Türkiye kapitalizminin kriziyle birlikte ağırlaşan borç yükü “finansal kriz” tehdidi oluştursa da dış borçlarda artış sürüyor. Krizin ve üretimdeki küçülmenin etkisiyle finansal açıdan yükün esas bölümünü oluşturan kısa vadeli dış borçlar artmaya devam ediyor.
Merkez Bankası tarafından açıklanan kısa vadeli dış borçlar, Temmuz ayı itibarıyla 2018 yılı sonuna kıyasla yüzde 7,9 artarak 126 milyar dolara yükseldi. Vadesine bakılmaksızın 1 yıla ödenmesi gereken dış borç ise 180 milyar dolara dayandı.
Banka dışı sektörler ve ithalat borçları önemli paya sahip
Bankalardan kaynaklanan kısa vadeli dış borç yüzde 3,6 artışla 59,2 milyar dolara ulaştı.
Diğer sektörlerden kaynaklanan borç da yüzde 12,2 artarak 60,3 milyar dolara çıktı. Bunun içerisinde ithalat borçları yüzde 4,8 artışla 41,8 milyar dolara yükselerek önemli bir yer tuttu.
Borçlarda kamu bankalarının oluşturduğu kamunun payı 23,6 milyar dolar oldu. Bu tutar da 2018 yıl sonuna kıyasla yüzde 4,9 artışa denk düştü.
Özel sektörün kısa vadeli dış borçları ise yüzde 8,5 artışla 95,9 milyar dolara yükseldi.
Alacaklı bazında parasal kuruluşlara borçlar yüzde 0,5 artarken, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 13,3 oranında yükseldi. Sırasıyla bu iki gruba olan borçlar 48,7 milyar dolar ve 76,7 milyar dolara ulaştı.
1 yıla ödenecek borçlar 179,2 milyar dolar
Orijinal vadesine bakılmaksızın 1 yıl veya daha kısa sürede ödenmesi gereken dış borç tutarı ise 179,2 milyar dolar oldu. Bunun 20,2 milyar doları, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluştu.
179,2 milyar liralık borcun borçlulara göre dağılımında en büyük pay yüzde 78,2 ile özel sektörün oldu. Kamu sektörünün payı yüzde 18,2 olurken, yüzde 3,6’lık pay da Merkez Bankası’nın oldu.