İsviçre’de 1981’de Anayasaya erkek-kadın eşitliği yasasının girmesinden on sene sonra, 1991’de eşitsizliğe ve haksızlığa karşı 500 bin kişinin katılımıyla, ilk kadın grevi gerçekleşmişti. Eylemin yarattığı güçlü etkiyle eşitsizlikler konusunda bazı iyileşmeler olduysa da bunlar kalıcı kazanımlara dönüştürülemedi. Kadına yönelik haksızlıklar, eşitsizlik, şiddet ve kadın cinayetlerine karşı biriken öfke, 14 Haziran 2019’da ülke genelinde “kadın grevi” diye anılan ve 500 bin kişinin katıldığı eylemlerle sokaklara taştı. Korona sürecinden kaynaklı düzenlenmeyen eylemler, bu yıl tekrar yapılmaya başladı.
Bu sene İsviçre’nin 30 ayrı kentinde, sendikaların açıklamasına göre 50 bin kişinin katıldığı eylem ve etkinlikler düzenlendi. Yürüyüşlerin düzenlendiği kentlerden biri de Lozan oldu. Bir gün öncesinde yüzlerce kadın, Lozan’ın Saint-François Katedrali önünde gece 22’de buluşarak saat 24’de kadar dans edip, şarkı söyleyip, konuşmalar gerçekleştirdiler.
14 Haziran günü saat 18’de Riponne Meydanında toplanan kalabalık saat 19’a doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş Lozan’ın merkezinden tren istasyonuna, oradan Riponne Meydanına uzanan güzergahta gerçekleştirildi. Yürüyüş esnasında kısa süreli duruşlar gerçekleştirilip teşhir konuşmaları yapıldı. Teşhir konuşmaları için özellikle bankaların önleri seçildi. Bessières Köprüsüne gelince küçük bir oturma eylemi de yapıldı.
Eyleme katılan küçük bir bando grubu hem yürüyüş boyunca hem de bitiş noktasında canlı ve tempolu çalgılarıyla tüm kitleyi coşturdu. Kortejin başında “65’inde emekliğe halen hayır!” ve “2023 Feminist greve doğru -365” şiarlı iki pankart taşındı. Eylem esnasında sıklıkla “Dünyadaki kadınlarla dayanışma”, “Anti-kapitalist, Feminist”, “Gururlu, sinirli ve susmaya hazır değil” gibi sloganlar atılırken, kortejin başında “Tek çözüm: Devrim!” sloganları da atıldı. Türkiyeli örgütlerden Bir-Kar flamalarıyla katılım sağlarken, Kürdistanlı kadınlar da kendi flamalarıyla eylemde yer aldılar.
Bu sene kadınlara yönelik eşitsizlik, haksızlık, taciz ve kadın cinayetleri konularının yanısıra eylemin ana konusu emeklilik oldu. Çünkü İsviçre sermaye sınıfının baskısıyla hükümet geçen sene Haziran ayında “AVS21” adlı bir “reformu” Mecliste oylayarak kadınların emeklilik yaşını 65’e yükseltildi. Emeklilik kasası, “finansal denge”yi garantilemek için 2030’a kadar 26 milyar franga ihtiyaç olduğunu iddia etmiş ve kadınların emekliliklerinin bir sene geciktirilmesiyle 10 milyar frank tasarruf yapacağını açıklamıştı. Yasaya karşı sol partilerin referandum için girişimlerde bulunduğu ve büyük olasılıkla yakın zamanda bir seçime gidilebileceği belirtiliyor.
Kitlesel geçen Lozan eylemine katılım sendikalar tarafından 10 bin olarak açıklanırken, kadın örgütleri katılımın 15 bin olduğunu ifade etti. Eylem boyunca kitlenin canlılığı ve kadın oranının yüksekliği, Lozan’da ve genel olarak İsviçre’de kadınların toplumun önemli bir dinamiği olduğunu göstermiş oldu. Eylem, Riponne Meydanında yapılan konuşmaların ardından son buldu.
Kızıl Bayrak / Lozan