İstanbul Sözleşmesine dair tartışmalar sürüyor. AKP cenahı, kadına yönelik aşağılayıcı söylemler eşliğinde sözleşmeden çekilmeyi savunurken, meslek odaları ve dernekler tarafından sözleşmeyi savunan ve AKP hükümetini mahkum eden açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Son olarak Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) ve Askeri Darbelerin Asker Mağdurları Derneği (ADAM-DER) İstanbul Sözleşmesini savunan ve AKP’nin sözleşmeden imza çekme niyetini mahkum eden açıklamalar yaptılar.
“Ülkemizin gerçek gündemine odaklanmak gerekir”
Perşembe günü Bursa Akademik Odalar Birliği’nde yapılan açıklamada, ülkenin gerçek gündemini, koronavirüs salgını ve buna bağlı ekonomik krizin oluşturduğu ve buna odaklanılması gerektiği vurgulandı.
Açıklamayı BOAB Dönem Sözcüsü ve Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Prof. Dr Erkan Yaslıoğlu yaptı. İstanbul Sözleşmesi tartışmalarının son günlerde gündemi gereksiz bir biçimde meşgul ettiğini ifade eden Yaslıoğlu, sözleşmenin imzalanmasından bugüne kadar geçen tarihsel sürecin dikkatli bir biçimde irdelenmesinin bu tartışmaların gereksizliğini gözler önüne sereceğini belirtti.
Kadına yönelik şiddete ilişkin verilerin paylaşıldığı açıklamada, “Herhalde, 2001 yılında imzalanan sözleşmenin bu kadar tehlikeli olduğunu anlayabilmek için aradan 19 yılın geçmesi gerekiyordu” denildi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmasına son verip onu etkin bir şekilde uygulamak gerektiğinin altı çizilen açıklamada, “Kadının toplum içindeki yerini geriye götürecek olan İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılma fikrinden bir an önce vazgeçilmesi” çağrısı yapıldı.
“Kadınlar ‘sahip çıkılmayı’ değil, özgür ve hayatta olmayı istiyor”
Bir diğer açıklama ise bugün 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbe dönemlerinde siyasi görüşleri nedeniyle TSK'dan tasfiye edilen askerlerin kurmuş olduğu Askeri Darbelerin Asker Mağdurları Derneği'nden (ADAM-DER) geldi.
Derneğin 101 üyesinin imzasını taşıyan açıklamada, İstanbul Sözleşmesi'nin, kadını eve hapsetmek isteyen ve erkek egemenliği altında yaşatmak isteyenler tarafından yürürlükten kaldırılmak istendiği ifade edildi.
“Kadınların özgür olmadığı bir toplumda hiçbir erkek, hiçbir birey özgür değildir” denilen açıklamada, kadınların yaşam ve özgürlük mücadelesinin “sapkınlık” olarak kabul edilemeyeceği belirtildi. Açıklama “Hiçkimse, özgür düşünce, laiklik ve demokrasi karşısında kendi sapkın emellerini kadınlar üzerinden gerçekleştirmeye kalkışamaz. Kadınlar ‘sahip çıkılmayı’ değil, özgür ve hayatta olmayı istiyor. İstanbul Sözleşmesi uygulansın” sözleriyle son buldu.