Perşembe günü Rusya-Ukrayna savaşı gündemi ile toplanan NATO Olağanüstü Liderler Zirvesinde Slovakya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’daki yeni askeri birimlerle birlikte “Baltık Denizi’nden Karadeniz’e” bir NATO lokasyonları zinciri oluşturulduğu ilan edildi. Zirve’de Rusya’nın yanı sıra Çin’e yönelik tehditler de yenilendi.
Ukrayna’ya verdiği desteği artıran NATO doğu ve güneydoğu Avrupa’ya ek askerler yerleştirecek. ABD emperyalizminin daha önce aldığı bu karara, savaş aygıtının devlet ve hükümet başkanları ‘resmiyet’ kazandırdılar. Buna göre NATO, Kiev’e siber saldırılara karşı savunmada yardımcı olacak ve nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlara karşı savunma için ekipman sağlayacak. Washington’dan bir Pentagon sözcüsü, “Stinger” füzelerinin ardından uzun menzilli hava savunma sistemlerini teslim etmek için çaba sarf edildiğini duyurdu.
Son günlerde video konferanslarla parlamentolara hitap ettirilen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, NATO zirvesine de hitap ettirildi. NATO’nun kuklası gibi ortalıkta oynatılan Zelenski, silah talebini yineleyerek en az 200 tank istediğini söyledi. Rolünü iyi oynayan Zelenski, NATO şeflerini, istediği silahları vermedikleri için ‘azarlamayı’ da ihmal etmedi.
NATO vekalet savaşını sürdürecek
Savaş aygıtının şefi Stoltenberg, uçuşa yasak bölge ilan ederek veya kara birlikleri konuşlandırarak Rusya ile savaşa girmek yerine, NATO’nun Doğu ve Güneydoğu Avrupa’daki askeri varlığını önemli ölçüde genişletmeye karar verildiğini açıkladı. Bu, silah yığmanın yanı sıra bölgede konuşlandırılan NATO birliklerinin sayısının dörtten sekize çıkartılarak katlanacağı anlamına geliyor...
Stoltenberg, Slovakya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’daki yeni birimlerle birlikte “Baltık Denizi’nden Karadeniz’e” NATO lokasyonları zincirinin oluşturulmakta olduğunu açıkladı. Ayrıca bölgede daha fazla savaş uçağı, “Patriot” ve uçaksavar bataryası konuşlandırılacak; NATO ayrıca “kuzeyden Akdeniz’e” kadar olan uçak gemisi savaş gruplarının, denizaltıların ve diğer savaş gemilerinin varlığını da güçlendirmek ve orta vadede asker sayısını arttırma yoluna gidecek. Alınan kararlar NATO şeflerinin tam bir silahlanma ve savaş histerisi içinde olduklarını gözler önüne serdi.
Savaş bütçeleri artırılacak
Savaş aygıtının şefi Stoltenberg’in görev süresi 30 Eylül’de sona erecekti, ancak Ukrayna savaşı bahanesiyle bu süre uzatıldı. Aygıtın şefi, NATO ülkelerinin askeri bütçelerini artırmaya devam edeceklerini de duyurdu. Aygıta üye ülkelerin çoğunun militarist histeriye kapılmış. Öyle ki, Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda bile, silahlı kuvvetlere ayırdıkları bütçeyi gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 2,5’inden yüzde üçe çıkarmak istediğini açıkladı.
Zirveden önce alınan kararlar zirvede onaylandı
Zirveden bir gün önce yapılan G7 ve AB zirvelerine katılan Joe Biden, Perşembe günü yapılacak olan NATO zirvesinde Rusya’ya yönelik yaptırımların daha da sıkılaştırılacağını açıklamıştı.
NATO zirvesinin yapıldığı sıralarda Moskova’nın enerji tedarikleri için yalnızca ruble ödemelerini kabul edeceğini açıklamasının ardından, AB’ne ABD’nin Rusya’ya yönelik petrol ambargosuna katılması ve doğal gaz ithalatını sıfıra indirmesi yönünde baskılar yapıldı. Ukrayna savaşının baş kışkırtıcılarından olan ABD ve İngiltere, Rus politikacılara, iş insanları ve şirketlerine karşı uygulayacakları yeni yaptırımları daha önce açıklamışlardı.
Savaş örgütü NATO’ya üye 30 devlet başkanının katıldığı zirvede, ABD’nin istediği yönde kararlar alındı. ABD Başkanı Biden, İngiltere Başbakanı Johnson, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Almanya Başbakanı Scholz’un zirve öncesinde aldıkları karaların onaylamaktan öte bir fonksiyonu olmadı zirvenin.
Zirve öncesinde tehditler savuran Jens Stoltenberg, Rusya’ya “benzeri görülmemiş bir bedel” ödeteceklerini söyledi. Rusya sınırlarında halihazırda konuşlanmış birliklere atıfta bulunan NATO şefi şunları söyledi:
“Yüz binlerce Müttefik askeri şimdi ittifak genelinde yüksek düzeyde hazır durumda. Avrupa’da yüz binlerce ABD askeri var. Çoğunlukla ittifakın doğu kesiminde, doğrudan NATO komutası altında 40 bin asker var. Bütün bunlar büyük bir hava ve deniz kuvveti tarafından desteklenmektedir. Uzak kuzeyde ve Akdeniz’de beş uçak gemisi bulunuyor.”
Militarist histeri kapsamında atılan adımları sıralayan Stoltenberg şöyle konuştu,“Devlet ve hükümet başkanlarının NATO’nun tüm alanlardaki konumunu güçlendirme konusunda anlaşacağını varsayıyorum. İttifakın doğusundaki kuvvetlerimizi önemli ölçüde arttıracağız. Karada, havada ve denizde…” Devlet ve hükümet başkanları Stoltenberg’in beklentisini karşılayarak kararları oybirliği ile onayladılar.
“Pekin, bağımsız ulusların kendi yollarını seçme hakkına meydan okumak için Moskova’ya katıldı” diyerek Çin’i de tehdit eden Stoltenberg NATO adına ABD emperyalizminin tezlerini dillendirdi.
Biden’ın zirve sonrasında yaptığı konuşmada öne çıkanlar
Zirve sonrasında aynı doğrultuda konuşan Biden, Çin’e yönelik tehditlerini Rusya’yı yalnızlaştırma vurgusuyla dile getirerek, “Rusya-Çin sopası”nı kullanarak batı emperyalist blokunu birlik olmaya çağırırken şunları söyledi:
“Gıda güvenliği için çalışıyoruz. Çin’e, Rusya’ya yardım etmesi halinde başına gelecekleri çok açık bir şekilde anlattım. Anladıklarını düşünüyorum.”
Çin’in de ABD ve Avrupa’yla ekonomik büyümeyi düşündüğünü biliyoruz. Eğer Rusya’ya yardım ederse kendini zor duruma düşüreceğini biliyor…”
Dozu yüksek tehditler savurduktan sonra Biden, “Çin aslında ekonomik geleceğinin batıya çok bağlı olduğunu Rusya’dan ziyade çok iyi görüyor. Ümit ediyorum ki Çin Başkanı da bu yardımları Rusya’ya yapmaz” diyerek Çin’den dilekte bulunma moduna giriyor.
NATO vurgusu ve ikaz
“NATO ve AB’nin sistem tesis etmesi gerekiyor.” diyen Biden, “Bir teşkilat altında yaptırımları kim deldi, henüz bunu yapan bir oluşum yok.” diyerek olası delmelere karşı işbirlikçilerini uyarma ihtiyacı duydu.
“100 bin Amerikan gücüne ek olarak Avrupa içerisinde NATO; Macaristan, Slovakya, Bulgaristan’da muharebe grupları konuşlandırıyor. Daha önceki konuşmalarımızda aslında bu uyumu Putin’in beklemediğini anlatmıştım. NATO hiç olmadığı kadar uyum içindedir. Putin tam tersi bir etki yaratmış durumda. Bizler ilkeler içinde hareket ediyoruz” dese de Biden, şimdilik sağlanan bu ‘uyumu’ ilkelere değil Putin’e borçlu olduğunu biliyor.
Vekalet savaşına hazırlık itirafı
“NATO uzun zamandır en kötü krizle karşı karşıya. Ama siz dünyanın en güçlü ittifakısınız ve bir arada olduğunuz sürece güvendesiniz” diyen Stoltenberg, “NATO, tank ve uçaksavar sistemleri, insansız hava araçları, yakıt ve mühimmat sağladı. Bir de maddi yardım yaptı” diyerek, Ukrayna savaşında dolaysız şekilde taraf olduklarını dile getirdi
“Ukrayna silahlı kuvvetlerinin cesaretini ve profesyonelliğini takdir etmek istiyorum. Onlarla Ukrayna’da tanıştım ve hepimiz biliyoruz ki 2014’e kıyasla bugün sekiz yıl öncesine göre çok farklı silahlı kuvvetler. Ukrayna silahlı kuvvetleri bugün çok daha büyük, çok daha iyi donanımlı, çok daha iyi eğitimli ve çok daha iyi yönetiliyor. 2014’e göre çok daha iyi lojistikleri var” şeklinde konuşan NATO şefi, 2014 darbesinden sonra Ukrayna ordusunu vekalet savaşına nasıl hazırlandıklarını tam bir pişkinlikle anlatıyor.
Nükleer savaş tehlikesi artıyor
Zirve öncesinde, “NATO doğu kanadındaki kuvvetlerini artırmayı planlıyor” manşetiyle çıkan New York Times, “hem Rusya’nın hem de ABD’nin çok daha az yıkıcı olan nükleer silahları var -Hiroşima bombasının gücünün küçük bir kısmı, kullanımları belki daha az göz korkutucu ve daha akla yatkın” diye yazarak, nükleer savaş kışkırtıcılığına başladı. Silah tekellerinin bülteni gibi yayın yapan medya, son dönemde Rusya karşıtı savaş çığırtkanlığını temel alan bir yayın çizgisi izliyor.
ABD-NATO cephesinin Rusya’yı kuşatma politikasını durdurmak için savaşı başlatan Putin’in, düşürüldüğü tuzaktan kurtulmak için nükleer silah tehdidini daha çok dillendirmesi ve Rusya eski Devlet Başkanı Dmitry Medvedev’in yaptığı açıklamada, dünyanın “büyük bir nükleer patlama” ile sonuçlanacak bir krizle karşı karşıya kalabileceğini söylemesi, Ukrayna savaşının tetiklediği Nükleer savaş tehlikesinin giderek arttığına işaret ediyor.