Fransa, Avusturya ve diğer bazı Avrupa ülkelerinden sonra, İsviçre de referandumda kabul edilen “kapanma yasağı” ile burkayı yasakladı. Sol hareket, yasağın burkayı aşan bir yasak olduğunu savunarak karşı çıkıyordu.
7 Mart’ta İsviçre’de halk oylaması vardı. Federal düzeydeki halk oylamasında seçmenler E-Kimlik, Endonezya ile ticaret anlaşması ve “kapanma yasağı”ndan oluşan üç kanun önerisini oyladılar.
Pazar günü yapılan oylamada, hükümetin özel şirketler tarafında yapılması planlanan elektronik kimlik kartı (E-ID) açık ara ile rededildi. Endonezya ile serbest ticaret anlaşması çok az bir farkla kabul edildi.
Bu üç kanun önerisi arasında en tartışmalı ve dikkat çekici olanı burkanın yasaklanacağı söylemiyle gündeme getirilen, “kapanma/örtünme yasağı” (Vermummungsverbot) adı altında oylamaya sunulan kanun taslağı idi.
Başa baş geçen oylamaya katılım oranı yüzde 51,4 oldu. Seçmenlerin yüzde 51,21’si “kapanma yasağından” yana oy kullandı. 6 kantonda yasak reddedilse de Ticino, Schwyz gibi muhafazakâr kantonlarda evet oranı yüzde 60’ların üzerinde seyretti.
“Kapanma yasağı” her ne kadar kamuoyunda Müslümanlar “öteki” gösterilerek hedef alınsa da bu yasağın burkayı aşan bir yasak olduğu hep tartışılageldi. Önerinin kabulü ile birlikte toplantı ve yürüyüşlere katılanların yüzlerini gizlemesi de yasaklanmış oldu.
Öneriye karşı çıkan sol örgüt, parti ve çevreler, “kapanma yasağının” burkayı aşan bir yasak olduğunu savunarak karşı çıktılar. Ancak “ülkemizin müslümanlaştırılmasına izin vermeyeceğiz” demagojisiyle seçim kampanyasını yürüten ırkçı, gerici, faşist çevrelerden oluşan blok, çok az farkla da olsa galip gelmiş oldu. Söz konusu kanun yürürlüğe girdiğinde, etkilenen sadece “kapanan Müslümanlar” olmayacak. Sermaye devleti ve istihbaratı, bu yasağı, düzene muhalif kişileri fişlemek için de bir araç olarak kullanacak.
Kızıl Bayrak / İsviçre