Erkek egemen kapitalizm dünyanın her yerinde olduğu gibi Nepal’de de kadınların yaşamını cehenneme çeviriyor. Yoksulluğun hakim olduğu ülkede fiilen gasp edilen çalışma hakkı nedeniyle işçi-emekçiler yurtdışında iş aramaya mahkum ediliyor. Ağır koşullar, daha çocuk yaşlardan itibaren özellikle kadınları vuruyor.
Nepal’de kadınların yurtdışına yalnız seyahat etmesi için 40 yaşına kadar ailelerinden izin almaları gerekiyor. Nepal hükümeti, kadın örgütlerinin baskısıyla sözüm ona yasal değişikliği gündeme getirse de yasağı daha da ağırlaştırmayı planlıyor. İçişleri Bakanlığı, yurtdışındaki Nepalli kadınların “güvenlik için daha fazlasını yapması gerektiğini” öne sürerek bu değişikliği haklı çıkarmaya çalışıyor.
Yoksulluk göçe zorluyor
Yoksulluğun oldukça yoğun olduğu Nepal “az gelişmiş ülkeler” arasında kabul ediliyor. Nüfusun 30 milyon civarında olduğu ülkede, Nepal İnsan Hakları Komisyonu’na göre, her yıl yaklaşık 1,5 milyon kişi iş aramak için yurtdışına gidiyor. Göçmen işçiliğin bu kadar yaygın olmasının etkisiyle Nepal gayri safi hasılasının yüzde 30’unu, Körfez ülkeleri başta olmak üzere yurtdışında çalışan göçmen işçilerden gelen paralar oluşturuyor.
Erkekler inşaat işçisi, garson ve aşçı olarak, kadınlar ise temizlikçi veya dadı olarak göçmen işçiliğe mahkum oluyor. Yoksulluğun yanı sıra kadınların çalışma hakkından fiilen yoksun olduğu ülkede, pandemiyle birlikte daha da kötüleşen yaşam koşulları yurtdışına göçü daha da kaçınılmaz kılıyor. Hindistan, Körfez ülkeleri, Malezya, Afrika veya Çin’de iş arayan kadınlar insanlık dışı koşullarla karşı karşıya kalıyor.
Kız çocukları alınıp satılıyor
İnsan Hakları Komisyonu’na göre, birçok kadın yurtdışında adeta köleleştiriliyor. İşe alma ajanslarının “iyi maaşlı iş” vaatleriyle göçmen işçilikte gelecek aramak zorunda bırakılan Nepalli kadınlar daha çocuk yaşlarda, kapitalizmin çürümüşlüğünü yaşamakla yüz yüze kalıyor. Her yıl 8 ila 18 yaşlarındaki yaklaşık 20 bin kız çocuğu veya genç kadının insan ticaretine maruz kaldığı belirtiliyor.
Uluslararası Af Örgütü’ne göre birçoğu özellikle Hindistan’da seks köleliğine ve ticaretine zorlanıyor. İnsan hakları örgütlerinin raporlarında, Nepalli kadınların özel evlerde veya fabrikalarda fuhuşa veya zorla çalıştırılmaya zorlandıkları, hapsedildikleri, şiddete ve tecavüze uğradıkları veya öldürüldükleri belirtiliyor.
Koruma yerine ayrımcılık
Bu koşulları iyileştirmek için uzun süredir mücadele eden kadınlar, taleplerinin İçişleri Bakanlığı tarafından geri çevrilmesini açık bir ayrımcılık olarak teşhir ediyor. “Yıllarca bizden gelen baskının ardından, ilk etapta harekete geçtiler. Ama kadınlara yardım sunan tutarlı ve iyi düşünülmüş bir plan sunmak yerine, eski yasayla geliyorlar” diyen Mona Sherpa, erkek egemen zihniyetin bu yasaya da hakim olduğunu ve Nepalli kadınlara boyun eğdirilmek istendiğine dikkat çekiyor.
Yasayla ek engeller getirilmek isteniyor
İçişleri Bakanlığı’nın gündemindeki yasa taslağında, yurtdışına çalışmaya gidecek kadınların ailelerinden izin almasına ek olarak başka şartlar da bulunuyor. Nepal hükümeti, kadınların yurtdışında çalışma izni alabilmesine pahalı hayat sigortası, otel rezervasyonu ve geri dönüş uçak bileti gibi ek engeller getirmeye çalışıyor.
Kadınların yaşam ve yurtdışında çalışma koşullarının düzeltilmesi için mücadele eden kadın örgütleri; kadınları korumayan “izinlerin” kaldırılmasını, ek engellerin olduğu yasa tasarısının geri çekilmesini, kadınların insanca çalışma ve yaşama hakkının güvenceye alınmasını istiyor.
Kaynak: Tagesschau