Cumartesi Anneleri’nin 737. hafta eylemi: Türkiye ve Arjantin’den kayıp yakınları buluştu

Cumartesi Anneleri 737. hafta eylemlerinde, 1994 yılında gözaltında kaybedilen Halil ve Kasım Alpsoy için buluştu. Eyleme Arjantin’den, Diyarbakır ve Cizre’den kayıp yakınları da katıldı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 11 Mayıs 2019
  • 11:32

Arjantin’den, Diyarbakır ve Cizre’den kayıp yakınları Anneler Günü öncesi Cumartesi Anneleri’nin gerçekleştirdiği eylemde buluşarak gözaltında kaybedilen yakınları için adalet istedi.

İHD İstanbul Şubesi önünde gerçekleştirilen 737. hafta eylemi, açlık grevindeki çocukları için eylem yapan ve gözaltına alınan annelerin ve gazetecilerin serbest bırakılması çağrısıyla başladı. Ardından Şebnem Korur Fincancı tarafından basın açıkşaması okundu.

“Evlat acısı taşıyan tüm annelerin acısını paylaşıyoruz” denilen açıklamada, Cizre’de Diyarbakır’da, İstanbul’da çocuklarını arayan anneler ve Arjantin’de ‘Plaza De Mayo Anneleri’ olarak aynı acıyı paylaşanların bir araya geldiği belirtildi. Açıklama şu sözlerle devam etti: “1977 yılında Arjantin’de Plaza de Mayo Anneleri ‘Bir anne için en acımasız işkence, çocuklarının kaderi hakkındaki belirsizliktir!’ diyerek darbecilerin karşısına dikildiler. 1995 yılında Cumartesi Anneleri bu karşı çıkışın Türkiye’deki devamcısı oldular. Onlar, iki ayrı kıtada gözaltında kayıplar gerçeğinin toplumsal hafızada yer almasını ve bugünlere aktarılmasını sağladılar.”

“‘Karakola götürüyoruz yarım saate gelir’ deyip katlettiler”

Sonrasında, 25 yıl önce İstanbul’da gözaltına alınarak kaybedilen Kasım ve Halil Alpsoy’un dosyası aktarıldı. “Halil Alpsoy 12 Mayıs 1994 gecesi eşi ve 40 günlük bebeğiyle birlikte, akraba ziyaretinden dönüyordu. İstanbul Kanarya’daki evinin önüne geldiğinde kendisini bekleyen sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Eşi Fikriye itiraz edip bağırınca kimliklerini gösteren polisler; ‘Merak etme, karakola kadar götürüyoruz, yarım saat sonra gelir’ dediler ve Halil Alpsoy’u Beyaz Toros marka araca bindirerek götürdüler” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, Alpsoy’un işkence edilerek katledilmiş cansız bedeninin 18 gün sonra Kırıkkale’de ormanlık bir alanda bulunduğu belirtildi.

Halil Alpsoy’un gözaltına alınmasından bir süre sonra polislerin; Halil Alpsoy’un amcasının oğlu Kasım’ın Adana’daki evine de baskın yaptığı, onu da gözaltına alarak MİT binasına götürdükleri, işkenceden sonra kimliğine el koyup “yarın gel al” diyerek serbest bıraktıkları aktarıldı. Ertesi gün bir yakınıyla MİT binasına giden Kasım Alpsoy’un bir daha dışarı çıkmadığı anlatıldı. Devamında, ailelerin çabasına rağmen Kasım ve Halil Alpsoy dosyasının devlet tarafından karanlıkta bırakıldığı ifade edildi.

Türkiye ve Arjantin’den kayıp yakınları: “Vazgeçmeyeceğiz!”

Açıklamanın ardından sözü Kasım Alpsoy’un eşi Leyla Erdoğan Alpsoy aldı. Kürtçe yaptığı konuşmada, eşinin 25 yıl önce yaşadığı işkenceyi ve kaybedilişini anlatan Alpsoy, ondan haber alana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Arjantin’de kardeşi kaybedilen Margarita Isabel Noya da eylemde söz aldı. Annesi alana çıkarak çocuklarını arayan ilk annelerden biri olan Noya, “Burada sizinle olmaktan onur duydum” diyerek 30 Nisan 2019’da mücadelelerinin 42. yılını doldurduğunu söyledi. Her perşembe alana çıkmaya devam ettiklerini ve kayıplarına saygı duyulmasını istediklerini belirten Noya “Adaletsiz olmaz, adalet sağlanana kadar mücadeleye devam. Bir gün adalet sağlanacak” dedi.

Diyarbakır’da 1996 yılında evden gözaltına alınarak kaybedilen Şirin Bayram’ın annesi Remziye Bayram eylemde yaptığı Kürtçe konuşmada hukuktan sonuç alamadıkları için davayı AİHM’ye taşıdıklarını belirtti. “Biraz vicdan, merhamet olsa kayıp yakınlarına parkları, Galatasaray Meydanı’nı yasaklamazlardı. Hak, hukuk, adalet yok. Dün Diyarbakır’daydım, bugün İstanbul’dayım yarın da belki başka bir yerde olacağım. Ama bu devletin ayıbıdır” diyerek oğlu için mücadeleyi sürdüreceğini belirtti.

2001 yılında gözaltında kaybedilen Ebubekir Deniz’in kızı Ceylan da söz alarak, babasını her gün düşündüğünü söyledi ve “Babamı her zaman bekleyeceğim, ya kendisini ya kemiklerini...” dedi.

Adnan Orhan kendisi 10 yaşındayken babasının, amcasının ve amca oğlunun gözaltına alınarak kaybedildiğini belirtti. 25 yıldır onları bulmak için çaba harcadıklarını ama devletten bir yanıt alamadıklarını aktardı. Kayıp yakınlarının yasaklarla içerilere sığdırılmasını teşhir eden Orhan “Mücadelemizden vazgeçeceğimizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz” dedi.

Aynı zamanda hukuk ve demokrasi mücadelesi de verdiklerini belirten Orhan, düzen yargısının kayıp davalarını zaman aşımına uğratma çabalarını teşhir etti. “Bizden önce oldu” söylemleri ile sorumluluktan kaçan iktidara tepki göstererek “Devlet bir bütünse herkes sorumludur” dedi.

Konuşmaların ardından “Vazgeçmeyeceğiz, unutmayacağız, zalimlerle uzlaşmayacağız” sözleriyle eylem sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul