2022 yılında geçerli olacak asgari ücret saray rejiminin şefi tarafından “müjde” olarak duyuruldu. Son oturum emek düşmanlarının katılımı ile gerçekleştirdi. Toplantının basına duyurulan kısmında Türk-İş ağaları, TİSK patronları, sermaye iktidarının bakanları ve tek adam rejiminin şefi Erdoğan boy gösterdi.
Saray’dan ilan edilen asgari ücrete “son 50 yılın en büyük zammı” diye güzellemeler yapıldı. Erdoğan, gururla yaptığı asgari ücret açıklamasında gelir ve damga vergisinin kaldırıldığını hem kapitalistlerin hem de işçinin memnun olacağını iddia ederek ekonomiye methiyeler dizmeyi de ihmal etmedi.
AKP şefinin büyük bir lütuf gibi sunduğu başlıca yönlerde dahi yalan ve manipülasyonlar bulunuyor:
“Gelir ve damga vergisi kaldırıldı” ama vergi kanunu belirsiz
Gelir ve damga vergisinin kaldırılması için vergi kanununda değişiklik yapılması gerektiği ekonomistler tarafından belirtiliyor. Yine gelir vergisinin kalkmasının Asgari Geçim İndirimi (AGİ)’yi devre dışı bırakılacağı da ekleniyor. Tüm bunlar önümüzdeki hafta torba yasa kapsamında Meclis’te görüşüldükten sonra netleşecek.
“Son 50 yılın en büyük zammı” enflasyonun ve dövizin altında kaldı
Tam bir cambazlıkla duyurulan asgari ücrete zam mı yapıldığı yoksa indirim mi yapıldığı en basit hesaplamalarda bile ortaya çıkıyor. Geçmiş yıllardaki asgari ücretle alınabilen gıda maddeleriyle şimdiki karşılaştırıldığında dahi artış oranlarının bir anlam ifade etmediği anlaşılıyor. Temel tüketim maddelerinde yüzde 50’yi aşan zamlar şimdiden devreye girmişken, enflasyonun da artış eğiliminde olduğu düşünüldüğünde, “yüzde 50 zam oranı” enflasyonun altında kalmış bulunuyor.
Kaldı ki asgari ücret açıklandığı andan itibaren dolardaki yükseliş karşısında erimeye başladı. Dün açıklandığı anda asgari ücret 274 dolara denk gelirken, bugün doların 16 TL’yi geçmesi ile 262 dolara kadar düştü. AKP şefi “dolar hesabı yapmayın” dese de, dolar hesabı ithalatın hakim olduğu enerjiden başlayıp hayatın her alanına doğrudan etki ediyor. Dolayısıyla da enflasyonun tırmanacağına ve belirlenen ücretin daha da eriyeceğine işaret ediyor.
“Hem patron hem işçi sevinecek” yalanı
Patronlar, üzerlerinden alınan 450 TL’lik vergi yükü nedeniyle mutluluklarını ifade etti. Yüzde 50 zam oranının önümüzdeki dönem fırsatçı kapitalistler tarafından işten çıkarmalara bahane edilebileceği, krizin derinleştiği koşullarda da işten çıkarmaların önünü açacağını görmek ise zor değil. Aynı zamanda asgari ücrete yapılan artış oranı benzer şekilde diğer tüm ücret gruplarına da verilmezse çalışanların daha da büyük bir çoğunluğunun enflasyonun altında kalan sefalet ücretine mahkum olması kaçınılmazdır.
Esas müjde sermayeye: “Asgari ücretin en düşük olduğu ülke”
Öte yandan asgari ücrete yapılan zam, bir yanıyla gerçek enflasyon oranının da itirafı oldu. Asgari ücrete yapılan %50,1’lik zamla bile hala Avrupa ülkeleri içinde Türkiye “asgari ücretin en düşük olduğu” ülke olmayı sürdürüyor. “Çin’in ekonomi modelini” örnek alarak büyüyeceklerini hayal edenlerin dayattığı asgari ücret “zamlı” haliyle dahi Çin’in 130 dolar altındadır.
Tüm bu nedenlerden dolayı, asgari ücret hâlâ sefalet ücreti durumundadır. Sefalet ücretinin bugünkü durumundan ancak kapitalistlere müjde çıkarılabilir. AKP-MHP iktidarının işçi ve emekçilere “müjdesi” yeni yılda artan hayat pahalılığı, açlık ve yoksulluktur. Dayatılan bu sefaleti kabul etmemek, insanca yaşamak ve çalışmak için tek yol mücadeleyi büyütmekten geçmektedir.