Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) 2. Genel Kurulu şehir dışından gelen delege ve üyelerle birlikte saat 09.00'da yapılan kahvaltının adından saat 10.00'da başladı.
“Kölelik düzenine karşı örgütlü mücadeleyi büyütelim” şiarı ve talepler yer alan pankartların asıldığı toplantı salonunda ayrıca “Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye son”, “Emperyalist savaş ve saldırganlığa, kapitalist sömürüye son” ozalitleri asıldı.
Divan seçimiyle başlayan kurulda öncelikle sınıf kavgasında yitirilen işçiler adına saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşunun ardından sinevizyon gösterimi yapıldı. DEV TEKSTİL'in eylem, etkinlik ve faaliyetlerinden karelerin yer aldığı sinevizyon, “Kölelik düzenine karşı örgütlü mücadeleyi büyütüyoruz” şiarıyla sona erdi.
“Hesap sormak istiyorsak örgütlü olmamız gerekir”
Yönetim kurulu adına açılış konuşması yapan Murat Yıldırım, kapitalist toplumda daha fazla sömürü için her türlü saldırının hayata geçtiğine işaret etti. AKP iktidarının en üst düzeyden dillendirdiği “OHAL'in işçi grevlerini yasaklamak için kullanıldığı” itirafını hatırlatan Yıldırım, üretim araçlarını elinde bulunduran egemenlerin, siyasal iktidarı ve devlet aygıtını da elinde bulundurduklarını belirterek bu gerçekliğin artık herkes tarafından görüldüğü günlerde olunduğunu vurguladı. Yıldırım, hukuk kurallarının dahi askıya alındığı bir dönemde sermaye devletini kendi ihtiyaçları söz konu olduğunda yasaları kolayca çiğnediğini ifade ederek, böylesi bir dönemde devlet aygıtlarından hiçbirinin hesap soramadığını hatırlattı. “Biz hesap sormak istiyorsak örgütlü olacağız. Sömürüye karşı olacaksak hesap soracaksak örgütlü olacağız” diyerek örgütlü olmanın önemine değindi.
“Devrimci sınıf sendikacılığıyla sınıf mücadelesini büyütüyoruz”
DEV TEKSTİL'in Greif Direnişi ile ortaya çıkış sürecine değinerek devrimci sınıf sendikacılığı ilkeleri üzerinde duran Yıldırım, işçi sınıfını kapitalizme karşı mücadele içinde kazanacaklarını belirtti ve bunun için de kapitalizmi aşacak araçları işçi sınıfına işaret etmek gerektiğini vurguladı. DEV TEKSTİL'in tüzüğünde bu çerçevede yer alan tüzük maddesini hatırlatarak, bu maddeyi sendikaların ‘80 öncesi devrimci dönemlerinden, işçi sınıfının deneyimlerinden miras aldıklarını belirtti. “İş barışı”, “çağdaş sendikacılık”, “uzlaşmacılık” gibi anlayışların işçi sınıfının bilincini geliştirmesinin önünde engel olduklarını ifade etti. SIO Automotiv'de güvenlik işçilerinin direniş sürecinde karşı karşıya kaldıkları sendikal bürokrasinin engelleyici ve ihbarcılığını teşhir eden Yıldırım, KESK'in anlayışına karşı KESK'in mücadeleci kimliğini temsil eden KHK direnişçilerini örnek gösterdi.
“Emperyalist barbarlığa karşı mazlum halkların yanındayız”
Söz ve eylem birlikteliğinin önemine değinen Yıldırım, anti-emperyalist mücadelenin önemini de vurguladı. Ortadoğu'da dinci-gerici çetenin hamileri olan emperyalist odakları işaret ederek, emperyalistlerin kendi krizlerini aşmak için Ortadoğu'nun zenginliklerini yağmalamak hevesiyle halklara ölüm kustuklarını ifade etti. Gericiliğin yükselmesinin, sınıfa yönelen saldırıların artmasının, ilerici devrimci kurumlara uygulanan baskıların bu gelişmelerden bağımsız olmadığını belirterek “Emperyalizme ve işbirlikçiliklerine karşı olmalı, mazlum halkların yanında olmalıyız” dedi. “Adalet” arayışlarına da değinen Yıldırım, “Gerçek adalet istiyorsak eşitlik, özgürlük adalet demek zorundayız. Mücadelemizi bu hatta oturtmak zorundayız” dedi.
Kürsü direnişçi işçilerin
DEV TEKSTİL'in 2. Genel Kurulu'na direnişçi işçiler de katıldı. Kurulda ilk söz direnişçi işçilere verildi. SIO Automotive'de direnişçi güvenlik işçileri söz alarak kendi süreçlerini özetlediler. Mücadeleye devam edeceklerini ifade ettiler ve sendikayı amaç olarak değil bir araç olarak gördüklerini belirttiler. Sendikal bürokrasinin üyelerinin sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları arşivleyerek polise bildirmelerini teşhir eden direnişçi işçiler “Tekrar ilan ediyoruz, parçası olduğumuz işçi sınıfının mücadele gücüne inanıyoruz. Sendikal bürokrasiyi parçalayacağımızı biliyoruz. Bizler de sendikamızdan bu anlayışı atacağız. İlan ediyoruz, beklesinler geliyoruz. Bizler bu cehennemin dibindeki güvenlik işçileri olarak diyoruz ki bekleyin, geliyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdılar.
KHK direnişçisi Fatma Yıldırım da bir eylemde yol kapattıkları için sendika tarafından disipline sevk edilmekle tehdit edildiğini anlatarak direnişe sendikayı zorlayarak çıktıklarını ifade etti. Mücadelelerinin hem sendikal bürokrasiye hem de faşizme karşı yürüteceklerini belirtti. “Kazanacağımıza inanıyoruz. Biz kazanacağız, siz kazanacaksınız” dedi.
Çapa direnişçisi Cemal Bilgin kürsüde direniş sürecini anlattı. Hem taşerona karşı hem de Çapa’da var olan yolsuzluklara karşı mücadele ettiklerini belirtti. “Sendika cenneti” diye tanımladığı Çapa’da taşeron işçilerini koruyan tek bir sendikanın olmadığını belirten Bilgin, besin zehirlenmesi olayının ardından bu olayı gündemleştirdiği için hastane yönetimi ve taşeron firma tarafından işine son verildiğini aktardı. 46 haftadır direndiğini, işe iade davasını kazandığını ancak hastanenin mahkeme kararını tanımadığını belirtti. “Tazminatı al, Çapa’ya gelme diyorlar” diyen Bilgin, “Her gün nefes alıyorsak, her gün mücadele de etmemiz gerekiyor” dedi. Ayrımlara takılmadan birlik olunması gerektiğini vurgulayan Bilgin “Başka çaremiz yok” dedi.
Yazaki direnişçisi Dilek Gültekin için İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları’nın hazırladığı ve imzaya açılan metin okunarak imzaya sunuldu. Oy birliği ile kurul adına metnin imzalanmasının ardından Gültekin'in görüntülü mesajı paylaşıldı. Gültekin mesajında kurulu selamlarken, direniş sürecini kısaca aktardı. Greif işçilerinden feyz aldığını ifade eden Gültekin, Greif Direnişi’nin işçi sınıfına büyük bir deneyim bırakmış olduğunu belirtti. “Greif işçilerinin yolundan yürüdükçe başarıya ulaşabileceğimize inanıyorum” diyen Gültekin'in mesajı alkışlarla karşılandı.
“Meslek liseliler geleceğin işçileridir”
Konuk konuşmaları çerçevesinde kürsüye çıkan meslek lisesinden yeni mezun olmuş bir tekstil işçisi meslek liselerine yönelmenin önemini aktardı. Stajyerlerin yaşadığı sorunlara değindiği konuşmasında, bugünün meslek liselilerinin geleceğin işçileri olduğunu vurguladı. Geleceğin işçilerinin henüz sıraları başındayken zapturapt altına alınmak istendiğini belirterek DEV TEKSTİL'in meslek liselerini stratejik olarak ele alınması gerektiğinin altını çizdi. Kurulabilecek her yerde gençlik komisyonlarının kurulmasını, sorunları irdeleyecek ekiplerin oluşturulmasını, tekstil bölümlerinde okuyan stajyerlerin gittiği fabrikaların belirlenerek o fabrikalara özel seslenilmesi önerilerini genel kurula sundu.
TOMİS'ten dayanışma mesajı
Tüm Metal ve Otomotiv İşçileri Sendikası’nın (TOMİS) genel kurula yolladığı mesaj okundu. Mesajda sendikal ihanetin geldiği boyutlara dikkat çekilerek DEV TEKSTİL'in Greif Direnişi’nin deneyimlerine ve değerlerine dayanarak sınıf sendikacılığı bayrağını yükselttiği ifade edildi. Mesajda TOMİS ve DEV TEKSTİL'in mücadelesinin bir ve ortak olduğuna vurgu yapılarak şöyle denildi: “Greif’i ve Metal Fırtına’yı yaratan eller aynı ellerdir. İşçi sınıfımızın nasırlı elleridir. Kazanacağımıza inancımız tamdır. Siz sınıf kardeşlerimizi dayanışma duygularımızla selamlıyor, genel kurulunuzun işçi sınıfı mücadelesine büyük katkılarının olacağını biliyoruz.”
Yasal olarak yapılması gereken tüzük değişikliği oylama ile yapılırken, Trakya temsilciliğinden bir işçi sosyal medyanın kullanım konusunda önerilerini sunduktan sonra kurula ara verildi.
Kadın işçilerin talepleri kürsüde
Denetim, disiplin ve yönetim, faaliyet ve bütçe rapor sunumları ve aklama oylaması ile başlayan ikinci bölümde delege konuşmaları yer aldı.
Kadın işçilerinin sorunlarının ve taleplerinin işlendiği İstanbul Sefaköy Temsilciliği'nden ve İzmir Temsilciliği'nden delegelerin konuşmalarında kadın işçilerin örgütlenmesine dair somut adımlar atılması ve kadın işçi komisyonlarının kurulması önerildi. Kreş hakkı üzerinde de durulan konuşmalarda, kadın işçilerin mücadele saflarına katmak için seferber olunması gerektiği belirtildi. “Bugün direnmezsek yarın dileniriz” denildi.
Sınıfa yönelen saldırılara karşı mücadele çağrısı
Delege konuşmalarında sınıfa dönük saldırılara karşı mücadele çağrısı yer aldı. Kıdem tazminatının gasp edilmesine yönelik çalışmaların derinleştirilmesi ve fabrikalarda toplantılar yapılması önerilirken, zorunlu bireysel emeklilik saldırısı ve hafta tatilinin gaspı planlarına karşı mücadele edilmesi gerektiği ifade edildi. Kesintisiz iki günlük hafta sonu tatili talebinin yükseltilmesi gerektiği belirtildi.
Ekim Devrimi tekstil işçilerinin gündeminde
Mersin Serbest Bölge’den bir delegenin bölgeye dair bilgileri paylaşarak mücadele çağrısı yaptığı konuşmanın ardından DEV TEKSTİL Başkanı Engin Yılgın ise Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'yı ve tüm direnişçileri selamlayarak söze başladı. “Burada dünyayı değiştirecek işçilerin kaderini değiştirecek bir güç var” diyen Yılgın, üretenlerin ürettiklerini eşitçe bölüşebilecekleri bir dünya örneğinin olduğunu belirterek Ekim Devrimi'nin 100. yılının ön süreçlerinde Ekim Devrimi'ni anlatan toplantılar, etkinlikler yapılması gerektiğini ifade etti.
Delegelerden mücadele çağrısı
Fabrikalardaki yoz kültüre karşı genç işçi komisyonlarının kurulmasının ve sendika adına örgütlenme seferberliği çağrısının yükselten delegeler eğitim programları gibi somut öneriler getirdiler. Delegeler mücadeleyi büyütme çağrısı yaptılar.
Delege konuşmalarının ardından aday listeleri açıklandı. Yapılan oylamanın ardından genel kurul sonlandı.
Kızıl Bayrak / İstanbul