Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nin 107., TKİP’nin kuruluşunun 26 yılı vesilesiyle “Krize, savaşa ve faşizme karşı devrim ve sosyalizm için... Devrimci sınıf, devrimci parti” şiarı ile Basel’de etkinlik gerçekleştirildi.
20 Ekim Pazar günü kitlesel bir katılımla gerçekleştirilen etkinlikte ilk olarak sinevizyon izlendi. Katılımcıların ilgiyle izlediği sinevizyon sonrasında saygı duruşu ve açılış konuşması yapıldı. Sinevizyonun ardından seminer kısmına geçildi. Sunumda bugünün dünyasına damgasını vuran temel önemdeki sorunlara işaret edildi ve şu şekilde sıralandı:
“Ekonomik kriz, büyüyen ekonomik ve sosyal sorunlar, emperyalist rekabet, hegemonya bunalımı ve yaygınlaşan bölgesel-yerel savaşlar, siyasal gericilik, son olarak da çeşitli biçimler içinde gelişen işçi sınıfı mücadeleleri ve halk hareketleri.”
Emperyalist metrepollerde yükselen faşist hareketin ulaştığı tehlikeli boyutlara dikkat çekilen konuşmada, bu durum son zamanlarda Almanya, Fransa, Avusturya, Hollanda ve İtalya seçimleri üzerinden somutlandı. Irkçı-faşist partilerin bazı ülkelerde hükümet olacak kadar güçlenmesinin güncel nedenleri özetlendi. 20.yüzyılda kapitalizmin merkezi olan Avrupa’da faşizmi iktidara taşıyan koşulların bugün de mevcut olduğuna işaret edildi. Gelinen aşamada faşizmin aynı topraklarda bir kez daha insanlığın gündemine, bir tehdit ve tehlike olarak girmiş olduğu belirtildi.
Sunumun devamında, günümüz dünyasına damgasını vuran en yakıcı olgulardan birinin de savaşlar olduğu gerçeği dile getirildi. Bir dünya savaşı tehlikesini yaratan gelişmeleri hegemonya krizi, artan militarizm ve çılgınlık düzeydeki silahlanma yarışı, çoğalan yerel-bölgesel savaşlar şeklinde sıralandı. Dünyamızın, emperyalist savaş arenası olma potansiyeli taşıdığı belirtildi. Ukrayna savaşıyla Avrupa’nın, barut fıçısı haline gelen Ortadoğu’nun ve gerilimin tırmandığı Asya-pasifik bölgesinin, emperyalist rekabet ve hegemonya mücadelesinin öne çıkan sahneleri olduğu ifade edildi.
Sunumda dünya olaylarının ağırlık merkezini oluşturan Ortadoğu’nun tablosu özetlendi. Uluslararası gündemin odağında bir kez daha oturmuş bulunan Filistin davası-direnişi, bunun sorunları ve emperyalist-Siyonist vahşet anlatıldı. Ortadoğu’daki en önemli sorunlardan birinin Kürt sorunu olduğu, Kürt halkının bölgesel düzeydeki kazanımları ve bunların tehdit altında olduğu dile getirildi.
Sunumda dünya ölçüsünde işçi sınıfı hareketinin ve halk ayaklanmalarının yeni bir tarihi evresinin başladığı, güncel gelişmeler üzerinden özetlendi. Dünyamızın çehresinin sadece bunalımlar ve savaşlarla karakterize edilmediği, tarihsel olarak devrimler dönemine de girildiği gerekçelendirildi. Devamında, hayatı ve zenginlikleri yaratan işçi sınıfının da ayakta olduğu ama sol hareketin ana gövdesiyle bu sınıfı unuttuğu, dahası bu sınıfa olan inancını yitirdiği dile getirildi. Türkiye sol hareketinin on yılları bulan bir evrimi ve bu evrimin sonucu olarak ortaya çıkan tablosuna değinildi. Bu tablo içinde görülen olgunun, sol hareketin, ana gövdesiyle tasfiyeci süreçler içinde tükenerek tümden reformist ve parlamenterist bir çizgiye oturduğu, gerisin geri TİP çizgisine dönüldüğü ve TİP parlamentarizminde karar kılındığını gösterdiği belirtildi. Sol hareketin bugünkü tablosu içinde reformist akımların önemli bir güç kazandığı ve reformizmin, ezici bir ağırlık oluşturduğu belirtilen konuşmada, güç olmanın yolunun işçi sınıfı içinde güç olmaktan geçtiği vurguladı.
İşçi sınıf devrimcileşmediği sürece devrim iddiasının boş bir hayal olacağını ifade etti. Devrimci partinin görevi, bu sınıfı burjuvazinin karşısına etkin bir kuvvet olarak çıkartmaktır diyen konuşmacı, Türkiye işçi sınıfının geleceğinin Türkiye’nin devrimci geleceği demek olduğunu belirtti. Sunumda son olarak şunlar ifade edildi:
“Bu bilinçle hareket eden TKİP, bütün dikkatini işçi sınıfına veriyor. Pratik çabasının ve enerjisinin en büyük bölümünü işçi sınıfını devrimcileştirmeye, onu bağımsız ve örgütlü bir güç olarak devrimci sınıf savaşına yöneltmeye ayırıyor. Çünkü Türkiye’de devrim ve sosyalizmin geleceğinin bütünüyle buna bağlı olduğuna inanıyor. Bu bilinçle hareket ediyor, bunun gereklerine uygun davranıyor.”
Verilen aradan sonra etkinliğe katılarak dayanışma içinde olan dost devrimci kurumlara ve katılımcılara söz verildi. MLKP, TKP/ML, TKEP/L, PDD, DHKP/C, Devrimci Cephe gibi dost kurumların temsilcileri, yaptıkları konuşmalarla da etkinliğe güç verdiler.
Katılımcı dost kurum ve kişilerin düşüncelerini, öneri ve eleştirilerini dile getirmelerinin ardından toparlayıcı kapanış konuşması yapıldı ve etkinlik sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / Basel