İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu Temmuz- Ağustos- Eylül 2021 Marmara Bölgesi Hapishaneleri hak ihlalleri raporunu şube binasında düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı.
Açıklanan rapor toplam 25 hapishaneden yapılan başvurularla hazırlandığı belirtildi. Başvuru yapılan hapishanelerin aktarıldığı raporda Temmuz ayında 30, Ağustos ayında 24, Eylül ayında 33 olmak üzere toplam 87 başvuru yapıldığı, 87 başvurunun 14’ü adli 73’ü politik, 10’u kadın 77’i erkek, 2 tane yabancı uyruklu mahpuslar tarafından yapıldığı ifade edildi.
Her başvuruda birden çok hak ihlalinin yer aldığı belirtilen raporda basın taramasıyla tespit edilen 117 ihlalin yanında, yapılan 87 başvuruda Temmuz ayında 453, Ağustos ayında 471, Eylül ayında 620 olmak üzere 1644 ihlal tespit edildiği toplam ihlal sayısının 1761 olduğu ifade edildi.
Covid-19’dan kaynaklı sağlığa erişim hakkı ihlali
Raporda koronavirüs (Covid-19) kaynaklı hak ihlalleri üzerine şu ifadeler yer aldı:
“COVİD 19 salgını bahanesiyle hapishanelerde bütün sosyal haklara getirilen kısıtlamalar devam etmiş, tecrit ve izolasyon derinleşmiştir. Covid salgını sürecinde yaşanan randevu iptalleri, kelepçeli muayene ve olumsuz karantina uygulamaları nedeni ile hastaneye sevkler ve tedaviye erişimde yaşanan sorunlar artmaya devam etmiştir. Covid hastası mahpuslara halen yeterli beslenme sağlanmamaktadır. Hücre ve üst aramalarında gardiyanlar maske ve eldiven kullanmamakta, mesafeyi korumamakta, uyarıda ya da itirazda bulunan mahpuslara disiplin soruşturmaları başlatılmaktadır. Mahpuslara maske takma zorunluluğu varken, gardiyanlar maskesiz ve hiçbir önlem almayarak mahpusların sağlıklarını tehlikeye atmayı sürdürmüşlerdir”
İşkence-darp-kötü muamele
Raporda gardiyanların ve jandarmanın “kötü muamele uygulamalarının devam etmesi yanında, çıplak arama uygulamasının yaygınlaşması ile işkence ve kötü muamele bu rapor döneminde de önemli bir ihlal alanı olaya devam etmiştir. Raporun bu özet bölümünde aşağıdaki birkaç çarpıcı örneğe yer verilmiştir” denilerek örnekler sıralandı.
Ardından iletişim hakları ihlalleri konusunda şunlar ifade edildi:
“Hapishanelerin en temel ve değişmez sorunlarının başında iletişim hakkının ihlali gelmektedir. Mahpusun dış dünya ile bağını kopararak, sosyal ilişkilerinden ve dayanışmadan yoksun bırakarak uygulanan ağır tecrit yoluyla, mahpus koşulsuz itaate zorlanmakta, kişiliği yok edilmeye çalışılmaktadır. İletişim yasakları ağırlıklı olarak; aile ve arkadaş görüşlerinin, kitap gazete alımının, mektuplaşma hakkının, sosyal alan kullanımı hakkının, sohbet hakkının sınırlanması ya da tamamen yasaklanması şeklinde karşımıza çıkmaktadır.”
Sağlık ve tedavi hakkı ihlalleri
Sağlık ve tedavi haklarına ilişkin, hazırlanan raporda şu ifadeler yer aldı:
“Komisyonumuza yapılan tüm başvurularda sağlık ve tedavi hakkına erişimde yaşanan sorunlara değinilmekte, pandemi sürecinin sorunları daha da ağırlaştırdığına dikkat çekilmektedir. Hastaneye sevk taleplerinin hiç ya da geciktirilerek karşılanması, hapishane revirinde uzman hekim bulunmaması, hücre tipi ring araçları ile hastaneye sevk, kelepçeli muayene ve tedaviye zorlanma, muayene odasında asker bulunması, ilaçların düzenli olarak verilmemesi, hastanelerin mahpus koğuşlarının olumsuz koşulları, ağır hasta mahpuslar bakımından Adli Tıp Kurumu’nun olumsuz raporları, diyet beslenme taleplerinin karşılanmaması gibi süreğen sorunlara pandemi sürecinde yenileri eklenmiştir. Hastane gidiş gelişlerden sonra mahpusların karantina adı altında sağlıksız koşullarda tutulması, giderek yaygınlaşan ağız içi araması, tedaviye erişimin tamamen durdurulması ve karantina uygulaması ile ortaya çıkan sonuç, özellikle ağır ve kronik hastalığı olan mahpuslar bakımından yaşam hakkı ihlallerine zemin hazırlamaya devam etmektedir.”
Tedavi hakkı ihlalleri örnekleri sıralanan rapor, “Uzun tutukluluk ve adil yargılanma hakkı ihlalleri” örnekleriyle devam etti. Raporda ayrıca İmralı’da devam eden tecride derinleşen bir hak ihlali olarak yer verildi.
Raporun amacı
Raporun sonuç bölümünde komisyonun raporu hazırlamadaki amacı şöyle ifade edildi:
“Raporumuz, sadece derneğimize yapılan sınırlı başvuruları ve basın taraması yoluyla elde edilen verileri kapsamaktadır. Ancak bu hali ile bile hapishanelerdeki sorunların gerçek boyutunu gösterir bir fotoğraf vermektedir. Dolayısı ile hapishanelerdeki sorunların, ihlallerin ve keyfi uygulamaların çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Özellikle içinden geçtiğimiz pandemi sürecinde mahpuslara yönelik hak ihlalleri vahim boyutlara ulaşmış, bir işkence yöntemi olan tecrit daha da derinleştirilmiştir.
Açlık grevleri bir kez daha kamuoyunun dikkatini hapishanelerdeki tecrit uygulamasına çekmiş olmakla birlikte, bir işkence yöntemi olan tecride karşı tepki vermek için mahpusların açlık grevi yapmalarını
bekler pozisyona düşmenin; hak örgütleri, hukuk örgütleri ve siyasetçiler başta olmak üzere tüm demokratik güçlerin kendilerini sorgulamalarını gerektirdiği kabul edilmelidir.
Nisan 2020 de çıkarılan ve şartlı tahliye, denetimli serbestlik ve açık cezaevlerine nakilleri ilgilendiren Ceza İnfaz Yasası değişikliğinin keyfi ve kötü niyetli uygulamalara yol açacağı endişesi bu dönemde olumsuz örneklerle desteklenmiş, yeni bir sorun alanı yaratmıştır.
Pandemi, temel hakların kullanımında artan hak ihlalleri ve ağır tecrit yanında sağlık ve tedavi hakkına erişim ve yaşam hakkına yönelik ağır tehdit oluşturmaya devam ediyor. Ağır hasta mahpuslar başta olmak üzere risk grubundaki tüm mahpusların sağlık ve yaşam haklarını koruyucu önlemlerin acilen alınması ve pandemi süresince serbest bırakılarak riskten korunmaları sağlanmalıdır.”
Kızıl Bayrak / İstanbul