Eğitim Sen TİS taleplerini açıkladı

Eğitim Sen, 1 Ağustos’ta başlayacak toplu iş sözleşmesi sürecine ilişkin taleplerini açıkladı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 18 Temmuz 2019
  • 22:12

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), kamu emekçileri için 1 Ağustos’ta başlayacak toplu iş sözleşmesine ilişkin taleplerini içeren bir açıklama yayınladı.

Eğitim Sen’in 2020-2021 yıllarını kapsayan 5. dönem toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerine dair öne çıkan talepler şu şekilde:

Ekonomik-mali talepler

Yıllardır talebimiz olan 3600 ek gösterge uygulaması bu toplusözleşme döneminde mutlaka hayata geçirilmelidir.

Ek ders ücretleri arttırılmalı, 1 saatlik ek ders ücreti; 1. derecenin 4. kademesinden aylık alan bir öğretmenin, aylık ve aylığa bağlı parasal haklarının toplamının, bir öğretmenin aylık karşılığı girmek zorunda olduğu ders saatine bölünmesiyle elde edilecek miktar kadar olmalıdır.

‘Uzman öğretmenlik’ uygulamasına son verilmelidir. Başöğretmen ve uzman öğretmenlerin yararlandığı mali ve özlük haklardan tüm öğretmenler yararlanmalıdır.

Nöbetçi öğretmenlerden, derse girmeyen öğretmenlerin yerine ders görevini yerine getirenlere, branşına bakılmaksızın bu görev karşılığında ek ders ücreti ödenmelidir.

Halk eğitim merkezlerinde çalışan öğretmen ve yöneticilere nöbet ücreti verilmelidir.

İdari tatil olması ve tedavi-tetkik amacıyla öğretmenin sağlık kuruluşunda olmasından dolayı ders görevinin yerine getirilemediği ve ayrıca öğrencilerin derste mevcut olamamasından dolayı dersin yapılamadığı durumlarda öğretmenlerin ek ders ücreti kesilmemelidir.

Eğitim kurumlarında eğitim-öğretim sınıfı dışında görev yapan tüm çalışanların, eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinden yararlanmaları sağlanmalıdır.

Yapılan fazla çalışma “fazla mesai” olarak kabul edilmeli ve yüzde yüz zamlı olarak ücretlendirilmelidir.

Öğretmenlerin emeklilik ikramiyeleri hesaplanırken, yılı tamamlanmayan süreler ay olarak hesaplanıp, ikramiyesine yansıtılmalıdır.

Eğitim öğretim tazminatı senede iki kez en az bir maaş tutarında olmalı ve ayrım yapılmaksızın bütün eğitim ve bilim emekçilerine ödenmelidir.

Sözleşmeli öğretmenlerin ek ders ücretinde yapılan SGK kesintisi, hizmet puanı verilmemesi uygulaması kaldırılmalı, kadrolu çalışanlara verilen eş, çocuk doğum yardımı, yolluk ödeneği, yabancı dil tazminatı sözleşmeli çalışanlara da eşit şekilde verilmelidir.

Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin yaptıkları işle bağlantılı olarak, mali ve özlük açısından kadrolu öğretmenlerle eşit haklara sahip olması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Özlük hukuk talepleri

Tüm eğitim ve bilim emekçilerine yaptıkları işin önemi ve zorluğu dikkate alınarak her dört yıla bir yıl olmak üzere yıpranma hakkı verilmelidir.

Öğretmen, hizmetli ve teknik personel açıkları sözleşmeli ya da güvencesiz istihdam ile değil, doğrudan kadrolu/güvenceli istihdam ile kapatılmalıdır.

3 Ağustos 2016 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik yürürlükten kaldırılmalıdır.

Aday öğretmenlere uygulanan performans değerlendirmesi ile adaylık devresinin sonunda sözlü sınav yapılması uygulamasından vazgeçilmeli, buna ilişkin gerekli mevzuat değişikliği yapılmalıdır.

Eğitim yöneticileri, müfettişler ve öğretmenlere rotasyon uygulamasından vazgeçilmelidir.

Danıştay İdari dava Daireleri Kurulu’nun 2018/3491 Esas ve 2018/5482 numaralı kararı ile 2018/3179 Esas ve 2018/4581 numaralı kararlarının sonucu uygulanmalı ve “2016 Bakanlık Maarif Müfettişliği Mülakat ve Atama Kılavuzuna” dayanılarak yapılan tüm işlemler iptal edilmelidir. Yasal düzenleme yapılarak, yeniden kadro tahsisi yapılmalıdır.

Görevde yükselme ve unvan değişikliklerinin her yıl yapılmasına olanak verecek biçimde düzenlenmelidir. Sınavlara hazırlayıcı eğitim sınavı düzenleyen kamu kurumları tarafından verilmelidir.

Norm fazlası öğretmenlerin istek dışı atamalarına son verilmelidir.

Eğitim emekçilerinden; işverenin düzenlediği hizmet içi eğitime katılanlara bu eğitim süresince, yükseköğrenime devam edenlere (yıllık izinleri dışında) yılda bir ay, alanlarında yüksek lisans yapanlara bir yıl, alanlarında doktora yapanlara iki yıl, kurumunca yurt dışına öğrenim için gönderilenlere, bu öğrenim süresince, özlük haklarına hiçbir zarar gelmemek üzere izin verilmelidir.

Okul öncesi eğitimde her sınıf için okulöncesi eğitimi almış destek personelinin ataması kadrolu olarak yapılmalıdır. Dersler 50 dakikadan 40 dakikaya indirilmeli, dinlenme hakkı düzenlenmelidir.

Faranjit, varis, bel fıtığı, astım vb. hastalıklar öğretmenler için meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir. Meslek hastalıkları tanımlanmalı, meslek hastalığına maruz kalanlara tazminat ödenmelidir.

Tüm eğitim bilim emekçilerine yaptıkları işin önemi ve zorluğu dikkate alınarak her dört yıla bir yıl olmak üzere yıpranma hakkı verilmelidir.

Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilerek, tüm öğretmenler kadrolu olarak istihdam edilmelidir. Mazerete dayalı tayin hakkı, okul yöneticisi ve müfettiş olma, yurt dışı görevlendirme hakkı iade edilmelidir.

Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına duyuru yapılmadan öğretmen ataması ve idareci görevlendirilmesi uygulamasının yürütmesini durduran Danıştay 2. Dairesinin 21.11.2018 gün E:2018/3043 sayılı kararı uygulanmalı; anılan karardan sonra yapılan tüm öğretmen atamaları ve idareci görevlendirmeleri iptal edilmelidir.

Öğretmenlerin il içi ve iller arası atamalarda her yıl yaşanan sorunlar, taraflar mağdur edilmeden çözülmeli, hiç bir eğitim ve bilim emekçisi ailesinden koparılmamalıdır.

Okul öncesi öğretmenleri ve sınıf öğretmenlerinin maaş karşılığı okutmak zorunda olduğu ders saati sayısı 18’den 15’e indirilmelidir.

Yardımcı hizmetli, teknik ve idari personel olarak çalışan eğitim ve bilim emekçileri kadrolu istihdam, isteğe bağlı yer değiştirme hakkı verilmelidir.

Yardımcı hizmetli, teknik ve idari personelin yaptıkları fazla çalışma 'fazla mesai' olarak kabul edilmeli ve % 100 zamlı olarak ücretlendirilmelidir.

Demokratik talepler

Eğitim kurumu yöneticileri, belirli koşulları taşıyan öğretmenler arasından ve eğitim bileşenlerinin tamamının katılımı ile gerçekleştirilecek seçimlerle belirlenmelidir.

Eğitimde siyasi kadrolaşma uygulamalarına son verilmeli, eğitim yöneticileri belirlenmesinde, eğitim ve bilim emekçilerinin ilk atamalarındave proje okullarına öğretmen atamalarında sendikal-siyasal referanslar değil, liyakat temel alınmalıdır.

MEB Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları uygulaması sonlandırılmalıdır.

İl MEM/MEB’deki kurul ve komisyonlarda sendika temsilcilerinin de yer alması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Yükseköğretim talepleri

Kurumlar arası nakillerde, üniversite yönetimlerinin keyfi uygulamaları sonlandırılmalıdır. Yükseköğretim kurumlarında görev yapan idari ve teknik personelin, yükseköğretim kurumları arasında yer değiştirmelerine olanak verecek bir yönetmelik hazırlanmalı ve yürürlüğe konmalıdır.

Üniversitelerde  ‘ikinci öğretim” görevini yürüten (akademik, idari, teknik) tüm çalışanlara adil olarak ücret ödenmelidir.

Profesör ve doçent kadrosu dışındaki akademik personelin tamamı daimi kadroya geçirilmeli, süreli atama/görevlendirme ve 2547 sayılı Yasanın 50/d maddesi uyarınca geçici çalıştırma uygulamasına son verilmelidir.

Eşit işe eşit ücret verilerek, ders ve araştırma sürecinde eşit katkıların eşit değerlendirmesi yapılmalıdır.

Doktorasını bitirmiş olan bütün araştırma görevlileri doğrudan doktor öğretim üyesi kadrosuna atanmalıdır.

Akademik yükseltmede araştırma ve yayınlar “bilimsel yeterlilik” ilkesi esas alınarak düzenlenmelidir.Geliştirme ödeneği, adil bir şekilde idari personele de ödenmelidir.

Doçentliğe atanmak için, YÖK-Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından uygulanan "Eserlerin İncelenmesi Aşamasında Doçentliğe Başvuru Koşulları’nı yerine getirmek yeterlidir. "Eserlerin İncelenmesi Aşamasında Doçentliğe Başvuru Koşulları’nı sağlamış olan ve geçmişte bu başvurusunu yapmış olan tüm doktor öğretim üyesi kadrosundakilerin, doçent unvanını alması sağlanmalıdır. Doçentliğe atanmada sözlü sınav uygulaması kaldırılmalıdır.

Üniversitelerde kadro sorunları bekletilmeden çözülmelidir. Kadrolar sürekli olmalı, yükseköğretim emekçilerine gelecek kaygısı yaşatılmamalıdır.

Tüm karar ve denetim süreçlerinde, üniversite bileşenlerinin tümü yer almalıdır. Karar ve denetim süreçlerinde kişilerin değil, kurulların egemenliğini esas alan eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik özyönetim ve özdenetim modeli hayata geçirilmelidir.

Devlet bütçesinden kamu üniversitelerine ayrılan pay artırılmalıdır. Eğitime ayrılan payın harcanması; öğretim elemanları, üniversite çalışanları ve öğrenci temsilcilerinin denetimine açık tutulmalıdır.

Üniversiteler mali ve yönetsel olarak özerk olmalıdır. Mali özerklik amacının gerçekleştirilmesi için üniversitenin kendi kaynaklarını kendisinin yaratması adı altında, yürütülen ticarileştirme ve özelleştirme uygulamalarına son verilmelidir. Üniversitelerin yönetsel özerkliğinin hayata geçirilmesi için gerekli tüm düzenlemeler yapılmalıdır.

Öğretim elemanlarının; özgürce araştırma, incelemelerde bulunma, bilimsel çalışma yapacağı konuyu, çalışma yöntemlerini, kişi ya da kişileri seçme, çalışmalarını yayınlama hakkının önündeki engeller kaldırılmalıdır.

2547 sayılı yasanın 13-b/4 maddesi kapsamında keyfi görev yeri değişiklikleri sonlandırılmalıdır. Bu tipte görevlendirmelerde çalışanın rızası ve fakülte kurulu karar mekanizmaları hayata geçirilmelidir.

Üniversitelerde kullanılan güvenlik kameraları, parmak izi, turnike sistemi, kartlarla açılan kapılar vb. mekanizmalar ortadan kaldırılmalıdır.

Özgür düşüncenin önüne engel koyan disiplin mekanizmaları terk edilmeli; yerine tüm bileşenlerce oluşturulacak olan “ortak yaşam ilkeleri” hayata geçirilmelidir.

Üniversite lojmanlarından tüm üniversite çalışanlarının eşit yararlanması sağlanmalıdır.

Yardımcı hizmetler ve genel idari hizmetler sınıfında görev yapanlar başta olmak üzere, yükseköğretim kurumlarında akademik kadro dışında görev yapan personelin tamamının görev tanımları yeniden yapılmalı, görev tanımları dışındaki işlerde çalıştırma uygulamasına son verilmelidir.

Yükseköğretim hizmeti alanında çalışan idari personele, ‘yükseköğretim tazminatı’ verilerek, ücretlerinde iyileştirme yapılmalıdır.

Kadın emekçiler için talepler

Okulöncesinden itibaren tüm kademelerde, üniversitelerin tüm bölümlerinde ‘Toplumsal CinsiyetEşitliği’ dersizorunlu ders olarak okutulmalıdır.

Öğretim programları incelenerek; ders kitaplarındaki cinsiyetçi ifadeler tespit edilmeli; cinsiyet ayrımcılığına duyarlı eğitim materyallerinin hazırlanması sağlanmalıdır.

Öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerinde ve öğretmenlik formasyonu programlarında cinsiyet eşitliğine duyarlı materyallerin kullanılması sağlanmalıdır.

Tüm eğitim emekçilerinin toplumsal cinsiyet eşitliğieğitimini alması sağlanmalıdır.

Kadın eğitim ve bilim emekçilerinin hamileliğinin tespit edildiği andan itibaren maaş karşılığı dışında (15 saatten) fazla derse girmesi zorunlu tutulmamalı ve nöbet görevi verilmemelidir. Doğum yapan eğitim ve bilim emekçisine (bebeğin canlı ya da ölü doğmasına bakmaksızın) 1. derecenin 4. kademesindeki eğitim emekçisinin 3 aylık maaşı toplamı kadar doğum parası ödenmelidir.

Eğitim kurumu yöneticilerinin %50’sinin kadın eğitim emekçilerinden belirlenmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Doğum izinleri doğum öncesi 8 hafta, doğum sonrası 24 hafta toplam 32 hafta ücretli izinli olmak üzere düzenlenmeli; doğum izni sürelerinin bitiminden çocuğun ilkokula başlayacağı süreye kadar geçen sürede anne ve babaya dönüşümlü kullanmak şartıyla 1 (bir) yıl ücretli ebeveyn izni verilmelidir.

Kadın eğitim ve bilim emekçilerine, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk 2 (iki) yıl içinde 3 saat süt izni verilmeli,  süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez kullanılacağı hususunda kadın eğitim ve bilim emekçisinin tercihi esas alınmalı, süt izinlerinin kullanılmasından dolayı hiçbir ücret kesintisi yapılmamalı, süt izinlerinin kullanımının önündeki tüm fiili engeller kaldırılmalıdır.

Boşanan, mobbinge, şiddete, tacize, istismara uğrayıp beyanda bulunan eğitim ve bilim emekçisi kadınların yer değiştirme isteği herhangi bir belge ibrazı istenmeksizin kabul edilmelidir.

Eğitim ile ilgili talepler

Devlet okullarının tüm ihtiyaçları genel bütçeden karşılanmalı; eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, her türlü dini vakıf ve dernekler arasında imzalanan ve çocuğun üstün yararını gözetmeyen tüm protokoller iptal edilmelidir.