Hapishanelerde tutsaklara yönelik artan hak ihlalleri ve saldırılara her gün yenleri ekleniyor. Silivri Hapishanesi’nde tutuklu bulunan oğlu Halil Ay ve diğer tutsaklar üzerinde baskıların arttığını anlatan Semra Ay saldırıları Mezopotamya Ajansı’na anlattığında "3 gündür 20 tutuklu kartonun üzerinde yatırılıyor" dedi. 11 Nisan 2017 tarihinde İstanbul’da gözaltına alınan ve 9 gün gözaltında kaldıktan sonra tutuklanan Halil Ay’ın kaldığı Silivri 5 Nolu Hapishanesi’nde, koğuş gardiyanlarca basıldı. Baskında koğuşlarının değiştiğini ileten Ay, ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde yaşanan ihlalleri anlattı.
Halil Ay’ın annesi Semra Ay, oğlunun maruz kaldığı hak ihlalleri ile cezaevlerinde devam eden baskıları aktardı.
Yemek tekmeyle veriliyor
Oğluyla yaptığı görüşmeyi anlatan anne Ay, "Halil çok perişan haldeydi. Ben sorduğumda, ‘Anne biz çok kötü haldeyiz. Bize yatak vermiyorlar ve 20 kişi 3 gündür kartonun üzerinde yatıyoruz. Bize verdikleri yatak ve battaniye kirli ve kötü koktuğu için kullanamıyoruz. Yıkamamıza da izin vermiyorlar. Banyoya girdiğimiz de sıcak suyu kesiyorlar. Soğuk bir yemek getiriyorlar ve o yemeği de tekme vurarak bize atıyorlar’ dedi” diye belirtti.
Kapıya sandalyeyle vuruyorlar
Oğlunun hasta tutsaklara ilaç verilmediğini ve revire götürülmediğini anlattığını dile getiren anne Ay, “Oğlum bana sandalye ile koğuş kapısına vurulduğunu ve gardiyanların ‘bunlar teröristler, bunlar terör yandaşlarıdırlar’ diye hakaret ettiklerini söyledi. Oğlum yaşanan bu hak ihlalleri dışarıya duyurmamız gerektiğini de belirtti” dedi.
Mont ve ayakkabı yasağı
Ay, "Yeni koğuşa götürüldüğünde oğlumun montunu, yanındaki arkadaşının da ayakkabılarını ‘yasak’ diyerek almamışlar. Başka mont yolladım, onu da almadılar. O yasak, bu yasak. Madem öyle yasak olmayan şeyleri söylesinler bizde onu alalım” diye belirtti.
Neden türkçe bilmiyorsun!
Yalnızca tutsaklara değil ailelere de baskının yapıldığına dikkati çeken Ay, şöyle devam etti:
"Görüşlere gittiğimiz zaman bize kötü muamelede bulunuyorlar. Karşılık verdiğin zaman da görüşü engelliyorlar. Görüşe gelen bazı anneler Türkçe bilmiyor. Bilmedikleri içinde kötü davranılıyor. Örneğin; Mardinli bir anne gelmişti ve Türkçe bilmiyordu. Gardiyanlar arama için ‘Üstünü aç’ dediler. Anne Türkçe bilmediğinden dolayı cevap veremedi, biz Kürtçe çevirisini yaptık. Ama gardiyanlar ‘siz kendi işinize bakın’ diyerek engellemeye çalışıyor. Sonra kadınlara hakaret ettiler. Gardiyanlar, ‘niye Türkçe bilmiyorsunuz, madem Türkçeyi bilmiyorlar neden buraya getiriyorlar’ diyorlar. Biz çorap veya kıyafet götürdüğümüzde ‘Hayır biz kabul etmiyoruz. İçeriden alsınlar’ deyip izin vermiyorlar."
Batman’da ayakta sayımı reddeden tutsaklar yerlerde sürüklendi
Batman T Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi’nde 19 Ekim’den bu yana hapishane müdürünün gözetiminde koğuş baskını yapan gardiyanların, tutsaklara ayakta sayım ve tekmil dayatmasında bulunduğu belirtildi. Dayatmaları reddeden tutsakların gardiyanlar tarafından darp edildiği, yerlerde sürüklenerek koğuşlardan çıkarıldığı aktarıldı. Darp ve baskılara maruz kalan tutukluların bacak ve kollarında yaraların oluştuğu öğrenildi.
Hapishanede bulunan tutsaklardan Mehmet Ali Doğan, 26 Ekim’de ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde maruz kaldıkları hak ihlallerini anlattı. Doğan’ın kızı Gurbet Doğan, babasının tutuklandığında götürüldüğü Batman M Tipi Hapishanesi’nde bir ay boyunca tek kişilik hücrede, daha sonra sevk edildiği Batman T Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi’nde de 15 gün boyunca karantina koğuşunda tutulduğunu söyledi.
Askeri disiplin
Babasının tutuklu olduğu 5 ayda ağır insan hakkı ihlaline maruz kaldığını aktaran Doğan, “Cezaevinde askeri disiplin getirilmek istendiğini, bunun için tekmil ve ayakta sayımı dayatması yapılıyor. Bu dayatmaya karşı direnenler yerlerde sürüklenerek koğuştan çıkarılıyor. Bu sürükleme esnasında vücutlarında yaralar oluşuyor. Bunu her seferinde ağırlaştırarak devam ettiriyorlar. Ancak tutuklular bunu kabul etmiyorlar. Koğuş basıp eşyalarını dağıtıyorlar. Sürekli koğuşları değiştiriyorlar. Sürgünler sürekli bir hal almış durumda” diye anlattı.
Hukuksuzluğun her hali
Babasının 11 kişilik koğuşta temel haklarının kısıtlandığını, cezaevinde temizlik ve hijyen sorunu olduğunu aktardığını söyleyen Doğan, “Pandemi tedbirleri alınmadığı gibi, temizlik ürünleri de pahalıya satılıyor. Kantin fiyatları zaten çok yüksek. Temizlik konusunda da yeterli önlem alınmamış. Sosyal aktivite 2 yıla yakın bir süredir yok. Kitap ve gazete bazen veriliyor, bazen de verilmiyor. Yani hukuksuzluğun her hali var burada. Pandemi süreci onlar için bahane oldu. Her türlü hukuksuzluğu pandemiye bağlıyorlar. Sosyal mesafe bahane edilerek, açık görüşler yasaklanıyor” diye konuştu.
Kargo 2 ayda ulaşıyor!
Hapishanede bir diğer keyfi uygulamanın ise gönderilen eşyaların tutuklulara verilmemesi olduğunu belirten Doğan, “Kargo yoluyla gönderdiğimiz eşyalar, 2 aya varan sürede veriliyor. Kargoya verdiğimiz yer ile cezaevi arasında 20 kilometre var. Ancak buna rağmen kargonun ulaşması 2 ayı bulabiliyor. Aslında bu keyfi uygulamanın en somut örneği olabilir. Tüm sorunlara karşı cezaevindekiler direniyor. Dayatmaları kabul etmiyorlar. Aileler olarak onların verdiği mücadeleye sahip çıkmamız lazım” diye seslendi.