Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası 3. Olağan Genel Kurulu Faaliyet Raporu (2017-2019)

Geride kalan 2 yılın ardından, sendikamızın ilke ve değerlerinin üzerinden yükselerek, eksikliklerimize yüklenerek, örgütlülüğümüzü büyüteceğiz. Genel Kurulumuzun da, bu sürecin yeni bir başlangıcı olmasını diliyoruz.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 29 Temmuz 2019
  • 10:51

“Söz, yetki, karar işçilere” şiarını esas alan DEV TEKSTİL, sendikal demokrasi ilkelerini özellikle uygulayarak, tüm kurumsal mekanizmalarını (genel meclis, GMYK vs) tabandan doğru işlediği bir süreci geride bırakarak, genel kurulunu toplamış bulunuyor.

Temsilciliklerimizin son 2 yıllık faaliyet raporları ayrıntılı olarak elinizde olmakla birlikte, sendikamızın geçmiş dönem çalışma raporuna ilişkin özet sunacağız…

Devrimci sınıf sendikacılığı çizgisini savunan sendikamız, geride kalan 2 yıllık süreçte de dayandığı ilke ve esaslara dayanarak tekstil ve dokuma işçilerinin örgütlenmesi hedefiyle etkili bir faaliyet yürüttü.

Temsilciliklerimizin bulunduğu alanlarda yoğunlaşan çalışmamız, kendi sınırlarını da aşarak Mardin'den, Batman'a, Edirne'den Ankara'ya kadar uzandı.

Geride kalan süreçte, sektörel sorunlarından, sınıfın temel sorunlarına, ülke ve dünya gündemini oluşturan siyasal gelişmelere kadar pek çok gündemde, sendikamız “sınıfa karşı sınıf” tutumuyla bir taraf olduğu gibi, bu gündemler ile sendika üyelerimiz ve öncü işçiler ile yan yana gelindi, tekstil işçilerine dönük etkili çalışmalar yürütüldü. Sendikamızın tanıtımı, propaganda faaliyetleri ile beslendi. Aynı zamanda bu çalışmalar, tekstil işçilerinin temel taleplerine dönük kampanyalarla da birleştirildi.

Havzalara dönük her aracı kullanarak, tekstil işçilerine dönük çalışmalar yapılmakla birlikte, yürüttüğümüz sendikal faaliyetin esasını ise, fabrikalara dönük çalışmalar oluşturdu. Temsilciliklerimizin olduğu bölgelerde, pek çok fabrikada örgütlenme çalışmaları yürütülürken, gerek tekil fabrikalarda, gerekse havzalarda tekstil ve dokuma işçilerinin fiili meşru mücadelesinin yanında yer alındı, onlara yol gösterildi. Aynı zamanda örgütlenme çalışmalarında patronların sendikal faaliyetimze dönük saldırılarına da eylemli tepkilerle yanıt verildi.

Yürütülen örgütlenme faaliyetlerinin yanı sıra, tekstil işçilerinin sermaye sınıfının karşısında sınıf bilincini kuşanması temelinde eğitim, seminer ve toplantılar tüm temsilcilerimizde sistematik olarak gerçekleşti. Gerek üyelerimize, gerekse hak alma mücadele veren tekstil işçilerine dönük farklı gündemlerle eğitimler gerçekleştirildi.

Yaşadığımız düzende, çifte sömürüye maruz kalan kadın işçiler, sektörümüzde de pek çok sorun yaşamaya devam ediyorlar. Sendikamız, kadın işçilerin çifte baskı ve ezilmişliği karşısında, kadın işçilerin mücadele ve örgütlenmesi için de özel bir çaba sarfetti. Kadın işçilerin taleplerini gündemleştirmekle birlikte, kimi işyerlerinde bu temelde çalışmalar da yürüttü.

Geride kalan 2 yıl boyunca sendikamız, gerek 8 Mart ve 1 Mayıs gibi, işçi sınıfının tarihsel önemdeki günlerinde, gerekse de işçi sınıfını doğrudan ilgilendiren gündemlere dair eylemlerde yerini aldı. Aynı zamanda, siyasal gelişme ve gündemler karşısında da devrimci sınıfın temsilcisi olarak, bağımsız sınıf tutumuyla eylemlere katılım sağladı.

Sendikamız, aynı zamanda pek çok işçi direnişi ile dayanışma içinde olduğu gibi, başta direnen işçiler için olmak üzere, sınıf mücadelesini büyütmeyi hedefleyen kurumlarla birlikte ortak platformların içinde yer alarak, özellikle koyu gericiliğin hakim olduğu içinden geçtiğimiz süreçte, toplumsal sorumluluğunun gerekleriyle hareket etti.

Geride kalan süreçte, pek çok eylem ve çalışmanın yanı sıra, Greif davası özel bir gündemimiz oldu. Zira, Greif direnişinin öz ürünü olan sendikamız, kurulduğu andan itibaren Greif direnişinin değerlerine de sıkı sıkıya bağlı hareket etti. Tam da bu değerlere açılan davaya karşı yürütülen çalışma, sendikanın kuruluş ilkelerini savunmak anlamına geliyordu aynı zamanda… Çok yönlü bir çalışmaya konu edilen dava sürecine yönelik çalışmamız, önümüzdeki dönemde de devam edecek.

Geride kalan 2 yılın ardından, sendikamızın ilke ve değerlerinin üzerinden yükselerek, eksikliklerimize yüklenerek, örgütlülüğümüzü büyüteceğiz. Genel Kurulumuzun da, bu sürecin yeni bir başlangıcı olmasını diliyoruz.

İstanbul

Sınıf sendikacılığı, taban inisiyatifi ve söz-yetki-karar mekanizmalarının tabandan işlediği sendikamızın genel meclis ve GMYK toplantıları düzenli olarak genel merkezde gerçekleştirildi. İş kolunun sorunlarından, sınıfın temel sorunlarına, ülke ve dünya gündemini oluşturan siyasal gelişmelerden fabrikalara yansımasına kadar pek çok konu ve soru üzerinden canlı tartışmalar yapıldı. Düzenli toplantıların ardından alınan kararlar çerçevesinde İstanbul bölgeleri üzerine düşen görev ve sorumlulukları azami bir çaba ile hayata geçirdi.

Fabrika gündemlerinden siyasal gelişmelere kadar gündemlere hem merkezi olarak hem de bölgesel olarak hazırladığımız bildiri, bülten vb.. araçlarla dağıtımlar yapıldı.

Hedef fabrika ve havzalara düzenli seslenişlerle örgütlenme çağrıları taşıdık. 301 işçinin hayatını kaybettiği Soma Katliamının yıl dönümünde basın açıklaması gerçekleştirdik. İstanbul genelinde gerçekleştirilen eylem ve basın açıklamalarına katılım sağladık.

Örgütlenme çalışmalarımız

Uğur Konfeksiyonda sendikal faaliyetimize dönük saldırı sonucu sendika üyemiz işten atıldı. Fabrika önünde basın açıklaması gerçekleştirdik. Ve bir hafta boyunca bildiri dağıtımı yapıldı.

Avcılar'da bulunan YFA Momentum fabrikasında atılan işçiler ile sendika olarak temas gerçekleştirdik ve işten atılmaların haksız ve hukuksuz bir şekilde yapıldığı için atılan işçiler ile fabrika önünde basın açıklaması gerçekleştirdik.

Topkapı'da bulunan Desen Triko'da sendikal faaliyetimize dönük gerçekleşen saldırı sonucu fabrika önünde basın açıklaması gerçekleştirdik.

Ülkeyi saran kriz ve sonucu olan işten atmalar, ücretsiz izinler, ağırlaşan çalışma koşulları, temel tüketim maddelerine gelen zamlar, işsizlik fonunun yağmalanması ve son olarak da ücret zamları çalışmalarımızın temel gündemini oluşturdu. “Krizin faturası patronlara!” şiarıyla pek çok fabrikaya dağıtım yapıldı.

Dağıtımlarda işten atmaları kabul etmeme, direniş çağrısı yapılırken, sendikada örgütlenme çağrısını büyüttük. Pek çok alanda sendikamız önemli bir adres oldu. İşsizlik Fonu'nun yağmalanması sürecini teşhir ettik. Hazırlanan bildirileri yaygın bir dağıtıma konu oldu.

Seçimlerin hemen ardından hayata geçirilmek istenen Yeni Ekonomik Program ve özelde kıdem tazminatı hakkının gaspına karşı bilgilendirmelerde bulunduk. Kıdem hakkının gaspına karşı stant, anket çalışması, bildiri vb… faaliyetlerle “Genel Grev, Genel Direniş!” çağrısını büyütmeye çalıştık.

Sendikamız ortak çalışma platformlarında yerini aldı.

İstanbul'da bulunan farklı kurumlarla bir araya gelerek “Güvencesiz çalışmaya ve geleceksizliğe karşı” buluşuyoruz şiarıyla düzenlenen İşçi Forumu'nu örgütledik.

3. Havalimanı inşaatında insanlık dışı çalışma ve yaşam koşullarını protesto eden ve ardından tutuklanan işçilerle dayanışma için oluşturulan platformun bir parçası olduk. Dayanışma Platformu ile pek çok eylem, basın açıklaması, toplantı örgütledik.

Yine İstanbul'da “Sınıfa Karşı Sınıf” şiarıyla düzenlenen panel-forum çalışmasının bir bileşeni olduk. Panel-forum öncesinde pek çok fabrika, sanayi havzasında anket çalışması gerçekleştirdik. Bilgilendirme toplantıları gerçekleştirdik. Bildiri dağıtımı yaptık.

İstanbul ve çevresinde yaşanan işçi direnişleriyle dayanışma eylemleri ve ziyaretler örgütledik.

İşçilerin Birlik, Mücadele, Dayanışma Günü 1 Mayıs ve Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde alanlardaydık

2018 ve 2019 yıllarında 1 Mayıs alanlarında yerimizi aldık. 1 Mayıs'ın ön günlerinde temsilciliklerimizde farklı etkinlikler yaptık. Ayrıca sendika olarak tüm işçi sınıfını ve emekçileri alanlara çağırmak için etkin faaliyet yürüttük.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde ise sendikamız kadın işçilerin yaşadığı sorunlar üzerinden faaliyetler yürüttü. Sendika adına hazırlanan mağnetler fabrikalarda işçilere ulaştırıldı. Ayrıca sanat çalışmaları ile farklı etkinliklere katılarak kadın işçilerin sorunlarını anlatarak toplumsal duyarlılık yaratmaya çalıştık. Çözüm yollarını anlattık.

Greif Direnişi yargılanamaz!

Aradan 5 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen Greif Direnişi yargılanmak isteniyor. Son 6 aylık süreç içinde Greif davası önemli bir gündemimizi oluşturdu. Dava sürecini, kriz karşıtı bir kampanyaya, sendikal bürokrasinin teşhirine hem de ilerici tüm kesimleri taraflaştırmaya çalıştığımız bir çalışmaya konu ettik. Ayrıca yürüttüğümüz çalışmada ‘Greif kriterlerini’ (örgütlenme süreci, taban örgütlenmeleri, işçi demokrasisi, kurulan komite ve çalışma tarzını) öne çıkardık. İstanbul merkezli 2 bilgilendirme toplantısı yaptık. Bilgilendirme toplantısına sendikalar, siyasi kurumlar, direnişçi işçiler, öncü-ilerici işçiler vb. davet ettik. 5 farklı yerelde bilgilendirme toplantıları yaptık (Anadolu yakası, GOP, İkitelli, Sefaköy, Esenyurt). Greif'e açılan davayı anlatan ve Greif davasını sahiplenmeye çağıran bildiri dağıtımları yaptık, afiş kullandık, hazırlanan imza metnini ve deklerasyon metnini yaygın çalışmaya konu ettik.

Öncelikli olarak dava bilgilendirme dosyasını ve imza föylerini Anadolu ve Avrupa yakasında birçok kurum, sendika, oda bileşenlerine, öncü ilerici işçilere, aydın ve yazarlara, sanatçılara ulaştırdık. Sosyal medya üzerinden imza kampanyasını genişletmeye çalıştık.

Dava sürecini örgütlemek için Greif işçileriyle toplantılar yaptık. 100'ün üzerinde dava açılan işçiye ulaştık. Dar ve geniş katılımlı toplantılarda dava hakkında bilgilendirme yaptık, davaya hazırlık sürecini tartıştık ve planladık.

‘Greif: 60 Uzun Gün’ belgesel gösterimi yaptık. Belgesel gösteriminin ardından dava üzerine konuşma ve bilgilendirmeler yaptık.

Gebze'de Sendikalar Birliği'nin düzenlediği “Krizin faturasını ödemeyeceğiz!” mitingine katıldık, Greif İşgali ve açılan dava ile ilgili bildirilerimizi buradaki işçi-emekçilere ulaştırdık.

İstanbul Anadolu Yakası’ndaki iki Greif fabrikasına dava ile ilgili özel seslenişler yaparak, sendikal bürokrasiyi teşhir ettik. Greif işçilerinin kazandıkları hakların geçmişte verilen direniş ve mücadele sonucu olduğunu anlattık.

Yapılan tüm toplantı, panel, bildiri dağıtımı vb. etkinliklerde Greif İşgali’ni anlattığımız ve dava sürecine sahip çıkma çağrısına dönüştürdüğümüz bir hat izledik. Fabrika toplantılarında Greif İşgali’ne açılan davayı özel olarak işledik, işçilere fiili meşru mücadeleden başka yol olmadığını anlattık. Greif davasıyla ilgili bildirileri en geniş işçi-emekçi kesimine ulaştırdık.

İlk duruşma 12 Kasım 2018 yılında GOP adliyesinde gerçekleşti. Sendika olarak duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yaptık. Basın açıklamasına farklı sendika, dernek ve platformlardan katılım oldu. Duruşmalar sendikal bürokrasinin teşhirine dönerken, Greif işçileri direnişlerine bir kez daha sahip çıktıklarını vurguladılar.

Trakya

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası Trakya Temsilciliği olarak son iki yıldır yaptığımız sendikal faaliyetimizi özet bir şekilde sendikamızın 3. olağan genel kuruluna sunuyoruz.

Temsilciliğimiz Tekirdağ, Kırklareli, Silivri, Edirne olmak üzere sınıf sendikacılığı faaliyeti yürütmekteyiz. Bu alanlarda tekstil işçisinin sesi, soluğu olmaya, sermayenin yaratmış olduğu sorunlara karşı “söz, yetki karar işçilere!” şiarıyla işçilerin birliğini oluşturmaya çalışıyoruz.

Son iki yılın faaliyetlerini özetleyecek olursak;

1. Tekstil işçisinin hukuksal alanda sorularına dair, belli periyotlarla kimi zaman avukat arkadaşlarımızın da katıldığı eğitimler verdik. Özellikle asgari ücret, kriz ve işçi sınıfı gündemli eğitimler verildi.

2. İşçi sınıfını siyasallaştırmak ve öncü işçilerin eğitimiyle ilgili ‘Tarihimizden öğreniyoruz’ başlıklı öncü işçi eğitimleri yaptık.

3. Bahariye Halı, Altınyıldız, Aloha Tekstil, Uğur Tekstil, Altın İplik, Colin's, Cross, Penti, Beybo gibi örgütlü-örgütsüz büyük ölçekte fabrika işçilerinin sorunlarına dair toplantılar, hukuki yardımlar, örgütlenme çalışmaları yürütülmüştür.

4. Düşük ücretler ve ağır çalışma koşullarının olduğu Uğur Tekstil işçileriyle üç kez genel toplantı yaptık. Bildiri, bültenlerle seslendik, fabrika önünde basın açıklaması yaptık. Gerçekleştirdiğimiz faaliyet sonucu Uğur Tekstil patronu, işçilerin DEV TEKSTİL'de örgütlenmesinin önüne geçebilmek için ücretlerde ve çalışma koşullarında iyileştirme yapmak zorunda kaldı.

5. Kimi zaman fabrika önlerinde, kimi zaman işçi servis noktalarında bildiri, bülten dağıtımları, film gösterimleri, yazılamalar yanı sıra basın açıklamaları örgütledik.

6. Colin's fabrikasında yaşanan mobbing, zorunlu mesailer, düşük ücretlere karşı fabrikaya özel bildiriler, fabrika bültenleriyle işçilere seslendik. Sınırlı da olsa işçilerle yakın bağlar kurduk. Seslenmelerimiz sonucu yaşanan kimi sorunlarda fabrika yönetimi geri adım attı. Özellikle mobbing konusunda ve mesailerde. Fabrikanın kapanmasıyla çalışmamız sonra erdi, fakat buradaki işçi ilişkilerimizle bağlarımız halen var.

7. Yerelimizde 1 Mayıs'ın artık kalıcılaşmasında sendikamız belirleyici bir rol oynamakta. Keza halen yer yer sarı sendikaların ve reformist çevrelerin yalıtma, yok saymaya çalışma çabalarını boşa düşürerek sendikamız 1 Mayıs'ın motor gücü olmayı başarmıştır.

8. 1 Mayıs pikniği, öncü işçi kampları düzenledik. Öncü işçilerle eğitim çalışmaları yaptık.

9. 25 Kasım ve 8 Mart çalışmaları bölgemizde kurulu olan Bağımsız Kadın Birliği çalışmalarına destek verdi. Bunun sonucunda azımsanmayacak bir etki yaratılmış oldu. Yanı sıra emekçi kadınlarla emekçi kadın tarihi, haklarımız noktasında eğitim çalışmaları, film gösterimleri yapıldı.

10. 1 Mayıs, 25 Kasım ve 8 Mart'la ilgili yaygın bir şekilde merkezi ve yerel afişler, bildiriler ve duvar gazetelerini Çorlu, Çerkezköy, Kapaklı, Silivri, Lüleburgaz ve pek çok bölgeye yaptık.

11. 15-16 Haziran toplantıları yaptık. 2 Temmuz eylemlerine, kamu emekçilere yönelik KHK saldırılarına karşı yapılan tüm eylem ve etkinliklere katıldık.

12. Birleşik bir mücadeleyi temel alan sendikamız Kale Kayış Direnişi, Aygün Alüminyum direnişi, Ace Elektrik grevi, SİO otomotiv direnişi, Trakya Cam direnişçilerinin İstanbul yürüyüşü, Hava Limanı mücadelesi gibi birçok direniş yerine gidilmiş afişler çıkarılarak bölgede birleşik mücadeleyi yükselterek dayanışmaya çağrılmıştır.

13. “OHAL kaldırılsın, işten atılmalar yasaklansın!” toplantıları, afişleri yaptık, bildirileri dağıttık.

14. Kıdem tazminatının gaspına karşı üç hafta üç ayrı ilçede 9 imza standı açılmıştır. Buralarda oldukça etkin bir çalışma yürüterek birçok işçiyle bağ kurup işçilerin sorularına cevap olduk. Bu çalışmaya bağlı olarak “Kıdem Tazminatımız Gasp Edilemez!” kampanyamızdan doğru açığa çıkardığımız sonuçlardan bir değerlendirmeye konu edeceğiz.

Çukurova

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) Çukurova Bölge Temsilciliği olarak son iki yıldır yaptığımız sendikal faaliyetimizi özet bir şekilde sendikamızın olağan genel kuruluna sunmak istiyoruz.

*

Mersin, Adana, Antep başta olmak üzere tekstil işinin ve işçiliğinin yaygınlaştığı, patronların ucuz işgücü kaynağı olarak değerlendirdiği Mardin ve Batman'da örgütlenme çalışması yürütmekteyiz. Bu illerde tekstil dokuma işçilerinin yaşadığı sorunlara sendika olarak müdahil olmaya, gücümüz yettiğince karşılaşılan bu sorunlara çözüm bulmaya çalışmaktayız. Değişen gündemlerle yaptığımız toplantılarda sendika üyelerimizle yan yana gelmeyi, örgütlülüğümüzü güçlendirmeyi amaçlamaktayız.

Sendikamıza ulaşan ve yardım isteyen, işten çıkarılmış, haklarını alamayan, hak ettikleri ücretleri ödenmeyen işçilere yardımcı olmakla kalmayıp, hukuksal mücadele dışında meşru, fiili mücadele yol ve yöntemleri de göstermekteyiz. Tekstil dokuma işçiliğinin önemli bir bölgesi olan Antep'te yakın zamanda gerçekleşmiş işçi eylemlerine bu çerçevede yaklaştık. Öne çıkardığımız “Hakkımız olanı istiyoruz” gibi şiarların işçilerde yankı bulduğunu gördük. Dokuma işçilerinin fabrika önlerinde kısa süreli de olsa ücret zamları nedeniyle yaptıkları eylemlerde sendikamızın da etkisinin, katkısının olduğunu söyleyebiliriz. Tüm bu süreçlerde yaptığımız çağrıların henüz sınırlı da olsa karşılık bulduğunu görmüş olmak bizim için başarı sayılabilir. Alandaki diğer sendika bürokrasisinin, sarı sendikaların harekete geçmiş işçileri görmezden geldiği, kimilerininse çözüm için patronlara çağrı yaptığı böylesi süreçler eminiz ki işçiler açısından da farkımızı görmeleri için faydalı olmuştur.

*

Son iki sene içinde Mersin'de de sendikamıza başvuran işçilerle eylem girişimlerimiz, fabrikayı terk etmeme biçiminde olmuş (Doubleem Tekstil) ancak bu polis baskısı ve işçilerin geri bilinci nedeniyle kırılmıştır. Yine Mersin Serbest Bölge’de yaşanan bir iş cinayeti ile gündeme getirdiğimiz ve hastane açılması talebiyle başlattığımız imza kampanyasında yaygın topladığımız imzaları çalışma ve sağlık bakanlığına gönderdik. Yine yaşanan ücretsiz izinler, bölge girişinde yapılan giriş kartları denetimleriyle açığa çıkan sigortasız çalıştırma öne çıkardığımız sorunlar olmuştur. İşsizlik sigortası da bu süreçte çalışma yürüttüğümüz bir başka konu olmuştur. Ücretsiz izin sorunu üzerinden hazırladığımız bildirilerle de işçilere yol göstermeye çalıştık. Şimdi ise öne çıkardığımız sorun kıdem tazminatı olmaktadır.

*

Adana'da bir tekstil fabrikasında, işçi çıkarımlarıyla ilgili işçilerle toplantı yaptık. Bilgilendirme yaptık. Bu girişimimiz sendikamızın bu fabrikada yürüttüğü örgütlenme çalışması için anlamlı bir başlangıç olmuştur. Ayrıca Adana'da da düzenli işçi toplantılarıyla işçi sınıfını etkileyen gündemleri her ay düzenli işledik. Yine Adana Organize Sanayi Bölgesi ve kentin farklı bölgelerinde bulunan tekstil fabrikalarında çalışan işçilerin sorunlarını görünür kılmaya devam ettik.

*

Örgütlenme çalışması yürüttüğümüz Batman Taşkın Tekstil'de yaşanan işten atma saldırısı, sendika üyelerimize yönelik tehdit, sindirme operasyonu ve baskıyla birlikte bu deneyim de oldukça önemlidir. Sendikal örgütlülüğümüzün henüz ilk evresinde yönlendirmemizle başlayan bir direniş başarıyla sonuçlanmış, devamında ise patronun bölgenin siyasi konjonktürünü de arkasına alarak giriştiği saldırı yaşanmıştır. Bu saldırılardan sonra anlaşılır nedenlerden dolayı fiili bir direniş olamasa da sendikamızın yönlendirmesiyle girilen hukuk mücadelesinde işçiler anlamlı kazanımlar elde etmiştir. Bu süreç Batman'da sendikamızın tanınır hale gelmesine yol açmıştır.

*

25 Kasım, 8 Mart ve 1 Mayıs gibi tarihsel günlerde de çalışmalarımız olmuştur. Son iki yıldır 1 Mayıs'a “Bu düzen dikiş tutmaz, sömürüsüz bir dünyayı biz dokuyacağız” pankartıyla Mersin'de katılmış bulunmaktayız. İşçi sınıfını ilgilendiren saldırıları da bu 1 Mayıslarda dile getirdik.

*

Kadın komisyonu oluşturma çabalarımız olmakla birlikte bu konuda yeterince karşılık bulmadık. Ancak kadın işçilerin sorunlarını özel olarak gündeme getirme konusunda anlamlı girişimlerimiz oldu. Bunlardan biri serbest bölgede bulunan UFS Tekstil'de hamile bir işçinin işten çıkarılması, diğeri de şiddet nedeniyle NDF Tekstil'de işten çıkarılan bir kadın işçinin sorununu basın yoluyla gündeme getirmemiz oldu.

*

Çeşitli sorunlar çerçevesinde yaptığımız işçi toplantıları dışında dağıttığımız sendika bildirileri, sendika bültenimiz, afişler işçilere seslenme araçlarımız olmuştur. Bu süreçte sosyal medya imkânını da oldukça etkili kullandığımızı söyleyebiliriz. Örgütlenme çalışması yürüttüğümüz illerde tekstil işçilerinin seslerini duyururken basında da oldukça yer bulduk. Son 5 aydır ise örgütlenme çalışması yürüttüğümüz alanlardan bize ulaşan şikayetlerden yola çıkarak aylık ‘İşçi Hakları İhlalleri Raporu’ hazırlamaktayız. Bu raporu da gerek basın gerek de ilgili illerdeki SGK temsilciliklerine ve çalışma bakanlığına göndermekteyiz. Bu çalışmamız işçilerin gözünde sendikamızın etkisini ve ciddiyetini arttırmaktadır.

*

Sendikamız tarafından dile getirilen işçi şikâyetlerinin patronlar cephesinde nasıl dikkatle takip edildiğini, tarafımıza iletilen mesajlardan, kimi zaman doğrudan irtibata geçilmesinden de görmekteyiz. Örgütlenme çalışması yürüttüğümüz yerlerde sendikamızın bu çalışmaları patronları tedirgin etmektedir. Sendikal örgütlülüğümüzü güçlendirdiğimizde, işçilerin örgütlü gücünü açığa çıkardığımızda insanca çalışma ve yaşama koşulları için verdiğimiz mücadelede anlamlı kazanımlar da elde edeceğiz. İnanıyoruz ki bir sonraki genel kurula, bu mücadele yolunda anlamlı mesafeler kat etmiş olarak katılacağız.

İzmir

2. Olağan Genel Kurul’un ardından gerçekleştirilen Genel Meclis ve GMYK toplantılarında alınan kararlar doğrultusunda sendikal faaliyetimizi güçlendirmeye çalıştık. Yapılan toplantılarda işçi sınıfına dönük temel saldırılar ve bunlara karşı mücadelenin örgütlenmesi başta olmak üzere siyasal gündemler, işkolumuzda öne çıkan sorun alanları ve örgütlenme mücadelemiz temel başlıklardı. Bu doğrultuda, iki yıllık faaliyetimizi; 1- Gelişen siyasal gündemler, işçi sınıfının öne çıkan gündemleri, işçi direnişleri ve bunlara müdahale, 2- Örgütlenme çalışmaları 3- Eğitim çalışmaları 4- Sendikanın tanıtımı ve propaganda faaliyeti başlıkları altında değerlendireceğiz.

1- Gelişen siyasal gündemler, işçi sınının öne çıkan gündemleri, işçi direnişleri ve bunlara müdahale ve etkinlikler

Ağustos 2017'de Bağımsız Devrimci Sınıf Platformunun 'Ekim Devrimi'nin 100. yılı' vesilesiyle düzenlediği Ekim Devrimi söyleşisine üyelerimizle birlikte katıldık.

25 Kasım 2017'de Kadın Komisyonu olarak kadına yönelik şiddet ve işçi kadınların örgütlenmesi gündemiyle toplantı gerçekleştirdik. 25 Kasım eylemine çalışma yürüttüğümüz fabrikalardan kadın işçilerle birlikte katılım sağladık.

12 Aralık 2017'de belediye işçilerinin kadro talebiyle gerçekleştirdiği eyleme katıldık.

2 Mart 2018'de Kadın Komisyonu olarak 8 Mart etkinliği düzenledik.

23 Nisan 2018'de DEV TEKSTİL İzmir olarak fabrikalardan işçilerle birlikte 1 Mayıs pikniği düzenledik.

1 Mayıs 2018'de “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni, güvenceli iş ve gelecek için mücadeleye!” pankartı ile mitinge katıldık.

17 Ağustos 2018'de İzmir'de grevde olan Süperpak işçileri için Ege İşçi Birliği ile birlikte dayanışma etkinliği örgütledik.

22 Ekim 2018'de Ege işçi Birliği ile birlikte 'Kriz ve İşçi Sınıfı' paneli düzenledik.

2019 Ocak ayında toplanan Kadın Komisyonumuz 8 Mart gündemli çalışmaları önüne koydu. Bu çerçevede, Ege İşçi Birliği ile birlikte ortak etkinlik örgütleme kararı aldı.

2 Mart 2019 günü “Sömürüye, baskıya, eşitsizliğe ve gericiliğe karşı söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var!” şiarıyla 8 Mart etkinliği düzenlendi.

1 Mayıs 2019'da ise taleplerimizin yer aldığı dövizlerle birlikte 'Kıdem tazminatının gaspına karşı genel grev genel direniş' şiarıyla hazırlamış olduğumuz pankartla alanda yer aldık.

9 Mayıs 2019'da Tüpraş işçilerinin sözleşme süreçlerinden kaynaklı gerçekleştirdiği eyleme destek verdik, etkinliğin örgütlenmesinde destek sunduk.

19 Mayıs 2019'da EİB'in altı ayda bir toplanan genel meclisine katıldık. İşçi sınıfına dönük saldırılar başta olmak üzere kıdem tazminatının gaspına karsı mücadele çağrısı yapıldı. Bu çerçevede bir dizi kararlar alındı.

14 Haziran'da işten atılan belediye işçileri için düzenlenen dayanışma eylemine katıldık.

15 Haziran'da “Derinleşen Kriz ve 15-16 Haziran Ayaklanmasının Güncelliği” başlığı ile bölgemizde bulunan kurumların örgütlediği paneline katıldık, sendikamız adına konuşma yapıldı.

Önümüzdeki dönem ise sınıfa dönük saldırılara karşı birleşik mücadeleyi örme ihtiyacından hareketle EİB’in önerisiyle diğer kurumlarla birlikte bir kurultay çalışması örgütleniyor. Aktif olarak tüm güçlerimizle kurultay çalışmasına katılacağız.

2- Örgütlenme çalışmaları

Sendikal faaliyetimizi İzmir'de ağırlıklı olarak Buca Ege Giyim Organize Sanayi Bölgesi (BEGOS), Ege Serbest Bölgesi (ESBAŞ) ve Sarnıç sanayi havzasında yürütüyoruz.

Örgütlenme çalışmalarımız İzmir temsilciliği olarak oluşturduğumuz örgütlenme komisyonu ve kadın komisyonumuz üzerinden devam ediyor. Örgütlenme komisyonumuz düzenli aralıklarla toplanıyor. Siyasal gündemler, işçi sınıfına dönük saldırılar ve güncel talepleri tartışıyor, fabrika içi gündemleri ve çalışma yürüttüğümüz sanayi bölgelerinden yansıyan gündemleri tartışıyor, müdahale başlıklarımızı ve araçlarımızı belirliyoruz. Sendikamız genel merkezince gerçekleştirilen GMYK toplantılarında alınan kararalar çerçevesinde bir planlamaya konu ediyoruz.

Uzun bir süredir fabrika örgütlenmesi olarak iki temel fabrikada somut çalışmamız var. Ancak fabrikalar içindeki dinamikler işçilerin örgütlenme çalışmasındaki rollerinde belirleyici oluyor. Bu kriz ve gericilik döneminde özellikle işten atılma korkusu fabrika içi örgütlenme çalışmalarımızı olumsuz etkileyen temel nedenler arasında.

Bir diğer önemli durum ise ekonomik krizin alanımızda özellikle tekstil sektörüne yansımalarını üretim bazında hissedilmemesi. Her ne kadar genel alım gücünün düşmesi pahalılık işçileri etkilese de üretimin devam ediyor olması bir teselli oluyor.

İki temel fabrikada örgütlenme çalışmaları yürüttük. Düzenli komite toplantıları ve komite bileşenlerini geliştirmek için eğitim toplantıları aldık. Fabrika içi gündemleri yansıdıkça sosyal medya araçları üzerinden işlemeye ve oradan fabrikanın geneline seslenmeye çalışıyoruz.

Kadın komisyonu düzenli toplanan organlarımızdan. Kadın işçilerin temel gündemleri ve kadınların karşı karşıya kaldıkları saldırılar güncel planda tartışılıyor. Özellikle komisyon bileşenlerinin bilinç düzeyinin geliştirilmesi için eğitim çalışmalarına önem veriyoruz. Bu açıdan geçmiş dönemi verimli geçirdiğimizi düşünüyoruz. Yaz dönemi ise yoğunlaştırılmış bir eğitim kampı yapmayı hedefliyoruz.

3- Eğitim çalışması

Fabrikalar özelinde belli gündemler ile eğitim çalışmaları yapıyoruz. 2 yıllık süreçte her fabrikaya, aynı zamanda farklı işçi grupları ile 3 başlık altında eğitim çalışmaları yaptık. Bunlardan birinci başlık hukuk semineriydi. İkinci başlık fabrika çalışması ve taban örgütlülüğü, üçüncü başlık ise tarihimizden öğreniyoruz adıyla sınıf hareketi tarihi baslığıydı.

Kadın komisyonumuz beş ayrı eğitim çalışması gerçekleştirdi

1. Kadın işçilerin sorunları ve sendikal örgütlülük tablosu

2. 17 yıllık AKP iktidarının kadınlara yönelik uygulamaları buna karşı mücadele araçları

3. Ekim devriminde kadınların kazanımları

4. 8 Mart ve feminizm

5. Yasalarda kadınların hakları

Seçimlerin ardından Yeni Ekonomi Programı’nda açıklanan kıdem tazminatı fonu tartışmaları ve zorunlu BES sistemi üzerine bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda kıdem hakkının nasıl kazanıldığı, şu anki durumu, fonda bizi bekleyen tehlike ve buradan doğru nasıl bir mücadele yürütülmesi gerektiği tartışıldı.

4- Sendika tanı ve propaganda çalışması

Sendikamızın tanıtımı için hazırladığımız afişleri belli zaman aralıklarında yaygın kullanıyoruz. GMYK toplantılarında alınan kararalar ile birlikte, sınıfa yönelik saldırıları konu alan duvar gazeteleri, ozalitler yaygın kullanılıyor. Tekstil fabrikalarının bulunduğu havzalarda ve servis güzergâhlarında gündemler çerçevesinde sesleniyoruz. Bunun yanı sıra 25 Kasım, 8 Mart, 1 Mayıs gibi takvimsel gündemlerde sendikamızın çıkartmış olduğu bülten broşür gibi materyaller yaygın dağıtımı yapıldı. 8 Mart öncesi çıkarılan magnetler tekstil işçisi kadınlara 8 Mart çağrı bildirimizle birlikte dağıtıldı. Yaygın 1 Mayıs propaganda çalışması yürütüldü. AKP'nin yeni ekonomi programda açıkladığı kıdem tazminatının fona devri ve BES uygulaması 1 Mayıs öncesi ve sonrası canlı bir tartışmaya konu edildi. Sanayi havzalarında işçiler ile fonun ayrıntıları konuşulup mücadele yöntemleri üzerine değinildi. İçinde bulunduğumuz dönem bu saldırıya karşı hazırladığımız anket çalışması ve EİB'in hazırlamış olduğu imza kampanyasını yaygın örgütlemeye ve daha fazla işçi ve emekçiyi saldırının boyutlarına dair bilgilendirmeye çalışıyoruz.

Birleşik, devrimci bir sınıf hareketi için ileri!

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası

İLİŞKİLİ HABERLER