Emperyalist savaş aygıtı NATO, Libya’yı yedi ay havadan bombalayarak Kaddafi yönetimini yıkabilmişti. Libya’yı parçalayan bu saldırının bir numaralı suç ortaklarından biri de AKP-saray rejimiydi. O dönem NATO’nun “kara gücü” olan çeteler Türkiye’yi mesken tutmuş, yaralı olanlar devlet imkanlarıyla tedavi edildikten sonra yakıp/yıkmak için Suriye’ye transfer edilmişti. Gelişmeler, yön değiştiren çete transferinin son günlerde yoğunlaştığına işaret ediyor.
AKP şefleri yalanlamak için çırpınsa da, gerçeklerin üstünü örtmeye muvaffak olamıyorlar. IŞİD’le suç ortaklığını gizleyemedikleri gibi, Libya’daki iç savaşa körükle gitme pervasızlığının üstünü de örtemiyorlar. İngiliz Guardian gazetesine konuşan bazı cihatçılar, çeşitli vaatlerle Libya’ya gidişlerin özendirildiğini açığa vurdular.
Haberini farklı kaynaklara dayandıran Guardian, transfer edilenlerin Türkiye’nin desteklediği Fayez el Sarraj hükümeti için savaşacağını aktardı. AKP-saray rejimiyle anlaşma yaptıktan sonra Türkiye’den askeri destek isteyen el Sarraj, Türk ordusu yerine cihatçı çetelere razı olmak zorunda kalmış görünüyor. Zira el Sarraj’ın, gittikleri yeri yakıp-yıkan bu çetelerin yakın gelecekte başına bela açacaklarını fark etmesi zor değil. Kendini korumaktan aciz Sarraj’ın cihatçı değil asker talep etmesi bundandır.
Son dönemde yüzlerce cihatçının Kilis’e taşındığı, 5 Ocak tarihine kadar getirilenlerin sayısının 1350’e ulaştığını yazan gazete, cihatçıların bir kısmının eğitildiğini bir kısmının ise Libya’ya transfer edildiğini aktardı. Guardian’a konuşan cihatçılar, Suriye’de 450-550 TL maaş alan kişilerin Libya’da 2 bin dolar (11 bin 800 TL) kazanacağını, cihatçıların altı aylık iş sözleşmesini Türk ordusuyla değil Sarraj Hükümeti’yle imzaladıklarını, Türkiye’nin ise transfer edilenlere Türk vatandaşlığı vadettiğini söyledi.
Türk burjuvazisinin yayılmacı hevesleriyle AKP-saray rejiminin saldırganlığının ürünü olan bu uğursuz politika, bölge halklarının yaşadığı yıkımları daha da derinleştiriyor. Buna rağmen yayılmacı-saldırgan politikada ısrar ediyorlar. Zira bu sömürücü sınıfları da bu zorba rejimi de sefil çıkarları dışında hiçbir şey ilgilendirmiyor.