İç Anadolu hapishaneleri hak ihlalleri raporu

İHD Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu İç Anadolu bölgesinde bulunan hapishanelerinde son 3 ayda yaşanan hak ihlalleriyle ilgili raporunu açıkladı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 28 Temmuz 2021
  • 17:00

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Nisan, Mayıs ve Haziran ayında İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan hapishanelerindeki hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporu şube binasında düzenledikleri basın toplantısında açıkladı.

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan Ceza İnfaz Kurumları İstatistiklerine göre hapishanelerde 287 bin 94 kişinin bulunduğu belirtilen raporda son üç ayda 17 mahpusun yaşamını yitirdiği ifade edildi

Afyon 1 No’lu T Tipi, Afyon/Dinar T Tipi, Bolu F Tipi, Kayseri/Bünyan Kadın, Kayseri/Bünyan 1 No’lu T Tipi, Kayseri/Bünyan 2 No’lu T Tipi, Kırıkkale F Tipi, Kırşehir E Tipi, Konya/Ereğli T Tipi, Sincan Kadın Kapalı, Sincan 1 No’lu F Tipi ve Sincan 2 No’lu F Tipi hapishanelerinde gerçekleşen hak ihlalleri şöyle:

Sağlığa erişim hakkı

“* İç Anadolu bölge cezaevlerinde 41’i kadın olmak üzere en az 264 hasta mahpus bulunmaktadır. Bunların 85’i ağır hasta mahpustur.

 * Tek kişilik, sağlıksız nakil araçları ile sevkler yapılmakta; bu durum özellikle kalp, astım, epilepsi hastalarının sağlıklarını kötü etkilemektedir.

* Mahpuslar kelepçeli muayene edilmekte, kelepçeli halde hastane sevkleri yapılmaktadır.

* Korona riskine rağmen mahpuslara yeterli miktarda hijyen malzemeleri ve maske verilmemekte, tedbirlere uyulmamaktadır.

* Kayseri Kadın Ceza İnfaz Kurumundan mahpuslar, hastaneden getirildikten sonra 14 gün karantina koğuşunda kaldıklarını, 7 mahpusun karantina koğuşunda Kovid-19 testi olduğunu, 2 mahpusun testinin pozitif çıktığını, diğer 5 mahpusun da 14 gün daha karantina koğuşunda kalmak zorunda kaldığını ancak 8 mahpusa tekrar test yapılmadığını aktarmışlardır.

* Kayseri Kadın Ceza İnfaz kurumundan mahpuslar, açlık grevlerinin devam ettiğini ancak açlık grevinde olan mahpuslara iaşe verilmediğini, sadece 6 küçük su, 3 adet ince dilim limon, 1 kaşık tuz ve şeker veriliyor.

* Hasta mahpuslar revire geç çıkarılmakta, hastane sevkleri ya geç yapılmakta ya da hiç yapılmamaktadır. Ayrıca rutin yapılması gereken test ve kontroller de aksamaktadır. Afyon 1 No’lu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda, revire çıkmak isteyen hastaların, mazgaldan bakan memurun onay vermesiyle revire çıkabilmektedir.

* Adli Tıp Kurumu politik tutum izleyerek ‘Hapishanede kalamaz’ raporu vermemekte, tam teşekküllü hastane ve üniversite hastanelerinin ‘Hapishanede kalamaz’ raporları kabul edilmemekte ve ağır hasta mahpusların infazları ertelenmemektedir.

* Diyet yemeği ihtiyacı olan mahpusların diyet yemeği talepleri karşılanmamaktadır.

* Kendi öz bakımını yapamayacak düzeyde psikolojik rahatsızlıkları (şizofreni vb.) olan mahpuslar tahliye edilmemektedir. Afyon’da bir mahpus ağırlaşan durumuna rağmen sürekli hakkında dava açılmakta ve disiplin cezaları verilmektedir.”

İşkence ve kötü muamele

“* İç Anadolu hapishanelerinde 30 mahpus işkence, darp ve kötü muameleye maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir.

 * Afyon 1 No’lu T Tipi Kapalı Hapishanesinde mahpusların darp edildiği, adli mahpusların falaka işkencesi gördükleri ve bir mahpusun intihar ettiği iddia edilmiştir.

 * Afyon 1 No’lu T Tipi Kapalı Hapishanesinde pandemi sürecinden bu yana gardiyanların mazgaldan bakarak, sayım yaptıklarını ancak her seferinde ayakta sayımın dayatıldığını, ayakta sayım dayatmasına direnince de içeri girildiğini bu konuda çok büyük sorunlar yaşandığını, yaşlı ve hasta mahpusların dahi ayakta sayım vermesinin zorunlu olduğu aktarılmıştır.

* Kayseri 1 No’lu T Tipinde bir mahpusun darp edildiğini, üç dört kere copla falakaya yatırıldığını, 7-8 memurun ellerini ve ayaklarını tuttuğunu, ayakkabısını çıkardıklarını ve ayaklarının altına vurmaya başladıklarını, acıdan birkaç gün ayaklarının üzerine basamadığını, çok işkenceye maruz kalan insan tanıdığını aktarmıştır.”

Bunlarla birlikte Kayseri Kadın Kapalı Hapishanesi’nde ajanlık dayatması yapıldığının belirtildiği raporda “Hapishanelerde mahpuslara çıplak arama uygulaması devam etmektedir” denildi.

Disiplin cezaları ve infaz

“* Şartlı tahliye koşulları sağlanmasına rağmen keyfi gerekçelerle tahliyeler uzatılmakta ve gözlem kurulu kararıyla bu uygulama gerçekleşmektedir. Hapishanelerde bu durumda olan pek çok mahpus bulunmaktadır.

* Koğuş değişikliği talepleri reddedilmektedir.

* Ağır psikolojik rahatsızlıkları olan S.T., jandarmalara ve gardiyanlara verdiği tepkiler ve hakaretlerden dolayı sürekli hücre cezası aldığını, düşünme kabiliyeti olmadığı halde savcılık ve mahkeme karşısında verdiği ifadelerden dolayı hakkında Cumhurbaşkanına hakaret, kamu görevlilerine hakaret iddiası ile soruşturma ve kovuşturmalar olduğunu, bazı dosyalarında ceza aldığını, şu an hapishanede tutulduğu cezanın 3 katı kadar hakaret suçundan dolayı ceza aldığını’ aktarılmıştır.

* Açlık grevindeki mahpuslara tutanak tutularak etkinlik cezası verilmektedir.

* Hapishanede tek etkinliğin aynı koğuştaki mahkumlarla 15 günde sadece 1 saat spor salonuna çıkma etkinliği olduğunu bununda keyfi disiplin cezalarıyla yasaklandığı aktarılmıştır.

* Sincan’da bir kadın mahpus infaz hakiminin kararına rağmen şartlı tahliyesine izin verilmediğini ve hala hapishanede tutulduğunu, aktardı.”

İletişim yasakları

“* Sosyal faaliyetler (spor, sohbet, kurs) tamamen durdurulmuştur.

* Yeni Yaşam, Evrensel, BirGün gazeteleri mahpuslara verilmemekte, gerekçe olarak da Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazetelerin hapishanelere alınmadığı aktarılmıştır.

* Ailelerinden uzak hapishanelerde bulunan mahpusların sevk talepleri kabul edilmemektedir.

* Hapishanede mahpusların ellerindeki kitaplar değiştirilmemekte, dış kantinde satılan kitaplar verilmemekte.”

Raporda ayrıca Kürtçe bilen bir memurun olmadığı belirtilerek, hak ihlalleri bazı hapishaneler ve mahpuslar özgülünde iç çamaşırı vermemeye dek vardığı ifade edildi.

Çözüm önerileri

Bir yandan tecrit derinleştirilirken öte yandan 10 kişilik koğuşlarda 17 kişinin kalması gibi hak ihlalleri olduğu belirtilen raporda şu öneriler sıralandı:

“* Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

* AİHS’in 14. maddesinde düzenlenen ‘Ayrımcılık Yasağı’ ilkesine göre ‘Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.’

* Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın hapishanelere nakil talepleri kabul edilmelidir.

* Hapishanelerde meydana gelen intihar vakalarının önüne geçmek için mahpusları ruh ve bedensel bütünlüklerine yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır uygulamalar geliştirilmelidir. Gerekli önlemi almayan ve etkisi olan kişiler varsa etkin soruşturmalar yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır.

* Hapishanelerdeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır.

* Hasta mahpusların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır.

* Kelepçeli muayene ve tedavi uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama nedeniyle birçok hasta mahpusun tedavisi yapılamamaktadır.

* Türkiye hapishanelerinde bulunan hasta mahpusların acil ve kalıcı tedavileri yapılmalı, hapishane koşullarında tedavisi yapılamayan/yapılmayan hasta mahpusların da acilen infazları durdurulmalıdır.”