Mersin’e yapılması planlanan nükleer santral projesinde yer lisansının iptaline ilişkin açılan davanın dosyasına skandallarla dolu bilirkişi raporu girdi. Çernobil ve Fukuşima felaketlerinin sonuçlarının dikkate alındığı belirtilen raporda, “Olası bir büyük kaza sonuçlarında, halkın radyasyon sağlığına ve güvenliğine ilişkin Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) mevzuatındaki sınır değerlerin aşılmayacağı gösterilmiştir” denildi. Bilirkişi raporuna itiraz eden Mersin Tabip Odası avukatı Arif Ali Cangı, raporda adeta bir nükleer santral güzellemesi yapıldığını belirtti. Mersin Nükleer Karşıtı Platform’dan doktor Ful Uğurhan da “Kaza sonucu yayılan radyasyonun insan sağlığında yapacağı hasar nesiller sonrasında bile çıkabilir. Çok riskli” dedi.
Her şey uygunmuş...
Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre, Mersin Tabip Odası’nın da aralarında bulunduğu sivil toplum kuruluşları, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ve Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi aleyhine “Mersin, Gülnar, Büyükeceli Beldesi sınırlarında kurulması planlanan Akkuyu Nükleer Güç Santralı’na izin verilmesine” ilişkin yer lisansının iptali istemiyle dava açtı. Dava dosyasına sunulan bilirkişi raporunda, nükleer santral için seçilen yerin uygun olduğu belirtildi. Santralın soğutma suyunun Akkuyu Koyu’ndan alınıp Aksaz Koyu’nda boşaltılacağı ifade edilen raporda, soğutma suyunun da yeterli miktarda ve kullanıma uygun olduğu kaydedildi. Rapordaki, “... olası büyük kaza sonuçlarının halkın radyasyon sağlığına ve güvenliğine ilişkin TAEK mevzuatındaki sınır değerlerin aşılmayacağı” tespiti ise dikkat çekti. Raporda şu ifadeler de yer aldı: “Akkuyu NGS projesinde toplam 4 reaktörün inşaat alanında güvenli işletmesi için emniyetli koruma bandının bulunduğu liman sahası, yakıt depolama tesislerinin kurulacağı alan konut alanları ve diğer mekânların fiziksel ve nükleer emniyeti dahil, normal işletme ve kaza hallerinde olası çevresel doz etkilerinin halkın radyasyon sağlığı ve güvenliği ile çevreyi koruyabilecek şekilde gerekli olabilecek bütün tedbirlerin alındığı ve sonuç olarak uygun bir reaktör sahasının tesis edilmesi açısından yeterli bulunduğu değerlendirilmektedir."
Eksik rapor
Mersin Tabip Odası avukatı Arif Ali Cangı, itiraz dilekçesinde, bilirkişinin eksik incelemeyle rapor düzenlediğini belirtti. “Raporda üçüncü ayında arıza yapan reaktör örnek gösterilmiş, ayrıca denenmemiş Rus teknolojisi de denenmiş gibi gösterilmiştir” diyen Cangı, şöyle devam etti: “Denize deşarj suyunun deniz ekosistemine etkisi raporda çok yetersizdir. Deniz suyu sıcaklığının artışı balık kompozisyonu ve çeşitliliğini azaltacaktır. Nükleer santralların güvensiz ve en tehlikeli olduğu bilimsel ve acı deneyimlerle kanıtlanmıştır. Pahalı, atıklarının güvenli depolanması neredeyse imkânsız, denetlenmesi zor, üstelik insan ve canlı yaşamıyla bir arada bulunmaması gereken bir teknolojidir.
Sonuçları öngörülemez
Mersin Nükleer Karşıtı Platform’dan doktor Ful Uğurhan da bilirkişi raporundaki tespitlere tepki gösterdi. Uğurhan, “Nükleer reaktör kazalarının sonuçları öngörülemez, bilinemez. Çernobil’de olduğu gibi radyasyon yüklü bulutların hangi yöne doğru yöneleceği ya da Fukuşima’da olduğu gibi radyoaktif maddelerin denize ne ölçüde karışabileceği, özetle ne kadar havanın, suyun, toprağın kirlenebileceğini kimse bilemez. Ayrıca kaza sonucu yayılan radyasyonun insan sağlığında yapacağı hasar sadece o an değil nesiller sonrasında bile çıkabilir. Asla bu riski göze almamak gerekir” dedi.