Bugün toplumda yaşanan baskıya, sömürüye, haksızlığa karşı çıkan her ses sermaye devleti tarafından susturulmaya çalışılıyor. Öyle ki günümüzde hapishanelerin doluluk oranı %121’e ulaştı. Halihazırda hapishanelerde 264 bin 31 kişi bulunuyor. Bunların önemli bir kısmını ilerici, devrimci, muhalif tutsaklar oluşturuyor.
Öte yandan sömürü çarklarının sorunsuz işlemesini isteyen siyasi iktidarın direktifleriyle düzen yargısı, muhalif kesime cezalar yağdırırken, düzen savunucularını bir bir aklamaya devam ediyor. Bunun son dönemdeki medyatik örneklerinden biri çeteci Sedat Peker vakasıdır. Bu çete başı geçtiğimiz aylarda Ataşehir’de katıldığı bir açılış sırasında yaptığı konuşmada, “İmkânı olan arkadaşlarımız mutlaka ruhsatlı silahlar alsınlar. Mutlaka av tüfekleri alsınlar” sözleriyle silahlanma çağrısı yapmıştı. Silahlanma çağrısı yaptığı konuşma üzerine Peker hakkında “suç işlemeye tahrik, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçlarını işlediği gerekçesiyle başlatılan soruşturma takipsizlikle sonuçlandı.
Bir başka örnekte muhalif gazetecileri fişleyen bir vakıf, adına açılan davadan sorunsuz paçayı kurtarabildi. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Siyaset, Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı’nın (SETA) raporunda gazetecilerin fişlendiği ve hedef gösterildiği gerekçesiyle 8 Temmuz 2019’da suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu, suç duyurusu ile ilgili olarak “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi.
Üçüncü örnek, yargı kurumunun yargıdaki bir zatı kollamasıydı. “Hayata Dönüş Operasyonu” adı verilen 19 Aralık Katliamı’nda Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 devrimci tutsağın ölmesine, onlarcasının yaralanmasına ilişkin yürütülen soruşturmayı geciktirdiği için “görevi kötüye kullanmak” suçundan 1 hapis cezasına çarptırılan savcı İhsan Demirel hakkında verilen karar, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından bozuldu.
Son örnek olarak da şu anda süren ‘Gezi davası’ sürecinden bahsedilebilir. HSK, ‘Gezi davası’nda tutsakların tutukluluklarına devam edilsin diye iki heyet uygulaması getirdi. Bu uygulama ile tahliye veren heyet başkanı ve heyet üyesi 2. heyete alınırken, tutuklama isteyen heyet üyesi 1. heyette kaldı.
Verdiğimiz örneklerden de görüldüğü gibi düzen sözcüleri, sömürü çarkları dönsün diye her türlü kirli, kanlı suçları işlemeye devam ederken, düzen yargısı da onları aklamaya, koruyup kollamaya devam ediyor…