21. yüzyılın ilk çeyreğini geride bırakmak üzere olduğumuz bugünkü evrede, insanlığın hem bugününü hem geleceğini tehdit eden gelişmeler yaşanıyor. Bugün izlemekte olduğumuz dünya olaylarının seyri, 21. yüzyılın da tıpkı 20. yüzyıl gibi bir krizler, savaşlar ve devrimler yüzyılı olacağının olgularını sunuyor. Ekonomik kriz, giderek büyüyen ekonomik ve sosyal sorunlar, kızışan emperyalist rekabet, hegemonya bunalımı, çığırından çıkan silahlanma yarışı, militarizm ve yaygınlaşan bölgesel-yerel emperyalist savaşlar ve tüm bu olguların sonucu olarak, dünya çapında yaygınlaşarak büyüyen işçi hareketleri ve halk ayaklanmaları, sözü edilen olguların başlıcalarıdır.
Kapitalist / emperyalist sistemin bugün ürettiği ekonomik ve sosyal bunalımları siyasal bunalım tamamlıyor. Bu ise siyasal gericiliğin derinleşip belirginleşmesi ile de kendini gösteriyor. Demokratik hak ve özgürlükler adım adım gasp ediliyor, polis devleti uygulamaları meşrulaştırılıyor ve ırkçı faşist partiler güç kazanıyor. Kapitalizmin vitrini sayılan Avrupa’da faşizm bir kez daha tehtid haline geliyor. Faşist partiler seçimlerde büyük başarılar elde ediyor ve birçok ülkede hükümet kuruyor.
Kapitalist sistemin içinde bulunduğu çoklu krizler, dünyayı yeni bir savaşlar dönemine sürüklemiş bulunuyor. Doğu blokunun çökmesinden yalnızca bir yıl sonra Körfez savaşı başlamış, ardında ise 1999 yılında emperyalist savaş aygıtı NATO’nun Yugoslavya’yı yakıp yıkması geldi. Bunları 2001’de Afganistan, 2003’de Irak işgalleri izledi. 2011’de Libya, Yemen ve Suriye emperyalist savaşla karşı karşıya kaldı. Şimdi ise Ukrayna üzerinden Avrupa, Filistin ve Lübnan halklarına uygulanan soykırım üzerinden ise Ortadoğu savaşın öne çıkan cepheleridir.
Fakat dünya tablosunun öteki yüzünde ise işçi ve emekçilerin kapitalist barbarlık karşısında çıkış arayışlarının ifadesi olan yaygın ve zengin mücadele gerçeği vardır. Dünyanın hemen her yerinde grevler, genel grevler, çeşitli biçim ve düzeylerde işçi hareketleri ve halk ayaklanmaları yaşanıyor. Tüm bunlar, işçi ve emekçilerin kapitalist barbarlığa boyun eğmeyeceklerini gösterdiği gibi yeni bir devrimler döneminin de ilk kıvılcımlarıdır.
107. yılını kutladığımız Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nin yıl dönümü vesilesiyle dünyadaki gelişmeleri tartışmak amacıyla 20 Ekim günü Basel’de “Krize, savaşa ve faşizme karşı Devrim ve sosyalizm için...devrimci sınıf, devrimci parti” şiarıyla bir etkinlik düzenliyoruz. Türkiyeli işçi ve emekçileri, ilerici ve devrimci kurumları etkinliğimize destek vermeye ve düşüncelerini bizimle paylaşmaya davet ediyoruz.
Basel’den TKİP taraftarları