Üniversitede pandemi kaosu: “Resmen ortada bırakıldık”

Bizlere “Ne yaparsanız yapın ama başınızın çaresine bakın” diyorlar ama olmuyor işte bakamıyoruz. Bu dönem daha iyi atlatılabilirdi ama işlerine gelmediği için atlatılmadı bu durumun cezasını ise bizler çekiyoruz.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 17 Aralık 2020
  • 18:19

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıbbi Laboratuvar bölümü öğrencisi ile pandemi sürecinde eğitimde yaşanan sorunlar üzerine konuştuk. 

- Geçen senenin bahar döneminde üniversiteler uzaktan eğitime geçmiş oldu. Koronavirüs sürecinin en başından beri yaşadığınız sorunları anlatır mısınız? Uzaktan eğitim sürecini nitelikli buluyor musunuz?

Ben, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde Tıbbi Laboratuvar bölümünde okuyorum. Bölüm önlisans programı ve ben de şu an ikinci yılımdayım. Ben normalde ailemin yanında İstanbul’da yaşıyorum ama eğitimim için Zonguldak’ta bir arkadaşım ile ev tutmuştuk. Bir anda eğitime ara verileceği bizlere söylendi; ilk başta da çok belirsiz bir süreç yaşandı ve en fazla bu aranın 3 hafta süreceği söyleniyordu. Bundan kaynaklı biz ailelerimizin yanına dönerken evimizi kapatmadık, işte birçok eşyamızı, kıyafetlerimizi, kitaplarımızın çoğunu orada bırakıp geldik. Ama sonrasında bir anda okullar uzaktan bir şekilde devam etmeye başladı. Bizim birçok eşyamız, ekipmanımız, kitaplarımız vs. orada olduğu için bir yandan kötü bir durum oldu bizim için. 

Sonrasında burada bir düzen kurmaya çalıştık. Online bir şekilde eğitim almaya çalıştık ama bu süreçte eğitimlerimiz sadece slayt üzerinden oldu. Hiçbir şekilde hocalarımız ders anlatamadılar. Onlar da tabii bu durumdan etkilendiler ve bu şekilde bahar döneminde aldığımız eğitim çok da bir işe yaramamış oldu bizim için. Sonrasında sınavlar vs. oldu ve tüm bunlar olurken oradaki evimiz de duruyordu. Zonguldak’ta öğrencilerin ev bulabilmesi çok zor bir süreç. Çok kötü evlere çok fazla para isteyenler var, öğrenciye ev vermeyenler var. Bundan kaynaklı okula dönüş süreci çok belirsiz olunca biz de kapatmayalım dedik ama boşu boşuna 6-7 ay kullanmadığımız eve kira ödemek zorunda kaldık. Sonrasında 2 defa yine ev için gidip-gelmek zorunda kaldım ilkinde yine okullar açılır umudu ile sadece ihtiyacımız olan eşyaları almaya gittik. İkincisinde ise evi tamamen kapatmak için gittik çünkü artık bir 6-7 ay daha boşuna kira vermeye gücümüz yoktu. Ben zaten devletten kredi alıyorum ve evimin kirasını da bu şekilde karşılıyorum. 

Uzaktan eğitime dair de tabii ki sorunlar yaşadım. Önceden de uzakta aldığımız genel kültür dersleri vardı. Hocalar, hem ses kaydı hem de slayt gönderiyorlardı ama sonradan sadece slayt göndermeye başladılar. Hiçbir şekilde eğitim verilmedi. Bu tarz problemler yaşadık. Ayrıca internet ve bilgisayar konusunda problemlerim vardı ve halen daha sürüyor. Şimdide tam sınav dönemimde bilgisayarım bozuldu ve bir tanıdığımdan bilgisayarını alamasaydım derslerimden geçemeyecektim. Birçok arkadaşımız benimle benzer durumları yaşıyor ve mağdur oluyor. Yani uzaktan eğitim sürecini nitelikli bulmuyorum. 

-Bir üniversite öğrencisi olarak hem yüz yüze eğitim sürecinde hem de uzaktan eğitim sürecinde geçim sorunu yaşıyor musun? 

Okul döneminde geçinmek daha zordu. Şu an en azından evimi kapattığım için kira ödemiyorum. Bu durum benim için avantaj oldu ama okul döneminde geçinmek gerçekten zordu. Zaten kiralar çok pahalı. Ben 1+1 eve 900 TL veriyordum. Bir arkadaşımla beraber 450-450 olarak kirayı ödüyorduk. Orada kiralar genel olarak bu şekilde ve evler kötü durumda. Onun dışında yol ücretleri de eklenince Zonguldak’ta yaşamın pahalı olduğunu söyleyebilirim. Bizim kampüsümüz şehir merkezine biraz uzakta kalıyor, bundan kaynaklı her gün otobüs ile gidip gelmek zorundayım. Yol ücreti öğrenciye 2.50 TL her gün en iyi ihtimalle 5 TL yol parasına veriyordum ki bu ayda 150 TL demek. Ev kirası 450 TL tüm bunlara faturalarda ekleniyor ve benim devletten alabildiğim kredi yalnızca 500 TL… 

Tüm bunlara ek olarak okul araç-gereçleri var bir de. Okuduğumuz bölümün kaynak kitapları çok pahalı. Laboratuvar için malzeme, önlük vb. isteniyor. Şu anda ailemin yanındayım, ev kirası falan vermediğim için daha iyi durumdayım. Ayrıca sağlık meslek lisesi hemşirelik mezunu olduğum için arada çalışıyorum hastanelerde. Part-time çalışmam da geçimime yardımcı oluyor. 

-Hem sağlık meslek lisesi mezunusun hem de şu an bir sağlık bölümünde okuyorsun yani geleceğin sağlık emekçisisin. Düzenli olmasa da sıklıkla özel hastanelerde part-time çalıştığından bahsettin. Sence şu an hastanelerde durum nasıl? 

İki buçuk, üç yıl kadar yoğun bakım hemşireliği yaptım. Önceden bile yoğun bakımda yatak bulmak, hasta yakınları için çok zor bir süreçti, ki bu süreçte en çok yoğun bakım yataklarının çokluğu ile övündüler. Yani bu doluluğu görmüş bir sağlık çalışanı olarak pandeminin ilk başındaki yüzde 60-70 oranındaki yoğun bakım doluluğuna inanmıyordum. Böyle bir boşluğun yaşanması çok zor bir ihtimal. Benim şu sıralar arada gidip çalıştığım özel hastanenin kadın doğum katı, cerrahi servisler vs. Covid-19 katına çevrilmiş durumda. Artık hastalar yatak bulamıyorlar. Özel hastaneler ise bu durumu resmen fırsata çevirdiler. Zaten normalde de pahalı olan yatak ücretleri şu an iki bin, üç bin hatta dört bin liraya kadar çıkmış durumda. Bir hastanın 14 günlük karantina süreci var. Minimum hastanede 5-6 gün kaldığını düşünsek ve yine minimum 2 bin TL’den ücret ödediğini düşünsek en az 12 bin TL ücret ödemesi gerekiyor. Ekonomik açıdan herkesin durumu ise ortada. İnsanların 1 aylık maaşları 1 günlük yatak ücretleri oluyor. Yani bu koronavirüs süreci çok zorlama işliyor bence. Bizim ülkemizde kesinlikle koronavirüs süreci ile başa çıkılamadı. 

-Uzaktan eğitim sürecinde herkes kendi haline bırakılmış durumda aslında. Üniversiteler “teknik ekipmanın yoksa okulu dondurma hakkı veriyoruz” diyor. Okul dondurmayı, insanın ömründen bir sene daha çalmayı sanki hakmış gibi sunuyorlar. Sen ne düşünüyorsun, son olarak söylemek istediklerin var mı? 

Bizim fakültemizde eğitim nitelikli bir şekilde ilerlemedi. Okullar bir anda kapandı milyonlarca öğrenci ne yapacağını bilemedi. Şaştık kaldık yani. Ben laboratuvar bölümünde okuyorum ve hiçbir şey bilmeden mezun olmak istemiyorum. Hem de bu sene benim son senem. Bizler geleceğin sağlıkçıları, mimarları, mühendisleri olacağız. İnsanlar bizim yaptığımız evlerde oturacak. Hastanelerde zor durumda olan insanlara bizler bakacağız. İnsanlar bizlere canlarını teslim ediyorlar. Bu eğitim modeli ile hiçbir şey öğrenemiyorsak, hiçbir şey bilmeden mezun olmak da bana çok yanlış geliyor. Eğitim uzaktan çok iyi verilse dahi teknik ekipman sorunları yaşıyoruz. Benim şu an bilgisayarım bozuldu telefon ile uzaktan derslere girmeye çalışıyorum bir şeyler anlamaya çalışıyorum. Hocalar dersleri sisteme yüklerlerse sonradan izleyebiliyorum. Ödev ya da proje olduğunda bunları göremiyorum. Kısacası birçok sorun yaşıyorum ve derslerden geçip geçmemek de benim sorumluluğumda. Benim gibi bir dünya insan var ve biz resmen ortada bırakılmış vaziyetteyiz. Bizlere “Ne yaparsanız yapın ama başınızın çaresine bakın” diyorlar ama olmuyor işte bakamıyoruz. Her yer işlerken tüm çarklar dönerken üniversitelerin kapatılması gerçekten çok kötü bir durum. Bu dönem daha iyi atlatılabilirdi ama işlerine gelmediği için atlatılmadı bu durumun cezasını ise bizler çekiyoruz.