İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi bu haftaki gözaltında kayıplar eylemini İzmir’de 1994 yılında kaçırılan Tüm Bel Sen üyesi ve KESK kurucularından İkram Mihyaz için yaptı.
İnsan hakları savunucularının Konak eski Sümerbank önünde saat 13.00’te bir araya geldiği eylemde basın açıklamasını Caner Canlı okudu. “Tüm Bel-Sen içinde hem tüzük oluşumunda hem de örgütlenmesine aktif olarak katılmıştı. Çevresine güven veren, olumlu etkileyen, sendikacı, mücadeleci, dost canlısı ve yardımsever” ifadeleriyle Mihyaz’ı anan Canlı, Mihyaz’ın insan hakları savunucusu olduğunu, sendikal mücadelede, eylem ve etkinliklerde hep en önde yer aldığını ifade etti ve Mihyaz’ı “Kürt sorununda sendikaların aktif bir tutum almasını savunan ve bunun gereğini de kendi alanında yerine getiren biri” diye tanımladı.
“Mihyaz çok sayıda gözaltıyla karşılaşmıştı”
Canlı, Mihyaz’ın çok sayıda kovuşturma, soruşturma ve gözaltılarla karşılaştığından bahsetti ve kaçırılışını şöyle anlattı:
“Onun bu yönlerinden rahatsızlık duyan barış ve kardeşlik düşmanı karanlık güçler; 5 Temmuz 1994’de Balçova Belediyesi’ndeki işine giderken kaçırdılar. O gece eve gidemedi ama onun yerine çok sayıda polis geldi evlerine ve İkram’ı sordular ama sorulduğu adres kasıtlı ve yanlıştı.”
“İnsan Hakları Derneği, aile ve avukatların yaptıkları araştırmalar sonucunda ulaşılan bilgilerde: İkram, kaçırıldığı gün; beyaz bir Tempra’ya bindirilmiş ve bir yere kadar götürülmüş sonra mavi bir Tempra’ya aktarılmış ve Manisa yolu Çiçekli Köyü’ndeki köylüler İkram’ın öldürülüşünü görmüşler. Öldüren kişiler İkram’ı orada bırakıp gitmişler. İkram Mihyaz, Yaka Köyü’nde ormanlık alanda, yakın mesafeden sıkılan 4 kurşunla öldürülmüş halde bulunduğu anlaşılmıştır.”
“Zamanaşımı kaldırılmalı dava yeniden açılmalı”
Mihyaz’ı öldüren faili meçhul kişiler hakkında, “kasten insan öldürme” suçundan yürütülen soruşturmanın 2014’te kapatıldığı belirtilen açıklamada, eşi Azize Mihyaz’ın takipsizlik kararının kaldırılması için savcılığa dilekçe verdiği aktarıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ise suçu işleyenlerin tespit edilemediğine ve zamanaşımına hükmettiği belirtildi. Ailesinin ve avukatının çabalarına karşın Mihyaz’ın eşyalarının zamanaşımı ve değersiz oldukları öne sürülerek imha edildiği kaydedildi. 2015 yılında avukat Metin İriz’in, takipsizlik kararına itirazının da sonuçsuz kaldığı belirtilen açıklama; insanlığa karşı suçlarda ve yaşam hakkı ihlallerinde zamanaşımının geçersiz olduğu, bu nedenle kaldırılması ve davanın yeniden açılması gerektiği vurgusuyla noktalandı.
Açıklamanın ardından beş dakka oturma eylemi yapılarak açıklama bitirildi.
Kızıl Bayrak / İzmir