İşçi Emekçi Kadın Komisyonları (İEKK) olarak ocak başında “kreş hakkı” başlığıyla çalışmayı gündemimize aldık. “Tüm işyerlerinde, OSB’lerde ve mahallelerde 7/24 açık, nitelikli, ücretsiz kreş istiyoruz” talebiyle bir çalışma yürüttük. Bugün de çalışmalarımız sonucunda kreş hakkı ekseninde oluşturduğumuz raporu sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Biz kreş gündemli çalışmaya başlarken fabrikalarda, sanayi havzalarında, işyerlerinde bir mücadele gündemine dönüşmesi öncelikli hedefimizdi. Kreşe dair hakların ne kadar bilindiğini, tarihten bugüne nasıl mücadeleler verildiğini, sendikal alanda bu talebe dönük çalışmaları inceleyen bir süreç ördük. Çocuk bakımının kadının yükümlülüğü olmaması gerektiği ve toplumsal bir sorumluluk olarak ele alınması yönlü bir bilinç oluşturmak önemli bir yerde duruyor.
İki buçuk ay, bu yönlü hem saha-anket çalışması hem de deneyimlerin araştırılması çabası ile hareket ettik. Fabrika önlerinde, birçok sanayi bölgesinde, kent merkezlerinde yaygın bir şekilde bildiri dağıtımları, stikır ve duvar gazeteleri yaptık; standlar açtık. Online ve yüz yüze anket çalışması yaptık, fabrika-OSB-sanayi bölgelerindeki kreş durumunu ve işçilerin kreş hakkını nasıl ele aldığını araştırdık. Çalışma sırasında tanık olduğumuz şu ki kadın işçiler başta olmak üzere işçi ve emekçiler kreş hakkı konusunda birçok hak için olduğu gibi bilinçsiz. Kadın işçiler başta olmak üzere toplumun bu talep konusunda bilinçlendirilmesi ilk adım olarak karşımıza çıkmaktadır.
*
Kadın işçi ve emekçiler olarak çalışma yaşamında birçok sorun ile karşı karşıyayız. Aynı işi yaptığımız erkeklerden daha düşük ücret almak, baskı, mobbing, taciz, iş kazaları, güvencesiz ve esnek çalışma gibi birçok sorun yaşıyoruz. Kreş hakkımızın gaspı da bunlardan biri.
İşçi sınıfının ve bir parçası olan kadın işçilerin geçmiş mücadele deneyimlerine ve güncel örneklere baktığımızda kreş hakkının patronlar tarafından bahşedilmediğini, kadın işçilerin inisiyatifiyle kadın-erkek işçiler olarak kazanıldığını görüyoruz. Cibali Tekel fabrikasından Kadıköy Belediyesi çalışanlarının kazandığı ücretsiz kreşe kadar pek çok örnek bize bu gerçeği göstermektedir.
Yerel seçim dönemindeyiz. Kreş, seçim vaatlerinin öne çıkan taleplerinden biri. Özellikle düzen partileri, başta kreşler olmak üzere vaatler için birbirleriyle yarışmaya çalışıyor. Kreş konusunda gerçek tablo şu; kamu kurumlarında yıllar içerisinde kreşler büyük oranda kapatılmış durumda. Son dönemde belediyeler tarafından açılan kreşlerin sayısı toplam ihtiyacı karşılayamayacak kadar az. Belediye çalışanlarının çocuklarına öncelik veriliyor. Bu durumda kreş kontenjanı o bölgede yaşayan diğer emekçilerin çocuklarına yanıt vermekte çok sınırlı kalıyor, hatta kimi belediyeler kendi çalışanları için bile yeterli olamayabiliyor. Büyük çoğunluğu sadece gündüz açık, çoğunluğu vardiyalı çalışan işçilerin ihtiyacına yanıt vermiyor.
Fabrikalara ve OSB'lere baktığımızda kreş açısından yasal yükümlülükler patron tarafından yerine getirilmiyor. Patronlar yasal olarak kreş açmak zorunda oldukları 150 kadın işçiâ olduğunda kreş açmak yerine ceza ödemeyi tercih ediyor. Kreş açma sorumluluğundan kurtulmanın bir hamlesi olarak da kadın işçi sayısını 149'da bırakıyorlar. Kreş açmayan fabrikaların bir kısmında kreş yardımı yapılıyor. Ama kreş ücretlerini karşılamaktan uzak bir düzeyde. Çalışma Bakanlığı OSB'lere dönük politikalarını sıralarken "Her OSB'ye bir kreş" dese de çok sınırlı ve ihtiyacı karşılamaktan çok uzak birkaç örneğin dışında üretilmiş bir çözüm yok. OSB'lerin bir kısmında özel kreş örnekleri karşımıza çıktı. Bunların bir kısmı ile fabrikalar anlaşma yapsa da büyük çoğunluğu işçinin kendi çabasına bırakılmış durumda. Büyük oranda maddi yükümlülük işçilerin üzerinde.
Kreş örneklerinde karşımıza çıkan bir sorun alanı da genellikle 3 yaşın üzerinde çocukların kabul ediliyor olması. Doğumdan sonra kadınların iki aylık izni var. Ayrıca bir sene de ücretsiz izin kullanabiliyor. Normalde kreşin 0-6 yaş çocuklar için planlanması gerekirken kadınlar izin sürelerinin sonrası için çözümsüz bırakılıyor.
Kreş, fabrikalarda-işletmelerde ve OSB’lerde olması gerektiği gibi yaşam alanı olan mahallelerde de olması gerekir. Kreş çalışma saatlerine uygun olmadığından aile yakını ve komşusu kreşe gönderme ve karşılama ile ilgilendiğinden; Kreş çalışma saatlerine uygun olmadığında aile yakını ve komşusu çocukların kreşe götürülmesi ve karşılanması ile ilgilenmek zorunda kalıyor. Bu nedenle üretim alanlarının şehir dışına taşındığından kreşlerin mahalle içerisinde kurulması da fabrika ve OSB'ler kadar ihtiyaçtır.
Kreşlerin, çocuk bakım evlerinin olmaması; çocuk bakımının sadece kadının yüklenmesi gereken bir iş olarak görülmesi kadının çalışma yaşamının dışında kalmasına neden olmaktadır. Eğer kadın çalışıyor ise çocuk bakımı yine kadın işçinin ailesinden veya yakınlarından bir kadının üzerine almaktadır. Her halükârda çocukların bakım yükü ücetsiz/ücretli kadın emeği üzerinden karşılanmaktadır.
Kreş gündemli çalışmamıza başlarken, somut mücadele taleplerimizi ortaya koymuştuk.
Yürüttüğümüz saha çalışması da çalışmanın başında ortaya koyduğumuz taleplerimizin gerekliliğini doğrulamıştır.
-Tüm fabrikalara/işyerlerine, OSB’lere ve mahallelere 7/24 açık, ücretsiz, nitelikli kreşler açılmalı!
-Kreşler sayı sınırlaması olmadan kadın ve erkek tüm işçilerin çocuklarını kapsamalı!
-Kreş yükümlülüğünü yerine getirmeyen kapitalistlere cezalar caydırıcı olacak şekilde artırılmalı!
-Çocuk bakımının toplumsallaştırılmalı!
İşçi Emekçi Kadın Komisyonları olarak, kadın işçi ve emekçilerin çalışma yaşamına katılımı ve çocukların eğitimi için yaşamsal önem taşıyan bu talepler için önümüzdeki süreçte de mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz.
Fabrikalarda, işyerlerinde, OSB’lerde ve mahallelerde kreş hakkının kazanılması için emekçi kadın mücadelesi veren öznelerin, sendikal güçlerin ve emek örgütlerinin birlikte mücadele vermesi gerektiğine inanıyor, ortak mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.
İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları