2024 1 Mayısı’nı ekonomik krizin derinleştiği, yoksulluğun ve sefaletin arttığı, işçi ve emekçilerin güvencesiz, taşeron, insani olmayan koşullarda çalıştırıldığı, sermayenin kâr hırsı uğruna iş cinayetlerine her gün yenilerinin eklendiği bir süreçte karşılıyoruz. Her türlü hak arama mücadelesi, basın açıklamaları, işçi direnişleri AKP-MHP iktidarının kolluk kuvvetleri tarafından engellenmeye çalışılıyor. İktidar gözaltı ve tutuklamalarla başta işçi sınıfı, öğrenciler, kadınlar, ilerici ve devrimciler olmak üzere mücadele eden tüm toplumsal kesimlerini sindirmeye çalışıyor.
Saray rejiminin partisi AKP 31 Mart yerel seçimlerinde büyük bir hezimete uğradı. Bu durum tek adam rejiminin sömürü ve baskı politikalarına karşı toplumda biriken tepkinin boyutunu yansıtmaktadır. Sermayenin vurucu gücü, işçi düşmanı AKP’nin sandıkta cezalandırılması önemli olmakla birlikte, esas olan fiili meşru mücadelenin geliştirilmesidir. İşçi sınıfıyla emekçilerin fabrikalarda, işyerlerinde, meydanlarda örgütlü bir güç olarak tepkilerini ortaya koymaları gerekmektedir. Nitekim saray rejiminin Van’da giriştiği “kayyum darbesi”, başta Van olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen eylemli tepkilerle püskürtülmüş, halkın seçtiği Abdullah Zeydan bu sayede mazbatasını alabilmiştir.
Seçimlerin ardından sermayenin demir yumruğu AKP-MHP iktidarı ekonomik krizin faturasını emekçilerin sırtına yıkmak için “kemer sıkma” politikalarını “boğaz sıkma” boyutuna taşıyacağının sinyallerini verdi. "Gerek ekonomik gerek sosyal bakımdan enflasyonla mücadele temel önceliğimizdir. Geçen sene ilan ettiğimiz programımızı kararlı bir şekilde uygulayarak bunu başaracağız" diye açıklama yapan AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın yardımcısı Cevdet Yılmaz, işçi ve emekçiler için sosyal yıkım saldırısına son sürat devam edeceklerini ilan etti.
Onlar sınıf bilinciyle hareket edip örgütlü bir şekilde saldırılarını pervasızca sürdürüyorlar. Bu saldırılardan işçi ve emekçilerin etkilendiği kadar kardeş halklar da etkileniyor. TÜSİAD, MÜSİAD, İSO, İTO, TOBB gibi sermaye örgütleri iktidarla el ele verip hem işçi ve emekçileri sömürüyor hem de kardeş halklara yönelik katliamların ortağı oluyorlar. Filistin halkının yanında olduğunu söyleyen din istismarcısı riyakarlar, İsrail’le ticareti arttırıp soykırım için gerekli olan malzemeleri siyonist savaş aygıtına gönderiyorlar. Bu topyekûn saldırılara karşı topyekûn mücadele etmekten başka seçeneğimiz yok.
Tek adam rejimini durduracak ve kapitalist sömürü düzeni ile birlikte tarihin çöplüğüne gönderecek olan işçi ve emekçilerin örgütlü mücadelesidir. Bu sebeple işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ta en güçlü şekilde alanlarda olabilmeli, sermaye düzenine gücümüzü gösterebilmeliyiz.
İş cinayetlerinin hesabını soracağız!
Bizler en güçlü şekilde 1 Mayıs’a hazırlanmak için komitemizi kurarak çalışmalarımıza başladık. 1 Mayıs’a hazırlığı, devrimci sınıf çalışmamızın bir parçası olarak işçilere, emekçilere, gençlere, kadınlara devrim ve sosyalizm çağrımızı taşıyacağımız bir süreç olarak değerlendireceğiz. “Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın sosyalizm!” çağrımızı Küçükçekmece ve çevresinde bulunan sanayi havzalarına, emekçi mahallelerine tüm gücümüzü seferber ederek taşıyacağız.
Bu sene DİSK Taksim’de olacağını ilan etti. Bizler sendika bürokratlarının gerçek anlamıyla Taksim 1 Mayıs’ını örgütleyemeyeceği bilinciyle hareket edeceğiz. Onlardan medet ummayacağız. Taksim yasağını delmek, Taksim’i kazanmak için mücadeleci, samimi tüm güçlerle omuz omuza yürüyeceğiz.
Bu sene hazırlık komitemizi başta Gayrettepe ve İliç olmak üzere iş cinayetlerine kurban giden arkadaşlarımıza atfediyoruz. Sermayenin kâr hırsı bizlerin canını hiçe sayıyor. İş cinayetleri katliam boyutlarına varmış durumda. Erzincan’ın İliç ilçesinde siyanürle altın çıkarılan madende gerçekleşen toprak kayması sonucunda 9 işçi arkadaşımız hayatını kaybetti ve aylardır toprak altındalar. İstanbul'da Gayrettepe'de bulunan lüks eğlence mekânında çıkan yangın sonucu 29 işçi arkadaşımız yanarak vahşice öldü. Bizler Soma'yı, Bartın'ı, Ermenek’i ve başka yerlerde yaşanan iş cinayetlerini unutmadık, unutturmayacağız. Bu katliamlar ilk değildi, biz bu gidişata “dur” demedikçe de son olmayacak.
İş cinayetlerinin sorumluları daha fazla kâr edebilmek için gerekli önlemleri almayan kapitalistler, caydırıcı yaptırımlar uygulamayıp denetimleri yapmayan AKP-MHP iktidarı ve devlettir. Yani sermaye düzeninin ta kendisidir. Bizler bu sene Gayrettepe’de, İliç’te, Soma’da, Ermenek’te, Bartın’da ve adını sayamadığımız pek çok yerde iş cinayetlerine kurban giden arkadaşlarımız için alanlarda olacağız. Onların sesi olup vahşi/kuralsız sömürü düzenine karşı öfkemizi haykıracağız.
Tüm işçi ve emekçileri, gençleri, kadınları hazırlık komitemize katılmaya davet ediyoruz. İş cinayetlerinin hesabını sormak, baskıya, sömürüye, kirli savaşlara “dur” demek için 1 Mayıs’ta alanlarda olalım, mücadeleyi yükseltelim!
Küçükçekmece iş cinayetlerine karşı mücadele için 1 Mayıs hazırlık komitesi