Asgari ücrete ara zam tartışmaları birçok iş yerinde, fabrikada, mahallelerde en önemli gündemlerimizden biri oluşturuyor. Yılın ikinci ayında eriyen kölelik ücreti birkaç bin lira açlık sınırının altına düşmüşken kadın işçilerin yarısından fazlası asgari ücrete mahkum koşullarda çalıştırılıyor. Yüzde yirmi beşi asgari ücretin bile altında kalan ücretlerle çalışırken kayıt dışı çalışan kadın işçilerin oranı ise yüzde otuz civarında. Yani kadın işçilerin büyük bir çoğunluğu asgari ücret veya daha düşük bir gelirle hayatta kalma mücadelesi verirken geleceksiz, güvencesiz bir ortamda yaşamaya zorlanıyor.
Yoksulluğumuz gün be gün artarken kapitalistlerin iktidardaki temsilcisi olan AKP-MHP iktidarının sözcüleri, temmuz ayında ara zam yapılmayacağını söylüyor. Sonra da büyük bir yüzsüzlükle “aynı gemideyiz” palavrasına sarılıp ‘hep birlikte sabrederek’ bu günleri aşacaklarını söylüyorlar. Oysa ki krizi fırsat bilip karlarını nasıl katladıkları, bizim emeğimiz üzerinden sürdürdükleri şatafatlı yaşamları, azgın sömürü ve düşük ücret politikasıyla bizleri her açıdan büyük bir yıkıma uğrattıkları tüm gerçekliğiyle ortadadır.
Kasalarını bizim ürettiğimiz zenginliklerle dolduran açgözlü kapitalistler ve saraydaki sözcüleri utanmadan bir de ‘hep birlikte elimizi taşın altına koyacağız’ diyorlar. Tabi ki bu ifadelerin iktidarın ve patronların dilindeki anlamı başkadır. Bu ifadeyle kendilerine daha fazla zenginlik, bizlere ise düşük ücret, uzun çalışma saatleri, baskı, taciz, mobbing düşecek demeye getiriyorlar.
Kadın işçilerin büyük bir kısmının düşük ücretle çalıştırıldığı bu sömürü bu kadar derinleştirildiği koşullarında yapılacak göstermelik bir ara zammın da hiçbir sorunu çözmeyeceği ortadadır. Krizin faturasının yükü tümüyle işçi ve emekçilere ödetilmeye çalışılırken, buna karşı yapılması gereken şey gülünç rakamlarla bir ara zam beklemek değil; rejimin krizinin ürünü olan faturayı ödemeyi reddetmek, insanca yaşanacak bir ücret ve insanca çalışma koşulları için mücadeleyi yükseltmektir. Yapılmayacağını söyledikleri zammı kırıntı olarak değil, insanca yaşamaya yetecek bir düzeyde örgütlü mücadelemizle söke söke almaktır.
İş yerlerinde, fabrikalarda, sokaklarda hakları ve gelecekleri için mücadele yolunu tutmaktan geri durmayan kadınlar, insanca yaşanacak ücret talebini de bulundukları her alana taşımaktan geri durmayacaklar. Geçtiğimiz aylardan bu yana birçok fabrika ve iş yerinde başlayan direnişlere "temmuzda ara zam" talebiyle yenilerini eklemek için kadını ve erkeğiyle örgütlü mücadelemizi yükseltelim.
Esnek ve güvencesiz çalışmaya, sefalet ücretlerine karşı insanca yaşanacak ücret, güvenceli çalışma ve yaşam için bir kez daha bir adım önde olmaya!
İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları