulmasalar da taslakta yer alan %28-34’lük zam oranlarını almak için bile eylemler yapmak ve grev yasağına boyun eğmemek gerektiğini söylüyorlar.
ZF Sachs’tan Birleşik Metal-İş üyesi bir işçi, TM’nin taslağının ve masadaki tutumunun ötesine geçmeye soluğu yetmeyen bir Birleşik Metal-İş olduğunu söylüyor. “Birleşik Metal taslakta ne talep ederse etsin, TM’nin sınırında kalacaktır” diyor. Zaten TM ile BMİS’in imzaladığı protokol sözleşme, ortak hareket edeceklerinin, birbirlerini zora sokamayacaklarının ifadesi değil midir?
Bu tablonun dışına ancak işçilerin inisiyatifi ile çıkılacağı açıktır.
İlk görüşmelere dair düşüncelerini sorduğumuz işçilerin çoğunluğu ilk 2-3 görüşmeyi gereksiz görüyor. Zaten baştan anlaşmalı olan idari maddeler için görüşme yapmanın oyalamadan başka bir şey olmadığı düşüncesindeler.
Autoliv’den bir işçi, “Bugüne kadar idari maddelerde zıtlaştıklarını görmedim. Ücret konusundaki maddelerde de MESS’in dediğinin dışına çıkıldığını görmedim” diyor.
Enflasyon rakamlarının bilinçli olarak düşük gösterildiğinin farkında olan işçiler, MESS’e ve sendika ağalarına kalırsa %10 civarı zamdan fazlasının alınamayacağını düşünüyorlar. TÜPRAŞ ve kamu TİS’lerindeki %6-8’lik zamların bir ölçü olduğu, işçiler harekete geçmezse aynı kadere boyun eğileceği inancı hakim.
Maalesef ki birçok işçi suçu birbirine atıyor. Herkes birbirinden bir şey bekliyor. Diğerlerinin suskunluğunu, boyun eğişini kendine bahane ediyor. Bu bahanelerle hiçbir şey elde edemeyeceğimiz, kendimizi kandıracağımız, ancak vicdanımızı rahatlatacağımız ortadadır. Metal işçileri olarak kazanmak istiyorsak bahanelerin arkasına sığınmayalım.
Gebze’den bir sınıf devrimcisi