Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şubesi, Harbiye’deki eğitim binasında, Çernobil patlamasını 32. yıldönümü nedeniyle “Nükleer santralin etkileri” başlıklı bir panel ve basın açıklaması düzenledi.
EMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Erol Celepsoy tarafından okunan açıklamada, nükleer karşıtı eylemlerin yasaklanmasına tepki gösterilerek 7 yıl önce gerçekleşen Fukuşima patlamasının radyoaktif kalıntılarının temizlenmesi için 48 bin yıla ihtiyaç olduğunu belirtti. Çernobil’in ardından devlet yetkililerinin açıklamasının tam tersine Türkiye’de kanser oranının arttığına dikkat çekilen açıklamada bugün de Sinop’a nükleer santral kurulmak istenmesine ve İğneada’da nükleer santral yapılması planlarına değinildi.
“Nükleerde ısrar akıl dışı”
Türkiye’nin enerji ihtiyacı olmadığına, Akkuyu’ya kurulan nükleer santralin gereksiz olduğuna dikkat çekilen açıklamada AKP’nin ısrarla sürdürdüğü nükleer politikasının akıl ve bilim dışı olduğu ifade edildi.
Açıklamanın ardından düzenlenen panelde konuşan Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Akkuyu nükleer santralinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna dair bilgi verdi ve raporun kes-yapıştır yöntemiyle hazırlandığını, hiçbir bilimsel bilgi içermediğini belirtti. Sinop’ta olacak bir nükleer atık yayılımının Karadeniz’i ölü denize çevireceğine dikkat çekti.
Panelin devamında Fukuşima’dan gelen nükleer felaket tanığı Masumi Kowata konuştu. Kowata, iktidarın Fukuşima’da nükleer atıkların temizlendiği iddiasıyla yaptığı eve dönüş çağrısının pek de karşılık bulmadığını, çünkü rüzgar oluştuğunda radyasyon seviyesinin 100 kat arttığını, dönenlerin de radyoaktif kirliliğe maruz kaldığını anlattı. Özellikle çocuklarda kanser vakalarının arttığını söyleyen Kowata, devlet yetkililerininse bu durumun Fukuşima’yla ilgisi olmadığını iddia etmesine tepki gösterdi. Kowata, nükleer santrallere karşı bir araya gelerek mücadele etme çağrısı yaptı.
Panel soruların cevaplanmasıyla sona erdi.