İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, Ege Bölgesi’nde bulunan hapishanelerde ilk 4 ayda yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu şube binasında düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Hazırlanan raporu İHD İzmir Şubesi Başkanı Zafer İncin açıkladı.
Raporda, İzmir 1 Nolu F Tipi (Kırıklar), İzmir 2 Nolu F Tipi (Kırıklar), İzmir Kadın Kapalı (Şakran), İzmir 1 Nolu T Tipi (Şakran), İzmir 2 Nolu T Tipi (Şakran), İzmir 3 Nolu T Tipi (Şakran), İzmir 4 Nolu T Tipi (Şakran), Balıkesir/Kepsut L Tipi Hapishanesi, Manisa T Tipi, Menemen R Tipi hapishanelerinde 4 ayda toplamda en az 102 hak ihlalleri tespit ettiklerini belirten İncin “Açlık grevinde olan mahpusların kaldıkları hapishanelerde düzenli sağlık kontrollerinin yapılması, protokollere uygun beslenme ihtiyaçlarının karşılanması, tıbbi bakımlarının yapılması gerekmektedir” dedi.
Hak ihlalleri arttı
İncin, hapishanelerde gerçekleşen hak ihlallerini şöyle sıraladı:
“* Hapishanelerde bulaşıcı hastalıkların olduğu ve buna ilişkin yeterli tedbir ve önlemlerin alınmadığı,
* İşkence ve kötü muamele uygulamalarının olduğu,
* Gardiyanlar tarafından mahpuslara darp ve şiddet uygulandığı, koğuşların kalabalık olduğu,
* Tedavi haklarının engellendiği,
* Ayrımcılık yasağına aykırı davranışlarla karşılaştıkları,
* Dilekçelere cevap verilmediği, kitap, dergi ve gazete ile ilgili sınırlı sayı ve yayın yasağı uygulandığı,
* Mahpusların birbirleriyle ve aileleriyle sağlıklı ilişki kuramadıkları,
* Atölye, spor ve kültürel çalışmaların engellendiği, ortak alanların ve havalandırmanın az kullandırıldığı veya kullandırılmadığı,
* Tecrit uygulamalarının arttığı,
* İlaçların, diyet yemeklerin düzenli olarak verilmediği,
* Yatacak yerlerin bulunmadığı, mahpusların dönüşümlü yataklarda yattığı veya yerde yattığı,
* Hijyenik ortamın sağlanmadığı,
* Aramaların keyfi olması, arama sırasında eşyaların talan edildiği, eşyalara el konulduğu,
* Yasaklı olmayan kitap, dergi, gazetelerin verilmediği,
* İletişim haklarının keyfi kullandırıldığı veya hiç kullandırılmadığı,
* Hastaneye sevklerin gerçekleştirilmediği, revire çıkartılmadıkları,
* Yemek ve sıcak su gibi temel ihtiyaçların yetersiz karşılandığı veya hiç karşılanmadığı ve bunun ceza uygulaması şeklinde gerçekleştirildiği, yemeklerin sağlıksız olduğu, diyabetik ve hasta mahpuslara uygun yemek verilmediği,
* İHD ve diğer kurumlara gönderilen mektuplara el konulması, gönderilmemesi,
* Açık görüşe çıkarılmama, aile ziyaretlerinin sınırlandırıldığı, gelen kişilere çıplak arama dayatıldığı, keyfi tutumlar sergilenerek aile görüşmelerinin kesildiği,
* Kış aylarında ısınma sorunu yaşadıkları,
* Kadın mahpusların kişisel hijyen malzemelerine ulaşmakta (ped vb) zorluk çektikleri,
* Kovid-19 tedbirleri kapsamında temizlik ve dezenfekte işlemlerinin yapılmadığı, mahpuslara yeterli eldiven, maske, kolonya, temizlik malzemesi ve dezenfektan verilmediği, temizlik malzemelerinin az miktarda verildiği veya hiç verilmediği,
* İçme suyunu kendilerinin temin ettiği ve paraları olmadığı takdirde ulaşamadıkları,
* Kantin fiyatlarının çok yüksek olduğu,
* Keyfi hücre cezaları ve disiplin cezaları verildiği,
* Koğuşların dar ve küçük (yetersiz yaşam alanı) olduğu,
* Açlık grevine giren mahpuslara disiplin cezası verildiği, saf B1 vitamini ve D3 vitamini verilmediği, iaşenin kısıtlı verildiği, düzenli olarak nabız, kan, tansiyon ölçümlerinin yapılmadığı tespit edilmiştir.”
Çözüm için talepler
İncin sorunlara çözüm olacak taleplerini ise şöyle sıraladı:
“* Başvuru ve şikâyetlerin herhangi bir kısıtlama olmaksızın ve derhal gerekli mercilere ulaştırılması sağlanmalı. Adli ve idari mekanizmalar, yapılan başvuru ve şikayetlerle ilgili etkin soruşturma yürütmelidir. Hapishane rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim yapılmalı.
* Mahpusların aile ve dış dünya ile temas hakkı engellenmemelidir. Mahpuslar uluslararası ve ulusal mevzuatın emrettiği şekilde ailelerine ve avukatlarına mümkün olduğunca yakın hapishanelere sevk edilmelidir.
* Gazete, dergi, radyo, kıyafet, mektup ve kitap kısıtlaması vb. gibi çağ dışı yaklaşımlar terk edilmelidir. Anadilde görüşme, yazışma ve savunma hakları yasal güvence altına alınmalı, keyfi engellemeler kaldırılmalı.
* Mekan ve üst aramaları insan onuruna aykırı olmayacak şekilde ve pandemi sürecinde hijyenik koşullar yaratılması koşuluyla olmalıdır.
* Adeta mahpusları sindirme araçları haline gelen, disiplin cezalarında insan haklarına aykırı yasal düzenlemeler kaldırılmalı, pratikten kaynaklanan hukuka aykırılıklar giderilmelidir.
* Mahpuslara yaşatılan işkence ortamından derhal vazgeçilmeli, mahpuslara uluslararası hukukun emrettiği şekilde insan onuruna yaraşır bir şekilde bir muamele gösterilmelidir.
* Yerel ve uluslararası mevzuat hükümlerine uygun şekilde, ‘bağımsız’ ulusal ve uluslararası heyetlerin etkin denetim mekanizmalarının oluşturulmasının önü açılmalıdır.
* Hapishane hekimi ve tıbbi personelinin İstanbul Protokolü eğitimi almaları sağlanmalıdır.
* İnsanlık onuruna yakışmayan çıplak arama işkencesinden vazgeçilmelidir.
* Mahpusların sosyal ve kültürel aktivitelerindeki kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
* Mahpuslarla ilgili olarak ‘ayrımcılık yasağına’ aykırı düzenleme ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.
* Başta yaşam hakkı göz önüne alınarak sağlığa ve tedaviye erişim haklarının önündeki engeller ve kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
* Pandemi sürecinde Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere bu alanda çalışan kurum ve kuruluşların önerileri dikkate alınarak bu uyarılara uygun önlem ve tedbirler alınıp, düzenli olarak kontrolleri sağlanmalıdır.
* Hapishanelerde kalan mahpusların aşılarının bir an önce yapılması sağlanmalıdır.
* İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan mahpuslar ve tüm hapishanelerdeki mahpuslar üzerindeki tecrit uygulamasına derhal son verilmelidir.”