2024 1 Mayıs’ı yaklaşıyor.
Bu 1 Mayıs’ı da saldırılar ve baskıların tırmandığı koşullar altında kutlayacağız.
Bölgemizde emperyalist saldırganlığın yol açtığı katliamlar sürerken, kapitalist-emperyalist sistemin derinleşen krizinin etkisiyle, egemen sınıflar tarafından milyonlarca işçi ve emekçiye kölelik ve sefalet koşullarının daha pervasızca dayatıldığı; işsizliğin kitlesel boyutlara ulaştığı; güvencesiz çalışmanın, esnekleştirmenin, işten çıkarmaların yaygınlaştığı; emek-sermaye çelişkisinin derinleştiği ve tüm bunlara devletin baskı, yasak, tutuklama, tecrit terörünün eşlik ederek faşist baskı ve terörün her alanda tırmandırıldığı bir dönemde 1 Mayıs’ı karşılıyoruz.
Böylesi bir dönemde tüm bu saldırılara karşı tarihsel ve güncel anlamına uygun birleşik, kitlesel ve devrimci bir 1 Mayıs’ın örgütlenmesi hayati bir önem taşımaktadır.
1 Mayıs 2024, toplumsal direnişin tüm bileşenlerine; işçilere, emekçilere, kadınlara, öğrencilere, halklara yöneltilen topyekün saldırıya karşı topyekün direnişin günü olmalıdır.
İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıslar'da dünyada ve Türkiye'de milyonlarca insan alanlara çıkmakta taleplerini haykırmaktadır.
Tüm saldırılara karşı inşaattan metale, gıdadan tekstil ve madenlere işçiler direnmekte, kadınlar 8 Mart'larda sokakları zapt etmekte, öğrenciler geleceklerinin çalınmasına karşı bir anda sokağa inebilmektedir, inkar, imha ve asimilasyon karşısında halklar boyun eğmemektedir. Bunlardan alınacak güçle yola çıkarak birleşik, kitlesel, devrimci, tarihsel ve sınıfsal özüne uygun 2024 1 Mayıs'ı beraber örgütlenmelidir. Bu sorumluluk hepimizindir. Sendikalar, meslek odaları, DKÖ’ler, siyasi partiler, devrimci güçler kısacası tüm emek güçleri, 2023 1 Mayıs’ından dersler çıkarıp bu sorumluluğun altına girerek, birleşik ve kitlesel bir 1 Mayıs için bir an önce harekete geçmelidir. Fabrikalarda, işyerlerinde, mahallelerde, okullarda, kısaca yaşamın her alanında güçlü bir hazırlık çalışması yürütülmelidir.
Geride kalan seçim sürecinde ortaya çıkan tablo yanıltıcı olmamalıdır. Sermayeye hizmette sınır tanımayan iktidar saldırılarına devam edecektir. Seçimin hemen ardından AKP şefi Erdoğan, Maliye Bakanı Mahmet Şimşek, Merkez Bankası ve TÜSİAD'ın yaptığı açıklamalar bunun göstergesidir. Ekonomik programın devam edeceği yönlü açıklamalar işçi-emekçilerin kırıntı düzeyinde kalan kazanılmış haklarına saldırıların tüm hızıyla devam edeceğinin bir işaretidir. Van belediyesine atanan kayyum saldırıların süreceğinin bir göstergesidir. Halkın iradesi yok sayılarak atanan kayyum başta Van halkı olmak üzere tüm Türkiye'de ortaya konan eylemli tepki sonucu geri çekilmek zorunda kalmıştır.
Bizlere düşen sermaye ile işçi sınıfının karşı karşıya geldiği gün olan 1 Mayıs'larda bu saldırılara en güçlü yanıtı verebilmektir. Ankara 1 Mayıs’ını birleşik, kitlesel ve devrimci özüne uygun bir içerikte örgütlemek hepimizin görevidir. Bu açıdan 1 Mayıs'ların örgütlenme aşamasında ilerici, devrimci örgütleri yok sayan yaklaşım ve tutumlar bir an önce terk edilmeli, 1 Mayıs'ı örgütleme hazırlıklarına zaman kaybetmeden başlanmalıdır.
Biz aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak 2024 1 Mayısı’nın baskı ve saldırılara yanıt olması için, birleşik, kitlesel, devrimci 1 Mayıs’ı birlikte örgütlemek için tüm devrimci yapıları, sendika ve kitle örgütlerini güçlerini birleştirmeye ve ortak davranmaya çağırıyoruz.
Ankara 1 Mayıs Platformu
(78'liler Girişimi Ankara Şube, Alınteri, Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, Ankra İşçi Meclisi, BDSP, Devrimci Parti, ESP, KÖZ, Partizan, SMF)