İşçi-emekçi kadınlar bir adım öne!

Güzel günlere ulaşmak için inancımız ve kararlılığımızla güne yüklenmeli, geleceği kazanma kararlılığıyla bir adım öne çıkmalıyız!

  • Haber
  • |
  • Kadın
  • |
  • 26 Mayıs 2024
  • 19:00

“Özgürlük kaç ölüm ister? Kaç kadın, kaç evlat, kaç kavga, kaç savaş, kaç işkence, kaç cehennem ister” *

Ezilen, kimliği yok sayılan emekçi kadınlar her dönemde direnişleri ile tarih yazmışlar. Tıpkı II. Dünya Savaşı’nda Nazi toplama kampından kaçan 9 direnişçi kadından bir olan Gwen gibi. 9 direnişçi kadın ağır işkenceden sonra aç susuz onca yolu aşıp özgürlüklerine kavuşuyorlar. Tıpkı Yunanistan’daki iç savaşta direnen kadınlar gibi. 

Peki ya ülkemizde, 1963 yılında başlayan ve Türkiye işçi sınıfı tarihinin kilometre taşlarından biri olan Kavel direnişinde üç oğlu Kavel direnişçisi olan Hasibe Nine İstinye’de her gün emekçi kadınları topladı. Direnişe destek olup, elinde bastonu ile Vali’nin karşına dikildi. Egemenlere, “çocuklarımıza dokunamazsınız” diye meydan okudu. En kritik anlarda Kavel direnişine katılan kadınlar işçi sınıfının tarih yazmasına, grevli toplu sözleşmeli sendika hakkının kazanılması mücadelesine omuz verdiler.  

Doğa talanına karşı, yeşiline sahip çıkma mücadelesinin de en önünde emekçi kadınlar vardır. Rize İkizdere, Kaz dağları, Akbelen emekçi kadınların direnişlerine tanıklık etti. Bazen bir ağaca kendilerini zincirlediler, bazen bir iş makinasın önüne geçtiler, gaz yediler, coplandılar, göz altına alındılar yine de çevre felaketine karşı yeşili, doğayı korumak için direndiler.

Emekçi kadınlar her daim hak alma mücadelesinin de öznesi oldular. Fabrikalardaki grevlerde, direnişlerde yerlerini aldılar. Sinbo’da, Greif’de, Agrobay’da, Özak Tekstil’de, Lezita’da ve daha pek çok yerde en ön safta kadın işçiler vardı. “Kadınsın sen geri dur” diyen zihniyetlere rağmen, onurlu bir gelecek kurmak için hep direndiler.

Bir de 1000 haftadır direnen Cumartesi Anneleri’miz var. 1980 ve 90’ların karanlık dönemlerinde gözaltında kaybedilen evlatlarını, devrimcileri arayan anneler. Dile kolay tam 1000 hafta… Soğuk demediler, sıcak demediler, gaz yediler, dayak yediler, gözaltına alındılar ama çocuklarına ait bir tek kemik parçası bulma umudu ile hep direndiler, direnmeye de devam ediyorlar.

Yaşamın kaynağı olan biz kadınlar emeğin kurtuluşu için, erkek sınıf kardeşlerimizle birlikte direnmeye devam etmeliyiz. Güvenceli çalışma ve yaşam için kadın işçiler etkin bir şekilde mücadele saflarında yerlerini almalılar. Güzel günlere ulaşmak için inancımız ve kararlılığımızla güne yüklenmeli, geleceği kazanma kararlılığıyla bir adım öne çıkmalıyız!

* Sezen Aksu

Kayseri İşçi-Emekçi Kadın Komisyonu