Koronavirüs salgını toplumsal yaşamı derinden etkilemeye devam ediyor. Mart ayından beri başta üniversitelerde olmak üzere örgün eğitim kurumlarında yüz yüze eğitim aylarca yapılmamıştı. Eylül ayında ilk ve orta öğretim okulları açılmış, üniversiteler ise online olarak eğitime devam etmişti. İlk ve orta öğretim kurumlarının açılması ile beraber salgının seyri de ağırlaşmış, eğitim tamamen online olarak devam etmişti.
Gazete Duvar’dan Serkan Alan’ın haberine göre Salgının en ağır dönemi yaşanırken başta Atılım Üniversitesi olmak üzere Bilkent Üniversitesi gibi bazı özel üniversiteler, sınavların yüz yüze yapılması dayatmasında bulundu. Bilkent Üniversitesi, tepkiler sonucu bu kararından vazgeçse de Atılım Üniversitesi tepkilere rağmen yüz yüze sınav sistemine vazgeçmedi.
Öğrenciler sosyal medya aracılığıyla sınavların tamamının online yapılması çağrılarını dile getirirken, üniversite yönetimi derslerin yüz yüze ya da online yapılması kararını öğretim üyelerine bıraktı fakat sınavların yüz yüze yapılması kararından vazgeçmedi. 6 Aralık tarihinde sınava giren bir öğrenci ateşinin ölçülmeden ve HES kodu alınmadan sınava girdiğini belirtirken Atılım Üniversitesi’nde görevli bir akademisyen ise, “Hem kendi sağlığımız hem de ailemizin sağlığı için endişeliyiz” dedi.
Sınavlar kampüste yüz yüze yapılmaya devam edecek
Atılım Üniversitesi yönetimi tarafından 3 Aralık tarihinde yapılan duyuruda, derslerin yüz yüze veya uzaktan yapılıp yapılmayacağı konusunda ilgili dersin öğretim elemanı tarafından karar verileceği, öğrencilere duyurunun da yine ilgili dersin öğretim elemanı tarafından yapılacağı belirtildi.
Laboratuvarlar, uygulamalar ve sınavların kampüste yüz yüze yapılmasına devam edileceğini belirten üniversite yönetimi, İngilizce hazırlık eğitiminin hibrit yani kısmen yüz yüze kısmen uzaktan devam edeceğini açıkladı.
‘Ateşimi bile ölçtüremeden sınava girdim’
6 Aralık tarihinde yüz yüze sınava giren ve kronik rahatsızlığı bulunan Atılım Üniversitesi’nde öğrenim gören bir öğrenci, karantinası saatler önce biten bir arkadaşının ağrılar çekerek kendisiyle aynı sınava girdiğini belirterek, “Okula girerken trafik çok yoğun diye HES Kodu sorulmadı, o kadar tuhaf ki ateşimi bile ölçtüremeden sınava girdim” dedi.
Pandemi döneminde yüz yüze sınav sistemini uygulayan Türkiye’deki tek üniversitenin Atılım Üniversitesi olduğunu ve her gün sosyal medyada sınavların online yapılması için kampanya yürüttüklerini belirten öğrenci şunları kaydetti:
“Twitter’da bir yandan sınavların online yapılması için kampanya yürütüyorum bir yandan da ders çalışmaya çalışıyorum. Yoruldum. Benim hem annemin hem babamın kronik rahatsızlıkları var. Birisi şeker birisi tansiyon hastası. Babam öğretmen ve online çalışıyor, dışarıyla temasları yok. Ben okula gidip geliyorum. Bu durumun olumsuzluğunu çok derinden yaşıyoruz. Biz anneannemizi babaannemizi görmeye gitmiyoruz, ailemizden feragat ediyoruz ama bir yandan da okula gitmeye devam ediyoruz. Ben de tiroit hastasıyım aynı zamanda. Kronik rahatsızlıklarım da var. Kronik hastalığım ve raporumun olmasına rağmen bunu E-Nabız sisteminde görüntüleyemediğim için okula da ibraz edemiyorum.”
‘Ticari kaygıyla hareket edip eğitimle tutarlı davranmıyorlar’
Diğer üniversitelerde online olarak sınavların devam ettiğini, Atılım Üniversitesi öğrencilerinin ise pandemi döneminde olumsuz koşullarda sınavlara girmeleri nedeniyle adaletsizliğin ortaya çıktığını belirten öğrenci, “Ankara Üniversitesi’nde bir arkadaşım 90 sayfa ödevi el yazısıyla yazarak çalıştığından şikayetçi olurken ben kitaplarımla okula gidiyorum. Çevremdeki tüm insanların söylediği şey şu: Sizi müşteri olarak görüyorlar. Şu an nasıl çoğu yer kapalıyken AVM’ler ticari kaygıyla açık, Atılım Üniversitesi de insanların gözünde aynı. Tamamen ticari kaygıyla hareket edip eğitimle hiçbir şekilde tutarlı davranmıyorlar” dedi.
‘Hem kendi hem de ailemizin sağlığı için endişeliyiz’
Atılım Üniversitesi yönetimi son aldığı kararla, hazırlık bölümü dışında fakültelerdeki derslerin yüz yüze yapılması kararını öğretim üyelerinin alacağını belirtti. Hazırlık eğitiminin verildiği Yabancı Diller Yüksek Okulu nüfusunun diğer fakültelerle kıyaslandığında hem öğrenci hem de öğretim elemanı sayısı olarak fazla olduğunu belirten bir Atılım Üniversitesi akademisyeni, ders ve sınavların koşullarını şu sözlerle anlattı:
“Hem kendi sağlığımız hem de ailemizin sağlığı için endişeliyiz. Bir sınıf dolusu öğrenciyle birliktesiniz. Ayrıca sınavlar yapıyorsunuz. Bu sınavlar zamanında en az iki saat o sınıfın içerisindesiniz. Bazı sınavlarda üç saatin üzerinde sınıflarda aynı ortamlarda bulunuyorsunuz. Mola yok. Ne dışarıya çıkabiliyorsunuz ne de hava alma şansınız var. Hep birlikte öğrencilerle o havayı soluyorsunuz. Hepimiz endişeliyiz.”
‘Hocaların herhangi bir söz hakkı yok’
Hafta sonu sokağa çıkma yasağı kararının alınmasıyla cuma ve cumartesi günleri yapılan derslerin iptal edildiğini belirten öğretim elemanı, “Dersler şimdi 4 gün içerisine sıkıştırıldı. Bu, her iki günlük dilimde daha fazla öğrenci daha fazla hoca sirkülasyonu demek. Kantinler dolu. Okulun ön ve arka bahçesi dolu. Sosyal mesafe denen şey sadece dersliklerde değil insanların sosyal alanlarında da mümkün değil” dedi.
“Yüz yüze sınav yapmak istemeyen akademisyenler işten atılma tehdidiyle karşı karşıya kalıyor mu?” sorumuza ise akademisyen şu şekilde yanıt verdi:
“Tabii ki de. Bu, yazışmalarla uyarı şeklinde oluyor. Bu tip konuşmaların başkalarıyla yapılması disiplin suçu aslında. Böyle bir şey normalde duyulursa hakkımızda disiplin soruşturması açılıp ilişiğimiz kesiliyor. Hocalardan sınavlara yönelik çok tepki var. Kaba bir şekilde uyarılıyorsunuz, size öyle söyleyeyim. Sınavların yapılmamasına dönük hocaların herhangi bir söz hakkı zaten yok. Direkt olarak yapacaksınız deniyor. Hocalar görüşlerini belirtmek istiyorlar ama dinlenmiyorsunuz hiçbir şekilde.”