Her türden gelişmeyi kendi bekası ve sefil çıkarları doğrultusunda istismar eden gerici-faşist rejim, bu kez de depremi "Allahlın lütfu" sayarak büyük yıkımın daha ilk günlerinde OHAL ilan etti. Yaşanan insan kıyımını fırsata çevirmeye çalışan gerici-faşist rejim bir kez daha işçi sınıfına, işçi ve emekçilerin temel haklarına saldırıyor...
Sözde “işten atma yasağı” ve Kısa Çalışma Ödeneği
OHAL kapsamında yapılan düzenlemeler ve alınan kararlar doğrultusunda, deprem bölgesi ilan edilen yerlerde sözde “işten atma yasağı” ilan edildi. Çalışanlara ise kısa çalışma ödeneği “sunulacağı” duyuruldu.
“İşten atmaların yasaklanması” vb. uygulamalar üzerinden ortaya konan sahtekarlığa pandemi sürecinde tanık olmuştuk. Pandemi döneminde onlarca işçi haklarına sahip çıktığı ve sendikalı olduğu için çeşitli bahanelerle işten atılmıştı. İşten atma yasağını uygulamak bir yana; Kod 29, Kod 46 vb. maddeler devreye sokularak sendikalı ve örgütlü işçilere saldırılar aralıksız devam etmişti. Pandemi döneminde en az 200 bin işçi Kod 29 ile işten çıkarılmıştı.
Kısa çalışma ödeneği ile sermayedarların imdadına yetişen AKP-MHP iktidarı emekçileri işsizlik ve ölüm ikilemine sıkıştırmıştı. Aynı sahtekarlığa ve saldırılara şimdi de deprem koşullarında tanıklık ediyoruz.
Haklarımıza ve yaşamımıza sahip çıkalım
Resmi Gazete’de yayınlanan yeni OHAL kararları ile deprem bölgelerindeki işçilerin grev ve TİS hakkı ortadan kaldırılmak isteniyor. İlgili kararın “Sürelere ilişkin tedbirler” başlığı altında yer alan 5’inci maddede grev ve TİS süreçlerine dair şunlar ifade ediliyor:
“18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kapsamındaki yetki tespitlerinin verilmesi, toplu iş sözleşmelerinin yapılması, toplu iş uyuşmazlıklarının çözümü ile grev ve lokavta ilişkin süreler olağanüstü hal ilan edilen illerde 6/2/2023 (bu tarih dahil) tarihinden itibaren olağanüstü hal süresince uzatılmıştır.
(2) Olağanüstü hal ilan edilen illerdeki işyerleri bakımından, 4857 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan bir aylık süre, olağanüstü hal süresince uzatılmıştır.”
Grev “ertelemeleri” ve yasaklamaları sermaye iktidarının yıllardan beri işçi sınıfının mücadelesini sekteye uğratmak için uyguladığı bir saldırıdır. AKP-MHP iktidarının şefi Erdoğan ise OHAL’den istifade devreye soktuğu grev yasakları ile övünmektedir. Saray rejimi şimdi de depremden istifade işçi ve emekçilerin haklarına göz dikmektedir. Depremde binlerce insanın yaşam hakkını gasp eden sermaye iktidarı, hayatta kalan emekçileri kölece çalışma koşullarına mahkum etmek istemektedir.
Buna karşı, işçi sınıfı ve emekçilerin gerek deprem bölgelerinde gerekse diğer tüm kentlerde grev yasaklarına ve hak gasplarına karşı örgütlenmesi, başta yaşam hakkı olmak üzere tüm temel haklarına sahip çıkmak için birlikte mücadeleyi yükseltmesi yakıcı bir hale gelmiştir.