Kahrolsun sömürgecilik, Kürt halkına özgürlük!
Baharın gelişi ve doğanın uyanışı olarak da kabul edilen Newroz, baskı ve zulüm altında ezilen halkların özgürlükleri uğruna ayağa kalkışlarının sembolüdür. Demirci Kawa’nın zorba hükümdar Dehak’a karşı isyanı, günümüz koşullarında emperyalist saldırganlığa, sömürgeci boyunduruğa ve kapitalist sömürüye karşı dünya işçi sınıfının, emekçilerin ve ezilen halkların mücadelesi olarak sürmektedir. Efsanedeki Kawa’nın elindeki balyoz, bugün emperyalist-kapitalist barbarlık dünyasına karşı emek ve ezilenler dünyasının mücadele bayrağı olarak dalgalanmaktadır.
Ortadoğu ve Kürt halkı sömürgeci boyunduruktan kurtuluşun ve eşitliğin özlemi ve sembolü olan 2020 Newroz’unu emperyalist saldırganlık ve savaş koşullarında, bölgede yaşanan büyük yıkım ve acılar altında karşılıyor. Kürt halkının kendi geleceğini belirleme ve kaderini eline alarak özgürleşme yolunda attığı her adım, bölgedeki sömürgeci güçler tarafından bir tehdit olarak görülüyor ve saldırının hedefi oluyor. Kürt halkının can bedeli elde ettiği kazanımlar yok edilmek isteniyor. Emperyalist egemenlik mücadelesinin ön cephesi haline gelen Ortadoğu’da başta ABD olmak üzere tüm emperyalist güçler, bir yandan halkların özgürlük istemlerini kendi çıkarları için istismar ediyor, diğer taraftan da halklar arasında düşmanlıkları körükleyerek, onları bölüyor ve birbirlerine boğazlatıyorlar.
Ülkeleri ve halkları büyük yıkımlara ve kıyımlara uğratan emperyalistler, bunu, yüzlerine taktıkları “demokrasi ve özgürlük” maskesiyle yapmaktadırlar. Yağmacı ve sömürgeci iğrenç yüzlerini bu rezilce yalanlarla gizlemektedirler. Ama Ortadoğu halkları bizzat kendi acı deneyimleriyle onların dilinde “demokrasi ve özgürlük”ün barbarlık olduğunu iyi bilmektedirler. On yıllar boyunca bölge gericiliğin ve sömürgeci güçlerin arkasında olan ve onları her yolla destekleyen emperyalistler, şimdi çıkarları gereği Kürt halkının dostlarıymış gibi davranıyorlar. Oysa çıkarları gerektiği her durumda Kürt halkını arkadan hançerleyerek yüzüstü bırakmakta tereddüt etmediklerinin yeni örneklerini daha dün gösterdiler. Dolaysıyla hepsi de riyakardırlar, hepsi de Kürtlerin ve bölge halklarının düşmanı ve cellatlarıdırlar.
Emperyalistler her zaman mazlum halkların düşmanlarıdır. Hiçbir zaman “özgürlük” değil, her zaman egemenlik ve kölelik peşindedirler. Dünyanın dört bir yanında özgürlükleri kan deryası içinde boğan, halklara dehşetli sosyal, siyasal ve manevi acılar yaşatanlar da bizzat onlardır. Sömürgeci, şeriatçı ve gerici diktatörlük rejimlerinin gerisinde de dün olduğu gibi bugün de onlar vardır. Dolayısıyla emperyalizme karşı mücadele, ezilen halkların özgürleşmesinin ön koşuludur. Çağımızda her gerçek ulusal özgürlük mücadelesi emperyalizmi cepheden karşısına almak zorundadır.
Halkların özgürlük ve eşitliği ancak emperyalistlere karşı “İşçilerin birliği halkların kardeşliği” şiarıyla elde edilebilir. Zira eşitlik ve özgürlük mücadelesinde Kürt halkının gerçek dostları sadece ve sadece bölgenin işçi sınıfı ve ezilen emekçi halklarıdır. Bugün için Türkiye ve bölge işçi sınıfının kudurgan bir şovenizmin ve ırkçı zehirin etkisi altında sersemletilmiş olması, Kürt halkının biricik gerçek dostunun işçi sınıfı ve emekçiler olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Yeter ki çeşitli ulustan işçilerin devrimci birliği sağlanabilsin. Yeter ki işçi sınıfı devrimci bir güç olarak mücadele sahnesine çıkabilsin. Yeter ki bu görev başarılabilsin.
Ortadoğu’da akan kanın, yaşanan büyük yıkım ve acıların baş sorumlusu elbette ki başını ABD’nin çektiği emperyalist koalisyon ve onların yerli işbirlikçileridir. Ama dinci-faşist AKP iktidarı da Ortadoğu halklarına kan kusturmanın baş sorumlularından biridir ve halklara karşı kirli ve kanlı suçlar işlemeye de devam etmektedir. Hedeflerinin başında ise Kürt halkı ve bölge düzeyindeki kazanımları bulunuyor. Öncelikle de Rojava’daki özerklik adımı AKP’nin gerçek kabusu olageldi. Dolayısıyla ne yapıp edip bu kazanımları tasfiye etmek için kudurganlıkta sınır tanımıyor. Öte taraftan da işgalci emeller için komşu bir ülkenin topraklarını işgal etmek için çırpınıyor. Bu amaçlarla Suriye’deki kanlı savaşı kışkırtıyor ve katiller sürüsü olan dinci çetelere kol kanat geriyor.
İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (BİR-KAR) olarak, işçi ve emekçi kitleleri Kürt halkının tümüyle meşru olan ulusal özgürlük ve eşitlik istemlerini sahiplenmeye, tüm parçalarda büyük bedeller pahasına elde edilen ulusal demokratik kazanımları korumak için Kürt halkıyla omuz omuza olmaya çağırıyoruz. Emek dünyasını faşist AKP iktidarının komşu Suriye topraklarını işgal etme girişimine karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.
Kahrolsun emperyalizm ve sömürgecilik!
Yaşasın Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesi
Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!
BİR-KAR
15 Mart 2020