Kalabalık bir heyetle Kıbrıs’a “çıkarma” yapan AKP şefi Tayyip Erdoğan, “sömürge valisi” havalarında vaazlar veriyor. 1974’teki savaş ve “Kıbrıs davası” konusunda demagojik laflar eden Erdoğan, Kıbrıs yönetimi ve halkını küçümseyen, “Kıbrıs’ın ağası da-paşası da benim” havalarında ortalıkta dolaşıyor.
“Kıbrıs Barış Harekatı”nın 47'nci yıl dönümü dolayısıyla KKTC Cumhuriyet Meclisi Özel Oturumu’nda vaaz veren AKP şefi, Kıbrıs halkına “büyük müjde”yi verdi. Adaya ziyaretinden önce yaptığı açıklamada, Kıbrıs meclisinde yapacağı konuşmada bir “müjde” vereceğini ilan etmişti.
Söze Kıbrıs yönetimini küçümseyen ifadelerle başlayan T. Erdoğan şunları söyledi:
“KKTC'nin cumhurbaşkanlığının ne doğru dürüst cumhurbaşkanlığı binası var ne de parlamento binası var. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili çalışmanın projesi bitti, inşasına başlıyoruz.”
Genelde dinci-gericiliğin, özelde AKP şefinin lüks-şatafat düşkünlüğü sınır tanımadığı için KKTC’nin cumhurbaşkanlığı ve parlamento binalarını beğenmiyor. Belli ki, kendisi gibi bir “dünya lideri”nin böyle bir binada konuşma yapmasını “itibardan düşüş” olarak görüyor. Ankara’daki kaçak sarayın yanı sıra 10’dan fazla sarayı bulunan AKP şefi, son olarak Bodrum’da bir de “yazlık saray” yaptırdı. Emine hanımın beğenmediği mermerleri söktürüp İtalya’dan mermer ithal edebilen birinin saray olmayan bir binada konuşma yapmayı “itibardan düşüş” görmesi şaşırtıcı değil.
T. Erdoğan konuşmasının devamında şunları da söyledi:
“Bilindiği gibi KKTC Cumhurbaşkanlığı'nın düzgün bir külliye ve binası yok. Biz bunu KKTC'ye yakıştırmıyoruz. Şimdi Cumhurbaşkanlığı'nın külliyesi ile ilgili proje çalışmaları bitti ve inşaasına yakında başlıyoruz.
Bir millet bahçesi de yapalım istiyoruz. Devlet olmanın işte ifadesi budur… Aynı zamanda parlamento binası yapacağız. Milletvekillerimizin kendilerini özgür ve rahat hissedebilecekleri alanları olsun istiyoruz. 500 dönüm arazi tahsis ettik”
Ankara’dan adaya gelen “sömürge valisi” öyle bir bina vaat ediyor ki, “sömürgenin milletvekilleri” o binada kendilerini özgür hissedecekler. Öyle bir saray tasarlanmış olmalı ki, “özgür milletvekillerine” Ankara’daki sömürge valisinin küstahlığını unutturacak. Görünen o ki, “müjde” Kıbrıslılara değil ihaleden rant devşirecek “beşli çete” ve onların esas patronlarına verilmiştir.
Bu arada AKP şefi Kıbrıs’a götürdüğü heyete çok sayıda AKP’linin yanı sıra faşist partinin başı Devlet Bahçeli ile Saadet Partisi’nin bir tür “manevi şefi” kabul edilen Oğuzhan Asiltürk’ü de dâhil etti. Siyasi çöplükte yer alan DSP’nin başındaki kişiyi de heyete yamamışlar. Oğuzhan Asiltürk T. Erdoğan için “önemli” bir figür. Zira o zat, Saadet Partisi’ne çökmeye çalışan AKP şefinin elindeki temel aparattır.
Kıbrıs’taki sol partiler Tayyip Erdoğan’ın parlamento konuşmasını boykot edeceklerini ilan etmişlerdi. Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) ile Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ziyaret başlamadan önce boykot kararını açıklamışlardı.