"Nükleer santral daha çalışmadan yaşamı tehdit ediyor"

Mersin’deki Akkuyu Nükleer Santrali bölgesinde meydana gelen patlamaları bianet'e değerlendiren Filiz Yavuz ve Bülent Damar, santralin daha tamamlanmadan verdiği zarara dikkat çekti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 20 Ocak 2021
  • 19:45

Mersin’deki Akkuyu Nükleer Santrali bölgesinde dün gece meydana gelen patlamaları, nükleer enerji üzerine çalışan gazeteci/yazar Filiz Yavuz ve TMMOB Akkuyu Nükleer Santrali İzleme Komitesi Başkanı Bülent Damar, bianet’e değerlendirdi.

Olaya ilişkin son açıklama bugün Akkuyu Nükleer A.Ş.’den gelmiş, şirket patlamanın santrale giden bağlantı yolunun yapımını yürüten yüklenici firma tarafından planlı olarak gerçekleştiğini ve 2 kişinin hafif yaralandığını söylemişti.

Filiz Yavuz, “Nükleer enerji üretmeye soyunmuş bir şirketin patlamanın suçunu yüklenici firmaya atarak sorumluluktan kurtulmaya çalışması, patlamanın zararlarını öngörememesi ve sahaya giden bağlantı yolunu bile yapmayı beceremeyip 2 yurttaşın yaralanmasına ve pek çok evin zarar görmesine neden olması geçiştirilebilecek bir mesele değil” dedi.

Konuya ilişkin, resmi açıklamalar dışında ayrıntılı bilgileri olmadığını belirten Bülent Damar ise, geçtiğimiz aylarda gündeme gelen çatlak meselesini hatılatarak “Çok dikkat edilmesi gereken bir tesiste bu türlü olayların yaşanması şüphe uyandırıyor” diye konuştu.

Yavuz: Planlı patlama plansız zarara yol açmış

Akkuyu Nükleer A.Ş. ve Mersin Valiliği patlamayı “planlı” olarak tanımladı ancak öte yandan her iki taraf da olaya ilişkin soruşturma ve inceleme başlattı. “Açılan soruşturmadan ‘planlı patlatma’ olarak tanımlanan patlamanın ‘plansız zarara yol açtığını’ anlıyoruz” diyen Yavuz, şunları söyledi:

“Nükleer santral inşaatı, daha nükleer enerji üretmeye başlamadan yaşamı ve doğayı tehdit ediyor ve patlama gibi etkileri gizlenemeyecek büyüklükte olaylar almadığı sürece bundan yurttaşların haberi dahi olmuyor. Zira nükleerin söz konusu olduğu yerde şeffaflıktan söz etmek mümkün değil. 

“Tam da bu yüzden nükleer enerjideki tek tehlikenin nükleer kaza olasılığı olmadığını ısrarla vurgulamak; radyasyon sızıntılarını, bir türlü çözülemeyen atık sorununu özellikle saymak gerekiyor. 

“Hiç kaza olmasa bile atıklar 250 bin radyasyon yayacak”

“Öyle ki hiç kaza olmasa bile nükleer santralden çıkan yüksek seviyeli bazı atıklar tam 250 bin yıl boyunca radyasyon yaymaya devam edecek ve gelecek nesilleri ipotek altına alacak. Orta dereceli atıklar dahi ortalama 100 yıl boyunca radyoaktif kalacak. Düşünün, ortalama insan ömründen bile fazla! 

“Dolayısıyla şeffaflıkla bağdaşmayan, anti demokratik, etik olmayan, tamamen siyasi saiklerle seçilmiş ve yaşamı tehdit eden bu enerji türünden bir an önce vazgeçmek Türkiye’nin alabileceği en doğru karar olur ve isteğimiz de budur.”

Damar: Uzman görüşleri dikkate alınmadan başlandı

Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin proje ve inşa sürecindeki hukuksuzluklara değinen Damar, kalite ve denetim sorununa dikkat çekti:

“Santralde geçtiğimiz aylarda da çatlaklar oluştuğuna dair iddialar çıkmıştı. Bu iddialara yanıt da ‘İnşaatlarda olan normal çatlaklar, biz bunları düzelttik’ şeklinde olmuştu. Şimdi patlama oluyor, bu kontrollü patlama ama hakkında soruşturma başlatılıyor. Bütün bunlar yapının kalitesiyle ve denetlenmesiyle ilgili haliyle soru işaretleri yaratıyor.

“Halkın ve uzmanların görüşleri dikkate alınmadan hazırlandı bu proje. Usulsüz Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu ve mahkeme kararı beklemeden başlanan bir inşaat var. 

“Hiç ihtiyaç yokken yapılıyor”

“Kaldı ki, Akkuyu Nükleer Enerji Santrali, Türkiye’nin hiç enerji ihtiyacı yokken yapılıyor. Satın alınacak enerjinin fiyatı Megawatt saat başına 123,5 dolar. Bu fiyat dünya ortalamasının iki buçuk misli. 

“Bütün bunlar santraldeki her türlü aşama ve olayı kuşkuyla karşılamamıza, denetlenmesi gerekirken denetlenmediğini düşünmediğimize neden olan durumlar.”

Neler yaşandı?

Akkuyu’da yapımı devam eden nükleer santral çalışmaları esnasında dün (19 Ocak) saat 18.20 sularında art arda iki büyük patlama meydana geldi. Olayı Twitter hesabından duyuran CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır bölgedeki binalar, seralar ve araçların zarar gördüğünü aktardı.

Konuya ilişkin açıklama yapan Mersin Valiliği, bir yandan patlamanın "kontrollü" patlatma olduğu açıklarken bir yandan da patlamaya ilişkin inceleme başlattığını söyledi. Valiliğin açıklamasında “Patlatma ile ilgili gerekli incelemeleri yapmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı’ndan bir ekip görevlendirilmiştir. Konu her yönüyle incelenecek ve sorumlular hakkında gerekli işlemler yapılacaktır” denildi.

Akkuyu Nükleer A.Ş. ise patlamayla ilgili bugün açıklama yaptı. Gülnar ilçesindeki santrale giden bağlantı yolunun yapımını yürüten yüklenici firmanın yaptığını planlı delme ve patlatma yaptığını söyleyen yetkililer, olayın nedenlerine ilişkin soruşturma başlatıldığını kaydetti.

Açıklamada, 2 kişinin cam kırıkları nedeniyle hafif yaralandığı ve çok sayıda evin hasara uğradığı, hasar tespit çalışmalarının ardından zararın tazmin edileceği söylendi.

***

Türkiye’de nükleer

1956’da Başbakanlık’a bağlı bir “Atom Enerjisi Komisyonu” kuran Türkiye, 1957’de Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (UAEA) üye oldu.

Türkiye’de ilk nükleer çalışma ve araştırmalar ise 1962’de İstanbul’da Küçükçekmece Gölü kıyısında kurulan 1 MW’lık TR-1 araştırma reaktörüyle başladı. Elektrik üretimi amacıyla kurulması tasarlanan nükleer santrallarla ilgili ilk etütler 1967-1970 yılları arasında yapıldı.

1970'de Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kuruldu. TEK’e bağlı olan Nükleer Enerji Dairesi ise 1972’nin başında çalışmaya başladı. 1970’li yılların başlarında, nükleer santral sahası için fizibilite ve yer araştırmaları gerçekleştirildi. Bu çalışmalar kapsamında, nükleer santralin kurulabileceği yerler olarak; Mersin-Akkuyu, Sinop- İnceburun ve Kırklareli-İğneada sahaları belirlendi.

Akkuyu sahası için TEK tarafından saha lisans çalışmaları gerçekleştirildi. Yapılan yer etütlerine ve araştırmalarına dayanarak Akkuyu için “Yer Raporu” hazırlandı. Bu rapor, lisanslama otoritesi olan Başbakanlık Atom Enerjisi Komisyonu’na sunuldu. Lisanslama otoritesi, 1976’da Akkuyu Sahası için “yer lisansı” verdi.

1986’da Ukrayna’da yaşanan Çernobil patlamasından sonra nükleer santrallarla ilgili çalışmalar bir süre askıya alındı. 1988’de TEK Nükleer Santrallar Dairesi Başkanlığı kapatıldı. 1990’ların sonuna doğru elektrik enerjisi üretmek üzere nükleer güç santrali yapımı için çalışmalar hız kazandı. Ocak 1993’te Akkuyu Nükleer Santrali Projesi Resmi Gazete’de yayımlanarak tekrar yatırım programına alındı.

Dünyada nükleer

Dünyada nükleer santraller 1954'ten bu yana devrede. ABD'den Ermenistan'a 31 ülke nükleer santrale sahip. Aralarında Türkiye'nin de olduğu yaklaşık 20 ülke ise ilk kez ya da yeni nükleer santral kurmayı düşünüyor. 69 reaktör inşa halinde. 58'i Asya'da 11'i Batı'da. Dünyada 193 nükleer santralde 436 reaktör çalışıyor. 

Nükleerden vazgeçen ülkeler ise şöyle:

  • İsviçre 3 yeni nükleer reaktör planını iptal etti ve 2034 yılına kadar nükleer santrallerini kapatacağını açıkladı.
  • Almanya hükümeti 7 santrali kapattı ve 2022 yılına kadar da santrallerin aşamalı olarak devre dışı bırakılması planlanıyor.
  • Çin hükümeti nükleer santral planlarını askıya aldı.
  • İtalya'da nükleer santral kurulması konusu referanduma taşındı.
  • Rusya'nın Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'ndan çekilmesini öngören yasa yürürlüğe girdi.

Tansu Pişkin - Bianet / 20.01.21