Artık savaş edebiyatı ile kandırılmak istemiyoruz!

Artık insanlar somut şeyler görmek istiyor. Ekonominin düzelmesi, işsizliğin bitmesi, enflasyonun düşmesi, vergilerin azalması gibi... Bunlar yaşamımızın gerçekleri. Libya seferi ve Kanal İstanbul ile nelerin amaçlandığını insanların çoğu biliyor ve AKP iktidarı ne yaparsa yapsın söylenenler emekçilerin umurunda değil. Mutfağa ne giriyor, artık önemli olan bu. Çünkü emekçileri her zaman savaş edebiyatı ve “vatan, millet, Sakarya” ile kandıramazsınız.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 23 Ocak 2020
  • 10:42

AKP son yıllarda hem iç hem dış politikada Demokrat Parti’nin son yıllarındakine benzer politikalara imza atıyor. Menderes, Kore’ye asker göndermişti, Erdoğan Libya’ya asker gönderiyor. AKP’nin dış politikada yaptığı yanlış hamlelerin bedelini bu topraklarda yaşayan emekçiler ödüyorlar. Tıpkı Suriye politikasında olduğu gibi...

Baştan halkların kardeşçe yaşayacağı, doğru düzgün bir politika izlenseydi, belki de Suriye’de iç savaş çıkmazdı. Milyonlarca mülteci yerinden yurdundan olmazdı. Türkiye milyar dolarlar harcamazdı. AKP’li Türkiye’nin bir dış politikası yok. Kısa vadeli çıkarlar ve saraydan düşmemek uğruna bir politika belirliyorlar. Anlık gündem değişikliği gibi, bir seçim daha idare edebilmek için, ülkeyi değil de kendilerini kurtarmak için çırpınıyorlar. Daha doğrusu emperyalist ülkelerin maşalığını yapıyorlar ve sonra “yanıldık, kandırıldık, aldatıldık” gibi kavramlara sığınıyorlar. Zararı bu halka, bize oluyor. Ekonomik bedelini yine işçiler, yoksullar, emekçiler ödüyorlar.

Erdoğan’ın son iki hamlesi vardı. Ya onu tamamen bitirecek ya da AKP iktidarının ömrünü biraz daha uzatacak iki hamle: Biri Kanal İstanbul, diğeri Libya’ya asker göndermek. Birleşik Milletler’in kabul ettiği hükümeti desteklediklerini ve bu hükümetin meşru olduğunu söylüyor Erdoğan. Peki aynı BM Suriye’de Esad’ı meşru kabul ettiğinde Erdoğan neden bunu kabul etmedi, etmiyor? Şimdi BM’nin aldığı karara sığınıyor. Erdoğan’ın hiçbir zaman ezilen halklardan ve kardeşlikten yana bir dış politikası olmadı. Olsaydı şimdi böyle mi olurdu? Hangi ülke var ki bütün komşuları ile kavgalı?

Libya çöllerine Türk askeri gönderilecek. Libya’nın yüzde 70’inde etkin olan Hafter kuvvetlerine karşı birkaç ülkenin desteklediği Fayez el Sarraj’ın yanında saf tutacağız, ki bu kişi Libya’da savaş devam ederken Londra’da tatil yapıyor. Yani savaşın sonu belli şimdiden.

Libya’nın parçalanmasının, Kaddafi’nin öldürülmesinin, 7 yıldır devam eden iç savaşın sebebi petroldü. Sorumlusu ise NATO ve başta ABD emperyalizmiydi. Erdoğan’ın ilk başta “NATO’nun Libya’da ne işi var” deyip, bir hafta sonra buna ses çıkarmaması, Libya’nın şu an bu durumda olmasının sebeplerinden biridir. Bir kez daha AKP ve Erdoğan’ın emperyalist odaklarla birlikte izlediği yanlış politikaların bedelini, başta Ortadoğu olmak üzere bu topraklarda yaşayan emekçiler ödeyecekler. Ancak AKP’nin sonunu da Kanal İstanbul ve Libya politikası ile derinleşen krizin fabrikalarda yansıması belirleyecek.

Artık insanlar somut şeyler görmek istiyor. Ekonominin düzelmesi, işsizliğin bitmesi, enflasyonun düşmesi, vergilerin azalması gibi... Bunlar yaşamımızın gerçekleri. Libya seferi ve Kanal İstanbul ile nelerin amaçlandığını insanların çoğu biliyor ve AKP iktidarı ne yaparsa yapsın söylenenler emekçilerin umurunda değil. Mutfağa ne giriyor, artık önemli olan bu. Çünkü emekçileri her zaman savaş edebiyatı ve “vatan, millet, Sakarya” ile kandıramazsınız.

Libya’da emperyalist müdahaleye son!

Tofaş’tan bir işçi