Eğitim Sen: Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkıyoruz!

Eğitim Sen İstanbul şubeleri yeni eğitim-öğretim yılının açılışı vesilesiyle İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eğitimdeki sorunlara dikkat çekti.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 13 Eylül 2019
  • 20:13

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), yeni eğitim-öğretim yılının başlaması dolayısıyla İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Eğitim Sen İstanbul şubeleri tarafından yapılan eylemde “Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkıyoruz” pankartı açıldı ve Eğitim Sen İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Ata Esen tarafından açıklama yapıldı.

Eğitimdeki sorunların giderek ağırlaştığı bir dönemden geçildiğini belirterek açıklamaya başlayan Esen, bu sorunlardan bahsetti. Eğitimin niteliğindeki gerilemeye dikkat çeken Esen, belli başlı sorunları şöyle sıraladı:

“Okulların fiziki altyapı ve donanım eksikleri var. Kalabalık sınıflar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, çocukların dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi mevcut. Öğretmenlerin mesleki gelişimine yönelik piyasacı müdahaleler, çocukların barınmak zorunda bırakıldıkları yurtlarda taciz ve istismara uğraması fazlasıyla arttı.”

Ayrıca sözleşmeli ve ücretli öğretmenliğin devam ettiğine değinen Esen, KHK’larla ihraç edilen, ataması yapılmayan on binlerce öğretmen olduğunu hatırlattı.

Eğitimin paralı olması ve sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda politikalar belirlenmesinin yol açtığı sorunlara dikkat çeken Esen, öğrenci ve velilerin ‘müşteri’ haline geldiğini belirterek “Eğitim hizmetleri büyük ölçüde piyasa kurallarına teslim edilmiştir” diye konuştu.

AKP iktidarının uyguladığı politikaların eğitimde eşitsizliği derinleştirdiğine değinilen açıklamada, “Türkiye’de çeşitli nedenlerle eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili Türkçe olmayan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajları günden güne artarak devam etmektedir” denildi.

“Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında eğitim gelmektedir” ifadeleriyle devam eden açıklamada, bunun kadına yönelik şiddetin artmasının temel nedenlerinden birisi olduğu üzerinde duruldu.

MEB’in bu sorunlara çözüm üretemediğine işaret edilen açıklamada, “kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilde eğitim” mücadelesi vurgusuyla şu ifadeler kullanıldı:

“Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin ve bilimsel eğitimin dışlanmaya çalışıldığı eğitim sisteminde eğitim ve bilim emekçilerinin, öğrenci ve velilerle birlikte kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelemizi 2019-2020 eğitim öğretim yılında da kararlılıkla sürdüreceğimiz bilinmelidir.”