Kastaş'tan İstanbul Sözleşmesi ikiyüzlülüğü

Kastaş’ın kadın işçilere uyguladığı baskıyı, mobbingi, taciz ve aşağılamaları bilmesek inanacağız!

  • Haber
  • |
  • Kadın
  • |
  • 29 Temmuz 2020
  • 22:23

Menemen'de bulunan Kastaş Kauçuk fabrikasının yönetimi, İstanbul Sözleşmesi’ni desteklediğini açıklamış. Kastaş'ta yüzlerce kadın işçi çalışıyor. Eşitsiz ücretten sayı baskısına, mobbing uygulamaktan taciz ve cinsiyetçi aşağılamalara kadar pek çok iğrenç yöntem kadın işçilere karşı kullanılıyor. Bu yöntemlerle sömürüyü katmerleştiren patronun kasaları dolup taşıyor.

Bu kölelik zincirlerini kırmak için çaba sarf eden Petrol-İş üyesi iki kadın işçi, 2016 yılında örgütlenme çalışması yaptıkları için işten çıkartılmış ve direnişe geçmişti. Fabrikadaki çifte sömürü koşulları içeride teşhir edildiğinde müdür Zeki Özmen direnişçi kadınlardan birine saldırmış, küfür etmiş ve ceza almıştı. Yakın tarihte işçilerin şikayeti sonucu tacizci ve baskıcı formen Mehmet Uygur'un işten atılması da direnişçi iki kadının taleplerinden biriydi. 

Kadın işçilerin onuruna saldıran, sömürüyü artırmak için psikolojilerini bozacak şiddette baskı uygulayan, kadın kimliği üzerinden işçileri aşağılamayı adeta kural haline getiren Kastaş yönetimi, şimdi utanmadan İstanbul Sözleşmesini desteklediğini açıklıyor! 

Sermaye sınıfının kadına yönelik şiddete, taciz ve tecavüze, eşitsizliğe karşı bakışı sahte ve ikiyüzlücedir. Kimisi lafta bu iğrençliklere karşı olduklarını söyler. Ama burjuva sınıf çıkarları söz konusu olduğunda kendileri bunların alasını yaparlar. Şayet İstanbul Sözleşmesi üretime daha fazla dokunsa idi dinci-faşist AKP-MHP rejiminden önce sermaye sınıfı onu kaldırmak için harekete geçerdi.

Kadın işçilerin çifte sömürüsünden azami kâr sağlayan sermaye sınıfı iki yüzlüce açıklamalar yapıyor. Bizler biliyoruz ki, yaşamları işyerinde, sokakta, evde cehenneme çevrilen kadınlar örgütlenir, bulundukları her alanda mücadele ederse tacizi, şiddeti, eşitsizliği ve baskıyı sınırlarlar. Çünkü tek başına yasaların var olması, -artan kadın cinayetlerinin de gösterdiği gibi- sorunlarımızı çözmüyor. Sorunlarımızın esas kaynağı kapitalist sistemdir. Fabrikalarında, işletmelerinde cinsiyetçilik yapan patronların kadın işçilere verebileceği hiçbir gelecek yoktur! Sorunun kalıcı çözümü ise, ancak kapitalizmin ortadan kaldırılmasıyla sağlanabilecektir. 

Kastaş işçisi kardeşler!

Kapitalist sistemde çifte sömürü emekçi kadınların yükünü ağırlaştırıyor. Krizle birlikte artan işsizlik, eriyen ücretler bu durumu daha vahim bir hale getiriyor. Kadın bedeniyle sorunu olan dinci-gericilik günden güne yaşamlarımızı cehenneme çeviriyor. Sorunun kaynağı olanlar utanmazca açıklamalar yapıyor, adeta aklımızla ve halimizle alay ediyorlar. Kastaş işçileri olarak baskıya, sömürüye, düşük ve eşitsiz ücretlere, tacize karşı yan yana gelelim. Fabrikamızı, mahallemizi ve dahası toplumumuzu şekillendirmek adına bu uygulamalara dur diyerek elimizi taşın altına koyalım. Mücadele ederek bugünü ve yarınları kazanalım!

Ege İşçi Birliği