TL’nin değeri her gün düşerken birkez daha faiz indirimi kararı alan saray rejimi, dünyanın şaşkın bakışları altında kaosu günden güne derinleştiriyor. Saraydan gelen emirle dün faiz indirimi kararı alan Merkez Bankası, dolar 17 liraya ulaşınca bugün “piyasalara müdahale etti.” Dün faiz indirerek TL’nin değer kaybını hızlandıranlar, bugün döviz satarak doların hızla yükselişini durdurmaya çalıştılar. Bunu geçen günlerde de yapmışlar ama değişen bir şey olmamıştı. Bugün de olmayacak. Nitekim müdahale yapılınca kısa süreliğine düşen dolar, tekrar yükselmeye başladı.
Tayyip Erdoğan’la avenelerinin yaptıkları artık ‘çılgınlık’ olarak tanımlanıyor. Bir iktidarın yönettiği ülkenin parasının değerini düşürüp halkı açlığa mahkum etmesi burjuva ekonomistleri de şaşkınlığa düşüyor. Faiz indirimine gitmenin yaratacağı sonucu AKP şefi de müritleri de çok iyi biliyor. Yani bile bile TL’nin değer kaybetmesi ve halkın açlığa sürüklenmesi için çalışıyorlar.
AKP-MHP rejiminin halen işbaşında olması toplumun ezici çoğunluğu için tam bir kabus haline gelmiştir. Ama öte yandan dolar milyarderi olan Tayyip Erdoğan’la müritlerinin serveti her gün artıyor. Köprüler, Tüneller, Havaalanları, Kent Hastaneleri için ‘beşli çeteye’ verilen güvenceler de TL’ye değil dolara endekslidir. Yani beşli çetenin ülkenin talanından aldığı pay son bir ay içinde neredeyse katlandı. Bu arada sarayın alacağı kararları önden bilen rejime yakın kapitalistler de büyük vurgunlar gerçekleştiriyor.
Doların 17 liraya ulaşması, Borsa’nın çakılması, akaryakıt fiyatlarına rekor zamların yapılması, kaosun günden güne derinleşmesi artık kapitalistleri de rahatsız etmeye başladı. Elbette onların derdi halkın açlığa sefalete mahkum edilmesi değil, gelinen yerde karlarının düşmeye başlaması, hatta bazılarının iflasın eşiğine gelmiş olmasıdır. Bunun yansıması AKP rejimine destek veren, kameralar önünde Tayyip Erdoğan’la cilveleşen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan geldi.
Bugün Twitter hesabından bir mesaj yayınlayan sarayın dalkavuklarından Hisarcıklıoğlu şu ifadeleri kullandı:
“Piyasalarda yaşanan çalkantı ve döviz kurlarının geldiği seviye bir çok firmamızı endişelendiriyor ve olumsuz etkiliyor. Piyasaların ivedilikle istikrara kavuşmasını sağlayacak acil önlemler alınmasını ve öngörülebilirliğin temin edilmesini bekliyoruz.”
Halkın açlığı sefaleti elbette AKP şefiyle cilveleşen bu kapitalistin umurunda değil. Zira o ve onun gibiler her zaman rejimin sacayağı olmuştur. Sorun kaosun çok derinleştirilmesi ve bazı firmaların da iflasla karşı karşıya kalması gibi sorunlardan kaynaklanıyor. Bu arada Hisarcıklıoğlu’nun “Piyasaların ivedilikle istikrara kavuşmasını sağlayacak ‘acil önlemler’” ifadesiyle neyi kastettiği belli değil. Rejim bu ‘istikrarı’ nasıl sağlayacak? Orası meçhul. Somut bir öneri sunmasa da, kastettiği ne pahasına olursa olsun kapitalistlerin kaygılarını giderecek adımların atılmasıdır.
Son gelişmelere tepki gösteren bir diğer kapitalist ise, İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan oldu. Bahçıvan Twitter hesabından şu mesajı yayınladı: “Merkez Bankası’nın, bugün elindeki kıymetli döviz kaynaklarını piyasaya sürmesini şaşkınlıkla izliyoruz.”
Muhtemelen bu tür tepkilerin arkası da gelecek. Dikkat çekici olan, bu kapitalistlerin halen saray rejimine söz söylemekten korkmaları ve ondan çözüm üretmesini beklemeleridir. Oluşan vahim tabloda suç ortaklığı olan TOBB, İSO gibi kapitalist örgütler, sömürü çarklarının “istikrarlı” bir şekilde dönmeye devam etmesi için saraya mesaj veriyorlar. Oysa öncesinde olduğu gibi şimdi de kapitalistlerin vurucu gücü olan saray rejimi yarattığı kaosun bedellerini emekçilere ödetmeye devam ediyor. Bu koşullarda kapitalistler için istikrar, emekçilerin kölelik ve sefalete mahkum edilmesiyle sağlanabilir. Bu gidişat ancak işçi sınıfının şalterleri indirmesi ve kitlelerin alanlara çıkıp iktidardan hesap sorması ile değiştirilebilir.