Tayyip Erdoğan bugün Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Yargı Reformu Stratejisi Paketi açıkladı. Açıklanan Yargı Reformu artık AKP klasiği olan yalanlara dayalı bir paket olmasıyla dikkat çekiyor.
Erdoğan’ın paketi açıklarken kullandığı şu ifadeler bile yalanın niteliğini anlatıyor: “Hizmet odaklı hizmet, hak ve özgürlüklerinin daha etkin korunması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesi, hukuki güvenliğin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, makul sürede yargılanma hakkının gözetilmesi ve yargıya güvenin artırılması.”
Hak ve özgürlükler, yargının bağımsızlığı kapitalizmin hukukunda aldatmacadan öte bir nitelik taşımıyor. Ama AKP iktidarında göz boyama temelinde bile olsa bunların zerrece varlığı kalmadı.
Yargı Reformunun temel iki perspektifi şöyle açıklandı:
“Biri hak ve özgürlüklerdir. Demokrasinin güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi hedefi vardır. 2002 yılından itibaren Türkiye'nin önceliklerini bu başlıklar altına şekillendirmeye gayret ettik. İfade özgürlüğünü demokrasinin en önemli şartı olarak görüyoruz.
İkinci temel perspektif: Adalet sisteminin işleyişi. Belgenin özellikle yükseldiği ikinci temel perspektif adalet sisteminin işleyişidir. Önümüzdeki günlerde adil yargılanma hakkının daha etkin şekilde korunmasını hedefliyoruz.”
Bununla beraber tutuklama tedbirine daha az başvurulacağı iddia ediliyor.
Bu iki temel perspektifle şu 9 amaç sıralanıyor.
1- Hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi;
2- Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığının geliştirilmesi;
3- İnsan kaynaklarının nitelik ve niceliğinin artırılması;
4- Performans ve verimliliğin artırılması;
5- Savunma hakkının etkin kullanımının sağlanması;
6- Adalete erişimin kolaylaştırılması ve hizmetlerden memnuniyetin artırılması;
7- Ceza adaleti sisteminin etkinliğinin arttırılması;
8- Hukuk yargılaması ile idari yargılamanın sadeleştirilmesi ve etkinliğinin arttırılması;
9- Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin yaygınlaştırılması.
AB kriterlerine hem “uyulduğunun” iddia edildiği hem de “uyulmanın hedeflendiği” belirtilen paketin açıklanmasında en dikkat çekici yalan ise, 2015’ten beri pakette yer alan çoğu maddenin uygulamada olduğunun söylemesi olarak kayda geçti. Kürdistan’da kirli savaşta bodrumlarda Kürt halkını katlettikleri süreçte bile burada söylenenler uygulamadaymış. Adil yargılanma bir yana, yaşam hakkının bile yok ettikleri bir süreçte, yargı reformu olduğundan söz edebiliyorlar.